İsveç: Yeni hükümetten ne beklemeliyiz?

Muhafazakâr ve ekonomide liberal Ilımlıların lideri Ulf Kristersson, pazartesi günü İsveç’in yeni başbakanı oldu. Başında bulunduğu muhafazakâr koalisyon, eylül ayındaki seçimlerden ikinci parti olarak çıkan İsveç Demokratları (SD) ile yakın bir işbirliği geliştirmeyi planlıyor. Başta göç meselesi ve çete suçlarıyla mücadele olmak üzere çeşitli konularda yolları kesişiyor. Yorumcular endişeli.

Tüm alıntıları göster/kapat
Dagens Nyheter (SE) /

Halkın beşte birine saldırı

Dagens Nyheter, yeni hükümetin göçmenleri günah keçisi ilan etmesine öfkeli:

“Ulf Kristersson'u dinleyin, ne dediğine kulak verin. Tekrar tekrar göçün bir yük olduğunu, İsveç'i mahvettiğini, akla gelebilecek tüm toplumsal sorunların nedeni olduğunu söyleyip duruyor. Halkın beşte biri her sabah uyandığında kendine şunu sormalı: Başbakan'ın kastettiği ben miyim? Hiç gelmemesi gereken, yaklaşan tersine göç kampanyalarının hedefinde olan kişi ben miyim? Bu, en yüksek siyasi mevkiden gerçekleştirilen bir saldırıdır, insanları mahvedecek bir saldırı.”

Aftonbladet (SE) /

Güçsüzler daha da ezilecek

Yeni hükümetin çete suçlarıyla mücadele etmek için getirmeyi planladığı tedbirler arasında, üst arama uygulamasının yapılacağı bölgeler oluşturmak da var. Aftonbladet, zenginlerin yaşadığı semtlerin bundan etkilenmeyecek olmasına kızgın:

“Her şeyden evvel, çete şiddetini ve [göçmenlerin yaşadığı] banliyölerde yaşanan 'savaş'ı finanse edenin bu bölgelerdeki uyuşturucu kullanımı olduğunu [biliyoruz]. ... Polis devleti yalnızca bazı İsveçliler için var. ... Bu şekilde, ister dersliklerde, ister işgücü piyasasında, ister kanunlar önünde olsun, ayrımların gittikçe çoğaldığı bir İsveç inşa ediyoruz. Baskılar ve sulandırılmış yasal güvenlik, toplumsal tartışmalarda sesi olmayanları hedef alıyor, güçsüzlere yöneliyor. ... Ve [kontrol edilen] bölgelerde, çoğunluğun derdi yalnızca çalışmak ve düzgün bir hayat sürmek olsa bile bundan herkes etkilenecek.”

Göteborgs-Posten (SE) /

Yapacak çok iş var

Göteborgs-Posten, hükümet değişikliğini memnuniyetle karşılıyor:

“İsveç’te artık çoğunluğun konuştuğu dilin İsveççe olmadığı anaokullarının var olduğu gerçeği, etnik ayrımcılığın ve toplumsal dışlamanın ulaştığı boyutu gösteriyor. ... Öte yandan, çete suçları yeni canlar almaya devam ediyor ve 2022 şimdiye kadarki en ölümcül yıl oldu. ... Sağ partiler ve Liberaller bu hakikati artık kabullenmeye çalışıyor. Çocukların gelişim olanaklarını kısıtlayan bu dışlamaların aşılabilmesi için göçün sürdürülebilir olması gerekiyor. Kolluk kuvvetleri, çete suçlarına son vermek için güçlü araçlara ihtiyaç duyuyor. ... Ayağı yere basan liberalizm budur işte.”

Süddeutsche Zeitung (DE) /

İktidar karşılığında satılan ruhlar

Süddeutsche Zeitung İskandinavya muhabiri Kai Strittmatter, muhafazakârların SD artık normal bir partiymiş gibi davranmasına öfkeli:

“Hatırlayalım: SD, seçimlerin hemen öncesinde kendi saflarındaki 200’den fazla yetkilinin ırkçılık yaptığı veya neonazi etkinliklerine katıldığı tespit edilen bir partidir. ... İktidara susamış muhafazakârlar ve liberaller, aşırı sağa eşi görülmemiş bir fırsat sunuyorlar. Liberal Parti lideri, pazartesi günü bunun yalnızca bir ‘al gülüm ver gülüm’ meselesi olduğunu öne sürdü. Aslında durum şu: Ne zamandır bekledikleri bakanlık pozisyonlarını almak karşılığında ruhlarından bir parça veriyor ve fark etmeden üzerine bir parça da demokrasinin ruhundan ekliyorlar.”

Expressen (SE) /

Dümenin başında İsveç Demokratları yok

Expressen, koalisyonun SD’nin dümen suyunda gittiği iddialarına karşı çıkıyor:

“SD, göç ve suç politikaları meselesinde beklendiği üzere çok şey elde etti. Bu konuda yolları Ilımlılarla pek çok yerde kesişiyordu zaten. ... Ancak SD, Avrupa dışındaki ülkelerden gelen sığınmacı göçünün komple durdurulması gibi meseleler hakkında lafını dinletecek birilerini bulamadı. ... Liberallerin bu işbirliği çerçevesinde adeta paspasa dönüştürüldüğü iddiasını da sorgulamak gerekir. Yeni nükleer güç, ordunun yeniden silahlandırılması ve İsveç’in NATO üyeliği konularında başka hiçbir parti böylesine ateşli bir kampanya yürütmemişti. Şimdi bunların tamamını da hayata geçirebilirler. ... Sağcılar arasında kurulan bu yeni işbirliğinin mimarının SD olduğu iddiasına kulak asmayın.”