Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, Almanya eski Şansölyesi Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Rusya Devlet Başkanı Putin (soldan) 2019'un sonlarında Ukrayna sorunu üzerine bir zirvede.

  Ukrayna Krizi

  34 yorum

Moskova Kiev'e fiilen savaş ilan ederken, Doğu Avrupa'nın geri kalanında durum ne? Tanklar yönünü Estonya ya da Polonya'ya çevirebilir mi? Yoksa sırada başka saldırılar mı var? Yorumcular, Avrupa'nın neye hazırlanması gerektiğini tartışıyor.

Rus ordusu çarşambayı perşembeye bağlayan gece Ukrayna’ya saldırdı. Başkent Kiev’e ve başka şehirlere roketler düştü. Kara birlikleri Ukrayna topraklarında birkaç cephede ilerleyişe geçti. Putin diğer devletleri de Rusya’nın yoluna çıkmamaları konusunda uyardı. Avrupa basını dehşete düşmüş durumda ve bunun sonuçları olması gerektiğini düşünüyor.

AB ülkeleri Rusya’ya uygulanacak yeni yaptırımlar konusunda uzlaştı. Çarşambadan itibaren bankalar, finans piyasaları, perakendeciler ve özel kişiler için cezalar uygulanmaya başlayacak. ABD Başkanı Biden da mali yaptırımlar ilan etti. AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, Rusya’nın durumu tırmandırmaya devam etmesi halinde AB’nin başka tedbirler almaktan çekinmeyeceğini belirtti. Avrupa basını itidalli bir memnuniyetle karşılıyor bu gelişmeyi.

Almanya hükümeti, Kuzey Akımı 2 doğalgaz boru hattının işletmeye alınmasına ilişkin onay sürecini geçici olarak durdurdu. Rusya'nın ayrılıkçı Donetsk ve Luhansk bölgelerini tanımasına Almanya'nın verdiği yanıt bu oldu. Yorumcular, Berlin'in kararını Moskova'ya karşı ciddi bir yaptırım olarak değerlendiriyor. Peki karar sürdürülecek mi?

Rusya, Ukrayna'daki Rusya yanlısı ayrılıkçılar tarafından kontrol edilen bölgelerin -Donetsk ve Luhansk "Halk Cumhuriyetleri"- bağımsızlığını tanıdı. Pazartesi günü bununla ilgili bir kararnameyi imzalayan Başkan Putin, Donbass'a asker gönderilmesi talimatı verdi ve savaş kokan sözler sarf etti. Putin'in niyetinin tam olarak ne olduğu konusunda Avrupa medyasında çok farklı değerlendirmeler var.

Rusya'nın Ukrayna meselesinde gerilimi tırmandıran son hamlesi, Avrupa ve bütün dünya ülkelerini alarm durumuna geçirdi. BM Güvenlik Konseyi’nin acil toplantısında Britanya yaklaşmakta olan insani felaket konusunda uyarıda bulundu, Almanya ağır sonuçlar doğuracak kararlı tedbirler ilan etti. Avrupa basını, güvenlik politikası konusunda fikir yürütüyor.

ABD Başkanı Biden ve Rusya Devlet Başkanı Putin, bir zirve buluşması gerçekleştirmeye hazır oldukları sinyalini verdi. Ancak gelişmeler halen tırmanışa işaret ediyor. ABD ve NATO, Rusya’nın Kiev de dahil olmak üzere Ukrayna’ya saldırmaya hazır ve kararlı olduğunu öne sürüyor. Avrupa basını, Moskova’nın Batı’dan tavizler koparmayı başarıp başaramayacağı ve bunun neticelerinin ne olacağı sorularına yanıt arıyor.

Rusya Parlamentosu’nun alt kanadı Duma, Putin’i Rus yanlısı ayrılıkçılar tarafından ilan edilen Doğu Ukrayna’daki Donetsk ve Luhansk “Halk Cumhuriyetleri”nin bağımsızlığını tanımaya çağıran bir dilekçeyi kabul etti. Rus yorumcular, böyle bir hamlenin doğurabileceği sonuçlara ışık tutuyor.

