Brexit yeniden uzatmaya mı gidecek?

Britanya'da Avam Kamarası, Başbakan Boris Johnson'ın Brexit konusundaki zaman çizelgesini reddetti. Öncesindeyse müzakere edilen AB ile anlaşmayı salı günü onaylamıştı. Johnson, AB'nin tepkisini görmek için çıkış sürecini askıya almıştı. Şimdi beklenen, AB'nin cumartesi günü talep edilen uzatmaya razı gelip gelmeyeceği.

Tüm alıntıları göster/kapat
The Daily Telegraph (GB) /

AB taraf değiştirdi

Daily Telegraph, Johnson ile AB arasında yeni bir ittifak gözlemliyor:

“Brexit karşıtları pes etmiyor ve şimdi ayrılık anlaşmasına karşı daha sinsi yöntemlerle mücadele edecekler. Kendilerinin neden olduğu gecikmeyi kullanıp anlaşmayı değiştirmeye ve zayıflatmaya çalışacaklar. Ama değişen çok önemli bir şey daha var: AB artık onların müttefiki değil. Bu anlaşmayı hayata geçirmek için artık Johnson hükümetiyle işbirliği yapmak istiyor. Artık yeni talepleri ve uzlaşıları tartışmak istemiyor. AB asla yapmayacağını söylemesine rağmen zamanında ayrılık anlaşmasını Theresa May'le yeniden müzakere etmişti. Bunu bir daha göze almayacaktır. Bu artık son nokta.”

Irish Examiner (IE) /

Britanya Avrupalıların sabrını taşırıyor

AB-27'nin Brexit konusunda yeni bir ertelemeye onay vermesi kesin değil, diyor Irish Examiner:

“Erteleme kaçınılmaz görünse de AB'nin siyasi liderleri arasındaki bu tartışmanın ne kadar gergin geçebileceğini kimse küçümsememeli. Günümüzdeki durum, May'in Britanya başbakanı olduğu zamankinden çok daha farklı. O zamanlar radikal Brexit taraftarları May'in kötü pazarlık yapmasından şikayet etmiş, kendilerinin Brüksel'le daha iyi bir anlaşma yapacaklarını ileri sürmüşlerdi. Ancak şimdi Brexit taraftarları, belli ki Britanya'nın sorunu olan bir konudan, yani parlamentonun bir türlü karar verememesinden AB'yi sorumlu tutmuyor. Emmanuel Macron'un Londra karşısındaki sabırsızlığı, AB'nin diğer siyasi liderlerine de sıçrıyor. ... Ne de olsa sonu gelmez ertelemelerin, anlaşmasız bir ayrılıktan daha fazla maliyet doğurduğu bir nokta var.”

La Stampa (IT) /

Gün 'Düzen!' günü

La Stampa'ya göre, John Bercow taraflı da olsa bir düzen sağlıyor:

“Avam Kamarası başkanı tarafsız olmak ve göreve geldiğinde partisinden ayrılmak zorunda. Ama birçokları Bercow'u, referandumda da oyunu attığı 'AB'de kalmak' tarafında yer almakla suçluyor. Bercow, hiç kuşkusuz yetkileri sayesinde tartışmayı yönlendiriyor: Parlamenterlere söz hakkı veren ve düzeni sağlayan da o. Kamarada düzeni sağlamak için kimse onun kadar yüksek sesle 'Order! Order!' diye bağırmamıştır. Bugün Westminster'deki Brexit mücadelesinde bir sonraki tura geçiliyor. ... Hükümet, anlaşma metninin yayınlanacağını açıkladı ve öğleden sonra oylamaya geçilebileceğini düşündü. ... Bercow'un kartal gibi dikkatli bakışları altında.”

Berlingske (DK) /

Johnson da pragmatik olabiliyormuş

Berlingske, Boris Johnson'ın köşeye sıkıştığı son anda Kuzey İrlanda konusunda geri adım atmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyor:

“Görünen o ki, İşçi Partisi üyeleri Johnson'a, anlaşma için gerekli çoğunluğu sağlayabilir. Bu başarılacak olursa Britanya başbakanı uzlaşma için gerekli siyasi güce sahip olduğunu göstermiş olur. ... Anlaşmayı yeni bir referandumun konusu yapmak doğru olacaktır. ... Ancak Avrupa Birliği açısından bakıldığında Johnson'ın en azından pragmatik davranmaya hazır olduğunu göstermesine bile sevinebiliriz aslında. Gerçekten bir ayrılık gerçekleşirse, Britanya ile AB arasında yapılacak müzakerelerde ciddi anlamda akıl ve pragmatizme ihtiyaç olacak.”

