Troyka Atina'ya geri dönüyor

Alacaklıların temsilcileri, üçüncü tasarruf memorandumunda belirlenmiş reformları denetlemek üzere Yunanistan'a gidiyor. Atina, Avro grubuyla bu konuda mutabakata varmıştı. Şimdiyse borç konusunun çözülmesi için birlikte yeni bir adım atılmak isteniyor. Atina yönetimi aynı zamanda yeni yardım kredilerinin koşulu olarak başka reformlara da onay verdi. Yorumcular Yunanistan'ın durumunun iyileşeceğine inanmıyor ve krizin tarihini mercek altına alıyor.

Tüm alıntıları göster/kapat
Protagon.gr (GR) /

Yunanistan başarısız olmuş bir devlet

Atina'nın müzakere pozisyonunu giderek daha kötüleşiyor, diye analiz yapıyor Protagon:

“Dördüncü tasarruf memorandumu kaçınılmaz görünüyor. Grexit adı verilen saçma tartışma bir kenara konacak olursa, Yunanistan diğer üye devletlerden para ve zaman istemek zorunda kalacak. IMF [borç indirimi konusundaki fikir ayrılığı yüzünden] müzakere masasına oturmayacak bile ve bunun sonucunda tasarruf memorandumu sadece Avrupa'nın meselesi olarak kalacak. ... Yunanistan her geçen gün Avrupa'nın sancılı ve sürekli bir sorunu haline gelmekte. Bu da fiili olarak ülkenin marjinalleşmesine yol açıyor. Yunanistan'ın hem oyu hem de değeri hızla düşüşe geçiyor. ... Yunanistan kendi ayakları üzerinde durmayı beceremezse, kaderini tamamen kredi verenlerin eline teslim etmiş başarısız bir ülke olmak yolunda hızla ilerleyecek.”

Sabah (TR) /

Bütün kötülüklerin anası ABD

Avrupa, içinde bulunduğu süregelen finans krizini ABD'ye boçlu, diyor Sabah gazetesi:

“2008'de İspanya'nın borçları Almanya'nınkinden düşüktü. İtalya zaten hep küçük bütçe açıklarıyla idare eden bir ülkeydi.Yunanistan borç ödeyebilir durumdaydı. Ne oldu peki? '2008'de küresel canavar devrildi, Wall Street paraları uçurdu ve krizi Avrupa'ya ihraç etti,' diyor [Yunanistan eski maliye bakanı] Varufakis. ... ABD uzun süredir başını çektiği küresel planın çöktüğünü gördü ve kendini kurtarmayı seçti. ... Avrupa ve Çin de ateşin içine atıldı. Bankacılık sistemi daha zayıf ve bürokrasisi hantal Avrupa bu 'sırttan bıçaklama'ya cevap veremedi. Bu kez Almanya son çare olarak kendini sağlama almayı seçince işler bugünkü hale geldi.”

Naftemporiki (GR) /

Yunanistan kendi kalesine gol atıyor

Atina gerçek reformları hayata geçirmekten çok yurtdışından gelecek yardımlara bel bağladığından, aslında hiçbir şey değişmeyecektir, diyor ekonomi gazetesi Naftemporiki:

“Biz zaman kazanmaya çalışırken Yunan ekonomisinin kaç 'gol' yediğini önemsemiyoruz. Ara sıra alacaklılarımızla vardığımız mutabakatı kabul etmediğimiz konusunda uzlaşıp son dakikada sadece mali politika özelliği taşıyan önlemler alıyoruz. ... Almanların Schulz'u, Fransızların ise Macron'nu seçmelerini umuyor ve bunların da tasarruf politikasının sonunu ilan etmesini, AB'ye başka bir yol göstermesini ve uzun süredir beklenen 'dönüşümü' getirmelerini bekliyoruz. Bu gerçekten de olumlu bir senaryo, ama bunun dışında da gerçekleşme ihtimali olan durumlar var: Fransa'da Le Pen'in, Almanya'da ise CDU ile güçlü bir AfD'nin iktidarı. Ellerimizi kucağımıza koyup başkalarını beklemeye devam ederse, Yunanistan kendi kalesine daha çok gol atar.”