Ukrayna'ya yönelik saldırı uyarıları giderek daha yüksek sesle dile getirilirken, Şansölye Scholz'un Kiev ve Moskova'ya gerçekleştireceği ilk ziyaretlerden beklentiler bir hayli yüksek: Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy ile pazartesi günü yapılan görüşmede dayanışma, mali yardım ve NATO üyeliği konusunda olası bir moratoryum deklare edildi. Scholz salı günü de Moskova'ya gitti. Avrupa basını umut ve endişe arasında gidip geliyor.

ABD ve Ukrayna, Rusya’nın kısa süre içinde Ukrayna’ya saldıracağını hesap ediyor gibi gözüküyor. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, kendilerine saldırının 16 Şubat’ta başlayacağının söylendiğini açıkladı. ABD, Kiev’deki büyükelçiliğini tedbiren Lviv’e taşıdı. Yorumcular bu uyarının ne ölçüde bir strateji hamlesi olduğunu ve başarı sağlayıp sağlamayacağını tartışıyor.

ABD, Olimpiyat Oyunları sona ermeden Ukrayna'daki durumun tırmanışa geçebileceği yönündeki uyarılarının dozunu artırıyor. Hafta sonu boyunca Moskova, Washington, Paris, Berlin ve Kiev arasında telefon diplomasisi yürütülürken, çok sayıda ülke, vatandaşlarına Ukrayna'dan ayrılma çağrısında bulundu. Yorumcular savaş söylemlerine karşı uyarıyor ve strateji değişikliği tavsiyesinde bulunuyor.

Rusya ve Belarus'un, Polonya ve Ukrayna yakınlarında düzenlediği büyük askeri tatbikat, seslerin tonunu ve korkuları artırıyor: ABD Başkanı Biden, ABD vatandaşlarının Ukrayna'dan derhal ayrılmaları çağrısında bulundu. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ise mevcut durumu "tehlikeli bir an" olarak nitelendirdi. Yorumcular, Doğu Avrupa'daki bakış açılarına ışık tutuyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Moskova ziyaretinin ardından salı günü de Kiev’e gitti. Ukraynalı mevkidaşı Zelenskiy, desteklerinden ötürü Fransa’ya teşekkür etti ve Minsk anlaşmalarının önemini özel olarak vurgulayan Macron’a Ukrayna’nın anlaşmaları uygulayacağı güvencesini verdi. Yorumcular ise asıl aktörlerin Moskova ve Washington olduğu kanısında.

ABD Başkanı Joe Biden, pazartesi günü Şansölye Olaf Scholz'un yaptığı ziyaret ile ilgili düzenlenen basın toplantısında Ukrayna'nın işgali durumunda Rusya'ya "Kuzey Akımı 2 olmayacak" tehdidinde bulunmuştu. Almanya Başbakanı ise boru hattı hakkında doğrudan bir söz söylememişti. Yorumcular Berlin'in muğlak tavrına kızmış görünüyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, pazartesi günü Moskova’ya gerçekleştirdiği ziyarette Rus mevkidaşı Putin’le altı saat boyunca Ukrayna krizini konuştu. Somut bir netice alınamamış olsa da Putin görüşmenin faydalı olduğuna değindi. Macron ise uzlaşılamayan birçok konu olmasına rağmen kimi hususlarda mutabık kalındığını söyledi. Avrupa basını buluşmadan etkilenmiş gözükmüyor.

İspanyol El País gazetesi, NATO ve ABD'nin Ukrayna kriziyle ilgili devam eden müzakereler kapsamında Rusya'ya verdiği yanıtın ayrıntılarını yayınladı. Geçtiğimiz çarşamba günü sunulan teklif şimdiye kadar yalnızca genel hatlarıyla biliniyordu. Daha çok belgedeki askerden arındırma önerileriyle meşgul olan yorumcular, belgenin görüşmelerde mesafe katedilmesine pek bir katkı sunmasını beklemiyor.