Tygodnik Powszechny (PL) /

Her koşulda kazanan kişi

Tygodnik Powszechny, Brexit nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, kazanan kesin, diyor:

“Şimdi Boris Johnson her zaman işe yaradığını bildiği şeyi yaparak, muhalefeti ve parlamentoyu halkın iradesinin tecelli etmesini engellemekle suçlayabilir. ... Ne Londra'da yapılan Brexit karşıtı kitlesel gösteriler, ne başarısızlık ihtimali (ve en önemlisi) ne de yeni parlamenterleri kendi anlaşması için ikna etmesi, başbakana siyasi açıdan zarar verecektir. Hatta bir erken seçimde destekçi bulması daha da kolaylaşır, çünkü Britanyalı siyasetçiler de, Avrupalı siyasetçiler de artık Brexit sürecinin geride kalmasını istiyor.”

tagesschau.de (DE) /

Gözü kara kumarbaz paçayı kurtaramasın

tagesschau.de'ye göre, AB üyeleri şimdi sinirlerine hakim olup erteleme başvurusunu kabul etmeli:

“Avrupa Birliği, Avrupa'nın en büyük ikinci ekonomisinin anlaşma olmaksızın ayrılmasından kaçınmanın, kendisinin de lehine olduğunu unutmasın. Tek bir üye ülkenin bile 'hayır' demesi yeni bir ertelemeyi engelleyebilir ve 31 Ekim'de devreye girecek anlaşmasız bir Brexit'in olası bir ekonomik iflası tetiklemesine yol açabilir. Bunun sonucunda da Johnson, Britanya Parlamentosu'nun AB ile birlikte ülkeyi ekonomik bir uçuruma sürüklediğini ileri sürebilir. Bundan kaçınmak gerek. Bu kumarbaz paçayı bu kadar kolay kurtaramamalı.”

La Croix (FR) /

Avrupa, Johnson'un en yakın müttefiki

La Croix, Boris Johnson'ın, kaos politikasını Avrupalı müttefikleri sayesinde sürdürebildiğini ileri sürüyor:

“Britanya başbakanını Brexit çıkmazından kurtaracak olan kendi 'becerileri' değil, Avrupa'daki sorumluların yeni bir lütuf göstermesi olacaktır. Bu lütuf içerisinde yeni bir erteleme de yer alacak mı? Boris Johnson, Britanya Parlamentosu'nun verilen sürede uzlaşmayı onaylayacağına kesin gözüyle baktığından yeni bir ertelemeye gerek kalmayacağını ileri sürüyor. Ölçüsüzce cesur davrananların dayanağı, genellikle karşılarındakilerin kendilerinden daha sabırlı ve akıllı olması olmuştur. Bu hesaba göre Boris Johnson da aslında kaçınmak istediği tehlikelere korkusuzca atılabilir; öyle ya, sonunda Avrupalılar mantıklı davranacaktır. Avrupa bu bağlamda Johnson'ın en iyi müttefiki olduğunu gösterdi.”

The Guardian (GB) /

Britanyalılar yeniden karar verebilmeli

Tarihçi Timothy Garton Ash, The Guardian'daki yazısında, halka bir kez daha karar verme imkanı verilirse Britanya'nın her şeye rağmen AB'de kalma şansının olacağını ileri sürüyor:

“Ne taraftan bakılırsa bakılsın, Brexit'in iyi sonuçlar vermesi imkansız. Ama burada en az zarar verecek yol, Britanya'nın ikinci bir referandumla AB'de kalmaya karar vermesi olacaktır. Bu da daha ziyade parlamentonun Boris Johnson'ın anlaşmasını, ancak referandum yapılması koşuluyla kabul etmesi halinde mümkün. Bu referandumda Britanya halkı bağlayıcı ve kesin bir karar vermeli: Ülke, bu hükümetin müzakere ettiği koşullar altında AB'den ayrılsın mı, yoksa AB'de mi kalsın? ... Anketlere göre şu anda Britanya halkının çoğunluğu AB'de kalmaktan yanayken ülkenin 'halkın iradesine' saygı göstermek uğruna AB'den ayrılması son derece tuhaf olmaz mı?”

Jutarnji list (HR) /

Seçmen başbakanını hep affediyor

Jutarnji list, Britanya başbakanının nasıl sürekli paçayı sıyırdığına şaşırıyor:

“Johnson'a güven duyulamayacağını zaten biliyoruz. Haber uydurduğu için onu işten atan medya organları da bunun farkında, başka kadınlarla aldattığı sevgilileri de. Yeni bir anlaşma hazırlatarak sırtından bıçakladığı İrlandalı birlikçiler de ona güvenilmeyeceğini biliyor artık. Johnson iki gün önce parlamentoda işçi haklarını düzenleyen yasaları kaldırarak bu hakları korumanın mümkün olduğunu yüzü kızarmadan söyleyebildi. Öte yandan Muhafazakarları kendilerini Brexit'inardından düzenlemelerin olmadığı bir ütopyanın beklediğine, İşçi Partisi'ni ise Britanya'nın AB'nin bütün standartlarına uyacağına ikna etti. ... Johnson'ın boyun eğdiği tek merci sandık ve seçmeni şimdiye kadar onu her zaman affetti.”

Aftonbladet (SE) /

AB, Brexit sayesinde her zamankinden çok revaçta

Aftonbladet, Brexit tiyatrosunun AB'ye de yarayacağını söylüyor:

“Soru şu: Meşruiyeti uzun süredir yurttaşları tarafından sorgulanan AB'nin, Brexit'ten faydalanması mümkün değil mi? Hem Brexit hem de ayrılığın Britanya ekonomisi ve yurttaşlar için yaratacağı sorunlar, AB üyeliğinin artılarını göstermiş oldu. Avrupa'da AB'nin gördüğü destek, 1983'ten bu yana hiç bu kadar güçlü olmamıştı. AB yurttaşlarının yüzde 68'i, üyeliğin ülkelerine fayda sağladığını düşünüyor. Çoğunluk da kendi ülkesinde yapılacak bir referandumda AB'den ayrılık konusunda red oyunu kullanacağını söylüyor.”