Új Szó (SK) /

Popülist korkusu yardımları engelliyor mu?

Yunanistan'ın en önemli üç alacaklısı bu sene parlamento seçimlerine gidecekleri için Atina'nın yeni bir yardım paketi alması kuşkulu, diye ileri sürüyor Slovak Új Szó gazetesi:

“Yunanistan'ın batması da çıkması da mali yardımlar yüzünden olacak; bu yardımlar olmadan ülke en geç yaz aylarında iflasını ilan edecektir. IMF bu sebeple borçların silinmesinden bile söz etmeye başladı. ... Yalnız mart ayında Hollanda'da, nisanda ve mayısta Fransa'da, eylülde ise Almanya'da seçimler var. Tam da bu üç ülke Yunanistan'ın en önemli kreditörleri. ... Tutumlu Hollandalı ve Almanların yanı sıra mali açıdan sarsılmış Fransızlar, adım adım yaklaşmakta olan seçimler öncesinde ellerini ceplerine atmaktan ve dibi delik bir kazana para boca etmekten kaçınacaktır. Boca edilecek bu paraların, popülist ve AB karşıtı cephenin ekmeğine yağ süreceği herkesçe biliniyor.”

Handelsblatt (DE) /

Yardım programı hala gerçekçi değil

Handelsblatt Yunanistan için yapılacak güncel yardım programı etrafında dönen kavganın nasıl sonuçlanacağını şimdiden öngörüyor:

“Daha birkaç hafta öncesine kadar tasarruf önlemlerinin gerçekçi olmadığını ileri süren IMF, itiraz etmeyecek. Para fonu, geçtiğimiz yedi yıl boyunca zaman zaman ekonomik vicdan rolünü üstlenmiş, Avrupalıların dillere destan iyimser öngörülerine kuşkuyla yaklaşmış olsa da şimdi o da boyun eğiyor. IMF'nin işini kolaylaştırmak için Federal Almanya hükümeti, 2018 yazı bitecek olan yardım programının ardından bazı borç kolaylaştırma paketlerini onaylayacaktır. Halihazırda tahsis edilmiş olan 250 milyar avronun ardından sıra bir sonraki kredi dilimine gelecek. Yedi yıl boyunca doğru dürüst çalışmamış bir yardım programının şimdi nasıl olup da işe yarayacağı sorusuna ise verilen bir cevap yok. Bunun gerçekçi bir plan olmadığı açık. ... Burada yaşanan şey, tarafların bir an önce 2018'e kapak atmak istemesi olabilir.”

To Vima (GR) /

Manasızca vakit kazanmak

Bu anlaşma bir kez daha Yunanistan'a bir şey kazandırmayacak, diye hayıflanıyor To Vima:

“Anlaşma karşılığında hükümetin beklediği toplu sözleşme ve istihdam yaratılmasına yönelik mali yardım programı gibi önlemler, teorik olarak olumlu gelişmeler. Ancak binlerce hanenin içinde bulunduğu trajik durumu pek de değiştirecek gibi değil bunlar. ... Tasarruf programı denetiminin ertelenip neredeyse bir yıldır kapatılamıyor olması Yunanistan'ın durumunu iyileştirmek bir yana işleri daha da kötüleştirdi. Gerek Yunanistan hükümeti gerekse Avrupalılar, her iki tarafın da işine geldiği için vakit kazanmaya çalışıyor. Elbette tüm bunlar, [ECB, IMF ve AB'nin oluşturduğu] Troyka ile yürütülen müzakerelerin başarılı olmasına ve nihayetinde yeni bir kredi dilimini açmak için gerekli siyasi mutabakatın sağlanmasına bağlı.”