Britanya Başbakanı Johnson salı günü Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile bir araya geldi. Aynı saatlerde Ukrayna Başbakanı Şmihal ile Polonyalı ve Hollandalı mevkidaşları Morawiecki ve Rutte arasında da bir buluşma gerçekleşti. Yorumcular, bunun geleceğe dönük bir işbirliği mi, yoksa sadece kendi iç meselelerine yönelik halkla ilişkiler faaliyeti mi olduğu konusunda hemfikir değil.

Ukrayna ihtilafının ortasında, Macaristan Başbakanı Orbán kendi deyişiyle bir "barış misyonu" kapsamında Putin'i ziyaret etti. Görüşülen konular arasında Putin'in vaat ettiği ek doğalgaz tedariki de vardı. Eleştirmenler Orbán'ı uzun süredir aşı konusunda da olduğu gibi Rusya'ya fazla bağımlı olmakla suçluyor. Ziyaretin arkasında ne var?

ABD, Ukrayna meselesine ilişkin müzakerelerde Rusya’ya yazılı yanıtını verdi: NATO’nun açık kapı politikası tartışma dışında kalmaya devam edecek. Fakat Avrupa’da silahlanmanın kontrol altına alınması müzakere edilebilecek. Moskova saldıracak olursa, ağır yaptırımlar kapıda. Durumdan memnun kalmamış gözüken Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, savaş istemediklerini vurguladı. Avrupa basını sürecin çetin geçmesini bekliyor.

Ukrayna kriziyle ilgili gelişmeler bütün kıta ülkelerini, ama bilhassa Doğu Avrupa'daki ülkeleri daha net tavır almalarının gerekli olup olmadığına karar vermeye zorluyor. Bu durum köşe yazılarına da yansıyor.

Almanya Deniz Kuvvetleri Komutanı Kay-Achim Schönbach’ın Rusya-Ukrayna ihtilafına ilişkin tartışmalı açıklamaları Avrupa’da büyük fırtına kopardı: İstifasının ardından Kiev, tehlikenin hafife alınmaması uyarısında bulundu. Schönbach’ın Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmeyeceğine ve yalnızca saygı görmek istediğine yönelik değerlendirmesi Avrupa basını tarafından farklı şekillerde yorumlanıyor.

Rusya geçtiğimiz hafta ABD’nin Ukrayna kriziyle ilgili teklifinin tatmin edici olmadığını belirtti. Rusya’nın bunun ardından sınır bölgesindeki askeri birliklerini daha da güçlendirmesiyle artık bir saldırı beklenir oldu. Öncesinde bazı Avrupa ülkeleri de Doğu Avrupa’daki askeri mevcudiyetlerini artırmıştı. Yorumcular yine de büyük ölçekli bir savaşa ihtimal vermiyor ve gerilimi yatıştırma seçenekleri üzerine tartışıyor.

ABD Başkanı Biden, Rusya'nın olası bir Ukrayna işgali hakkında yorumlarıyla rahatsızlık yarattı. Biden, "küçük çaplı bir istilanın" "bir şey" olduğunu, ancak konuşlandırılmış birliklerin tam kapasiteyle harekete geçirilmesinin Rusya için felaketle sonuçlanacağını söyledi. Avrupa basını, NATO yaptırımlarının potansiyel bir işgalin çapına bağlı olmasına öfkeli.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Ukrayna ziyareti esnasında ABD’nin “güçlü destek” güvencesinin yanı sıra 200 milyon ABD doları tutarında ek askeri yardım sözü verdi. Blinken ayrıca, ABD’nin belli ki giderek daha ihtimal dahilinde gördüğü bir saldırının gerçekleşmesi halinde Moskova’yı ağır sonuçlarla tehdit etti. Yorumcular, Kiev’e yönelik talepleri öne çıkarıyor.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, salı günü Moskova'da Rus mevkidaşıyla bir araya geldi. Ukrayna'nın işgali ihtimaline karşı "Ekonomik bedeli yüksek de olsa müşterek kurallarımızı savunmaktan başka seçeneğimiz yok," diyerek AB ile ilişikler konusunda Rusya'ya uyarılarda bulundu. Yorumcular, iş ciddiye binerse Almanya'nın nasıl bir tutum alabileceğini irdeliyor.

