Şu ana kadar Suriyeli mülteciler için yapılan yardım miktarı 10 milyar dolar. Suriyeli sığınmacılar için, eğitim, sağlık, barınma, istihdam gibi birçok alanda da hâlihazırda mevcut birçok proje hayata geçirilmiş durumda. Devletin yanı sıra, yerel kurumlar, sivil toplum kuruluşları da bu alanlarda çok etkinler. Yani,
Üstelik bu çabanın yüksek bir sosyal ve ekonomik maliyeti bulunmasına rağmen.
Türkiye'nin Suriye'de savaş başladığında dile getirdiği uyarılarına ve açıklamalarına kulaklarını tıkayan, oradaki vahşete sessiz kalan AB üyeleri, şimdi ise uyarıların boşa olmadığını görüyorlar.
Suriye'de yaşananları görmeyen Avrupa Birliği ülkelerinin, Suriye'den Avrupa'ya zorunlu göçler başladığında ise, hem Türkiye'ye karşı hem de Suriye'den gelen sığınmacılara karşı tavırları değişti. Suriye'den gelenlere hiçbir ayrım gözetmeksizin
Suriyeli mülteciler konusuyla bu kadar ilgilenmelerinin
Bu yüzden de, bulunduğu coğrafyanın maliyetini yüklenen ve bu konuda önemli deneyimi ve başarısı olan Türkiye'den yardım elini uzatmasını istiyorlar.
Ancak
yüklenirken, bu maliyetin pa
Bu talepleri AB geçmiş dönemlerde erteledi, gündeme almadı, hatta görmezlikten geldi. Ama artık o dönemde değiliz. İçinde bulunduğumuz dönemin şartları AB için de Türkiye için de geçmiştekinden oldukça farklı.
Dolayısıyla bu yeni dönemde, AB'nin Türkiye'ye olan tavrında zorunlu bir değişiklik olacak. Suriye'den gelen göç dalgasını engellemek için Türkiye'nin liderliğine ihtiyaç duyan AB ülkeleri, Türkiye'nin AB üyeliği serüvenini sürekli çıkmaza sokma alışkanlığına bu kez ara vermek zorunda kalacak gibi.
Yıllardır Türkiye'ye hak etmediği bir muameleyle davranan, üyelik müzakerelerinde olmayacak bahaneler bulan AB'nin Türkiye'ye hakkını teslim etmesi için bir fırsat var önümüzde.
, bu fırsat kapsamında.
Suriyeli sığınmacılar, geri kabul anlaşması ve vize muafiyeti gibi başlıkların yanı sıra, AB ile 1996 yılında imzalanan Gümrük Birliği Anlaşması'nın geçen 20 yıllık dönemde zamanın gerisinde kaldığı da göz ardı edilmemeli. Gümrük Birliği'nde değişen ekonomik şartların yanı sıra, bir de Avrupa Birliği ve ABD arasında devam eden
Bu yüzden, AB ile vize serbestliği ile vatandaşların kısa süreli de olsa vizesiz seyahat serbestisi ile hareketliliği sağlanırken, mal serbestliğini sağlayan
çin
'nin yeniden
TTIP anlaşmasının dışında kalmak, zaten mevcut durumdaki Gümrük Birliği Anlaşması'nın maliyetini de yüklenen Türkiye için yeni ve daha büyük bir maliyet demek. Aksi halde, yani serbest ticaret anlaşmasından Türkiye'nin dışlanması durumunda, Gümrük Birliği'nin ekonomik anlamda Türkiye için bir anlamı kalmaz.