Amy Coney Barrett, Ginsburg'ün yerine aday

ABD Başkanı Trump, favorisi olan koyu Katolik Amy Coney Barrett'ı Yüksek Mahkeme'de liberal Ruth Bader Ginsburg'ten boşalan pozisyona aday gösterdi. Böylece muhafazakarlar Yüksek Mahkemede net olarak çoğunluğu ele geçirebilir. Siyasi kurumlara yönelik pervasız bir taktik mi bu? Avrupa basını durumun çok daha karmaşık olduğunu söylüyor.

Tüm alıntıları göster/kapat
Die Presse (AT) /

Her şey demokratik

Die Presse, Cumhuriyetçilerin Senato'daki çoğunluklarını yeni bir yargıç seçilmesi için kullanmalarını meşru buluyor:

“ABD tarihinde Yüksek Mahkemenin bünyesinde bir koltuğun boşaldığına ve başkan tarafından yeni birinin atandığına sık sık tanık olduk. 1888'den beri Beyaz Saray ve Senato aynı partinin elinde olduğu durumlarda Senato, adayı her seferinde onayladı. Demokratların bu kez farklı olması talebi abesle iştigaldir. Evet doğru, Cumhuriyetçiler 2016'da Obama'nın atadığı Merrick Garland'ı seçmekte direndi. Ama demokraside işler böyle işliyor zaten: Çoğunluk kimdeyse onun sözü geçer.”

Aargauer Zeitung (CH) /

Dar görüşlü ve aceleci

Aargauer Zeitung, Yüksek Mahkeme'ye seçimlerden hemen önce yeni bir yargıç seçilmesi Cumhuriyetçilere bir kâr sağlamayacak, diyor:

“Bu tür atamalarda Demokratların ve Cumhuriyetçilerin uyduğu bir protokol vardı bir zamanlar. Sorunun çözülmesi için yoğun zaman harcanırdı. Cumhuriyetçilerin artık bu kurallara uymaması kimseyi şaşırtmıyor. Çünkü Trump'ın Washington'unun sloganı şu: Kurallar mağluplar için yazılmıştır. Ancak şaşırtıcı olan, bu tür bir siyasetin ne denli dar görüşlü olması. Anketlerin neredeyse hepsi halkın içinde sadece küçük bir çoğunluğun Cumhuriyetçilerin düşüncelerini paylaştığını gösteriyor. ... 3 Kasım'da çoğunluk Amerikan seçmeninin bu küçük güç oyunlarını ödüllendireceğini söylemek çok zor.”

The Independent (GB) /

Böylece Trump tekrar seçilmeyi unutabilir

The Independent'e göre, ABD başkanı bu atamayla liberal kadınlara meydan okuyor:

“Katı bir kürtaj karşıtını en yüksek yargıçlığa aday göstermesi Trump'ın şu anda banliyölerdeki kadın seçmenlerde Joe Biden karşısında yaşadığı gerilemeyi durdurmaya yetmeyecek. 2018'de Yüksek Mahkeme yargıcı Brett Kavanaugh'un ABD Kongresi'nin ara seçimlerinden hemen önce seçilmesine benzer bir etki yaratabilir bugünkü atama. Ama bu sefer söz konusu olan ABD başkanlık seçimleri. ... Ruth Bader Ginsburg'ün son arzusu, başkanlık seçimlerinden önce aceleyle yerine birinin atanmamasıydı. Cumhuriyetçiler şimdi onun bu son arzusunu yerine getirmeyerek Senato'daki çoğunluklarını tehlikeye atıyor ve Trump'ın azalan yeniden seçilme şansına son darbeyi vuruyorlar.”

Süddeutsche Zeitung (DE) /

Biraz daha fazla güven fena olmaz

Süddeutsche Zeitung Washington muhabiri Hubert Wetzel, liberal Amerika'nın sözde çöküşüne dair boş uyarılar için henüz erken olduğunu söylüyor:

“Yüksek Mahkemenin en yaşlı muhafazakar yargıçları yetmişlerinde iki beyefendi; yani Trump'ın 6'ya 3'lük çoğunluğu, olumlu bakılırsa kısa sürede solcuların 5'e 4'lük çoğunluğuna dönüşebilir. ... Anayasa yargıcı bir Barrett'in vereceği kararların Ginsburg'ünkülerden daha muhafazakar olacağı kesin. ... Ama Ruth Bader Ginsburg'e bütün saygımıza rağmen, Demokratların, Amerika'ya engizisyonun geri gelmesinden, kadınların boyunduruk altına alınmasından koruyan tek şeyin bu zarif hanımefendiymiş gibi davranması da biraz abartılı. Amerikan liberalizminin direnme gücüne biraz daha fazla güven fena olmaz.”

De Standaard (BE) /

Kültür savaşları Cumhuriyetçilere yarayacak

De Standaard, Barrett'ın muhafazakarlığını ve radikal Hıristiyanlığını fazla yüksek sesle eleştirmek [Demokratların] kendi kalesine gol atması anlamına gelebilir, diyor:

“Demokratlar Barrett'ın atanmasını engelleyemeyeceklerinin farkında. Kimi senatörler aday belirlemenin alelacele yapılmasından rahatsız olduklarından adayın Senato'da dinlenmesini boykot etmek istiyor. ... Başkan yardımcısı adayı Kamala Harris gibi başkaları da Barrett'ın muhafazakar sağ fikirlerinin ne kadar tehlikeli olduğuna işaret etmek istiyor. Demokratlar, Cumhuriyetçiler tarafından dinsiz bir parti olarak gösterilmelerine fırsat vermeden eleştirilerinde daha ne kadar ileri gidebilirler? Cumhuriyetçiler bu tür kültür savaşlarını kendileri için kullanmayı her zaman bilmişlerdir.”