Yoğun diplomatik çabalara rağmen, Rusya-Ukrayna sınır bölgesindeki kriz henüz dinmedi. Almanya'nın yeni Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Kiev ve Moskova'yla görüşerek bir kez daha girişimde bulunacak. Avrupa basını önerilerde bulunuyor ve AB'nin önemsizliğinden yakınıyor.

Ukrayna'nın eski Devlet Başkanı Petro Poroşenko ülkeyi terk etti. Poroşenko, Ukrayna'da vatana ihanetten yargılanma tehdidi altında. Büyük girişimcinin, ayrılıkçıların kontrolü altındaki doğu Ukrayna'dan milyonlar değerinde kömür satın alarak "terörist faaliyetleri" finanse ettiği iddia ediliyor. Yorumcular hem kovuşturmayı, hem de kaçışı eleştiriyor.

Yıl sonunda Moskova Ukrayna sorununda tonunu yine sertleştirdi. Rus birlikleri hâlâ sınır bölgesinde konuşlanmışken, Başkan Putin ABD'yi "saldırgan" davranmakla suçlayarak buna devam edilmesi halinde "gerekli askeri ve teknik tedbirlerle" karşılık verileceği tehdidinde bulundu. Yorumcular, güç dengesini analiz ediyor.

Moskova'nın birliklerini konuşlandırması sonucu NATO ve ABD, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı olası bir kış harekatı düzenleyeceği endişesini dile getirdikten sonra şimdi de Rusya Kiev'e yönelik ithamlarda bulunmaya başladı. Moskova'nın iddialarına göre Kiev yönetimi işgal altındaki Donbass'ta bir saldırı planlıyor. Ukrayna iddiaları reddetti. Yorumcular tarihi benzerlikleri ele alıyor ve Batı'nın seçeneklerini gözden geçiriyor.

ABD Başkanı Joe Biden ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, salı günü sanal bir zirvede Ukrayna krizini görüşecek. ABD, Ukrayna sınırında toplanan birliklerin geri çekilmesini istiyor. Kremlin, Kiev'in NATO üyeliğinin açık bir şekilde reddedilmesini talep ediyor. Avrupa basını, durumun vahametini tartışıyor.

G7 ülkeleri ve AB dışişleri bakanları, pazar ve pazartesi günleri gerçekleşen buluşmada Ukrayna krizi konusunda birlik görüntüsü verdi. Almanya’nın yeni Dışişleri Bakanı Baerbock, Rus askerlerinin Ukrayna sınırını geçmesinin “ağır diplomatik ve ekonomik sonuçları” olacağını söyledi. Yorumcular, Batı’nın izleyeceği en makul yolun ne olabileceğini tartışmaya devam ediyor.

AB liderleri yılın son zirvesinde Rusya'ya yönelik kararlılıklarını sergiledi. Ukrayna'nın işgalinin "ortaklarla koordineli kısıtlayıcı tedbirler" doğuracağı vurgulandı. Bununla tam olarak hangi yaptırımların kastedildiği belirsizliğini koruyor. Avrupa basını yine de AB'nin doğru yolda olduğu görüşünde.

Rusya, Doğu Avrupa için nasıl bir güvenlik mimarisi tasavvur ettiğini iki taslak sözleşmeyle ABD ve NATO'ya sundu. Buna göre eski Sovyet cumhuriyetlerinin NATO üyeliği tabu olmaya devam edecek ve NATO, bölgede konuşlandırılmış silahları geri çekmek zorunda kalacak. Avrupa basını, ABD ve Ukrayna tarafından reddedilen bu taleplerin ne kadar ciddiye alınması gerektiğini tartışıyor.