Meşru savunma hakkı

IRAK Başbakanı İbadi, Başika’daki Türk askeri varlığını kastederek Türkiye’yi ‘işgalci’ ilan etmeyi sürdürüyor.

Haberin Devamı

Türk askerinin Irak’tan çekilmesini istiyor, “Türkiye ileri gitmesin, uyarıyoruz” diye tehdit ediyor.

Türkiye’nin Kuzey Irak’taki askeri varlığının gerekçelerini dün yansıtmıştım. PKK ve DEAŞ’ın Türkiye’ye saldırıları, Türkiye’yi parçalama gayretleri, büyük göç sorunu, tarihi ve hukuki nedenleri saymıştım.

Bugün ‘işgal’ iddiası karşısında ‘meşru savunma hakkı’ üzerinde duracağım.


İŞGALCİ KİM?
Musul operasyonu vesilesiyle 36 ülkeden askerlerin Irak’ta bulunduğunu öğrendik.

İbadi’nin -belki tamamını bilip bilmediğinden emin bile olmadığı- bu ülkelere bir itirazı yok.

Hele ABD, İngiltere ve Fransa’ya hiç yok.

Sadece Türkiye’ye var.
Eğer İbadi’nin itirazı ulusal kurtuluş mücadelesi mahiyetinde bir itiraz ise 2003’te Irak’ı işgal eden ve sonra üçe bölüp bir milyondan fazla Iraklının ölümüne neden olan işgalcilerdir. Bunlar arasında Türkiye yoktur.

Şimdi ülkesini kurtarmaktan söz eden İbadi, bu kurtuluşu ABD, İngiltere ve Fransa’dan beklemektedir. Peki ülkesini kimden kurtaracaktır?

DEAŞ’tan...

DEAŞ nasıl ortaya çıkmıştır?

ABD’nin Irak ordusunu dağıtıp, ülkeyi üçe bölmesinden sonra...

Dolayısıyla işgalci de DEAŞ’ın doğmasına neden olan parçalanmayı yaratan da Türkiye değildir, ABD ve İngiltere’dir.


İKİ NEDEN YETER
Türkiye’nin Kuzey Irak’ta asker bulundurması ve Musul operasyonunda yer alması için dün saydığım birçok neden bir yana sadece iki neden bile yeterlidir.

Bunlardan ilki Türkiye’nin meşru savunma hakkıdır.

Türkiye, topraklarını PKK’ya teslim etmiş olan Irak’tan gelen saldırı ve tehdide karşı meşru savunma hakkına sahiptir. Bu hakkı, tehdidin geldiği topraklarda kullanmasının kaynağı, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’dir.

Türkiye’nin, İbadi’den PKK’yı topraklarından çıkarmasını isteme hakkı vardır. Bunu sadece İbadi’den değil daha önceki Irak yönetimlerinden de talep etmiştir. Eğer saldırının geldiği ülke bunu önleyemiyorsa, saldırıya uğrayan ülkenin kendi gücüyle önleme hakkı doğar. Bu açıdan bakıldığında meşru savunma hakkını kullanan Türkiye’nin işgalci olduğu iddia edilemez. Türkiye’ye saldırıları önleyemeyen Bağdat’ın, Türkiye’nin ulusal güvenliğini, ülke bütünlüğünü korumak üzere meşru savunma hakkını kullanmasına itiraz hakkı yoktur.

İkinci olarak, DEAŞ’a karşı kurulan koalisyonun içinde başından beri yer alan, DEAŞ hedeflerine karşı en yoğun, en etkili hava operasyonlarını, top ve tank ateşini gerçekleştiren ülke Türkiye’dir.

Türkiye’nin DEAŞ’a karşı mücadelesi sadece koalisyon ortağı olmaktan değil, aynı zamanda bu terör örgütünün kanlı saldırılarına maruz kalmasından ve yüzlerce vatandaşını kaybetmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Türkiye’nin askeri varlığı, DEAŞ’a karşı da meşru savunma mahiyetindedir.

ABD’nin Irak’ı işgal ettiği 2003 yılından önce olduğu gibi sonra da Irak’ın toprak bütünlüğünü samimi olarak savunan tek ülke Türkiye’dir.

Türkiye, Irak’ın düşmanı değildir.

Yapmaya çalıştığı kendi ulusal güvenliğini ve bütünlüğünü korumaktır.

İbadi eğer kafa tutacaksa Türkiye yanlış adrestir.

Yazarın Tüm Yazıları