Romanya ve Bulgaristan, yeni yılla birlikte Schengen Bölgesi’ne tam üyelik hakkı kazanacak. Avusturya itirazını çekerken, AB içişleri bakanları bu perşembe her iki ülkeye de yeşil ışık yaktı. Şimdiye değin bu ülkelerden ancak uçakla seyahat ederken AB’ye sınır kontrolü olmadan geçilebiliyordu. Yorumcular bu adımın taşıdığı önemi irdeliyor.
Uzun süredir Rusya ve İran’ın desteğiyle ayakta duran rejimin devrilmesinin ardından Suriye’nin gelecekte nasıl bir dış politika izleyeceği hâlâ belirsizliğini koruyor. Zafer elde eden İslamcıların lideri Ebu Muhammed El Colani ülkeyi yeni bir savaşa sürüklemek istemediğini açıklarken, İsrail Suriye’deki askeri tesislere büyük çaplı hava saldırıları düzenledi. Basın, bölgedeki farklı çıkarları mercek altına alıyor.
Rakip aday olmadığı için her şey formaliteden ibaretti: Geçtiğimiz çarşamba günü FIFA, Erkekler Futbol Dünya Kupası’nın 2030’da İspanya, Portekiz ve Fas’ta (birer maç Güney Amerika’da oynanacak şekilde), 2034'te ise Suudi Arabistan’da düzenleneceğini ilan etti. Ancak bu karar, Avrupa basınında özellikle Körfez ülkesine yönelik eleştirilerin önünü alamadı.
Romanya’da genel seçimlerin üzerinden on gün geçtikten sonra Sosyal Demokratlar (PSD), liberal muhafazakâr PNL, liberal USR, Macarların partisi UDMR ve başka azınlıklardan 19 temsilcinin oluşturduğu bir parlamento grubu, Avrupa yanlısı bir koalisyon kurulması üzerinde anlaştı. İttifakın bir planı da iptal edildiği için tekrarlanacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortak aday çıkarmak. Peki bu gelişmeyi nasıl değerlendirmek gerekir?
Esad'ın devrilmesinin ardından Suriyeliler için uyguladığı iltica prosedürlerini askıya alan pek çok Avrupa ülkesi, Suriye'den gelen sığınmacılara yönelik politikalarını yeniden gözden geçirmeyi planlıyor. 2011 yılında patlak veren iç savaşla birlikte yaklaşık 6 milyon Suriyeli ülkelerini terk etmişti. Yorumcular, güvenli geri dönüş koşullarının sağlanıp sağlanmadığını ve Avrupa'nın şu an odaklanması gereken asıl meselenin bu olup olmadığını irdeliyor.
Brexit’in üzerinden neredeyse beş yıl geçmişken, Büyük Britanya ticaret ve savunma politikaları alanında Avrupa Birliği’yle yeniden yakınlaşma niyetinde. Maliye Bakanı Rachel Reeves, geçen pazartesi Brüksel’de düzenlenen Eurogroup toplantısına katıldı. Bu, Brexit kesinleştikten bu yana bir Büyük Britanya maliye bakanının katıldığı ilk toplantı oldu. Ülke basını ise çok farklı nedenlerden ötürü sürece şüpheyle yaklaşıyor.
İsveç hükümetinin, devlet sübvansiyonları ve şirketlere kâr garantisiyle yeni nükleer reaktör inşasını teşvik etme planları eleştiriyle karşılandı. Çok sayıda uzman, şirket ve yetkili, nükleer enerji tesisi inşasının çok pahalıya geleceğinden ve yenilenebilir enerjilerin gelişimini önleyeceğinden endişeli. İsveç basını ise ikiye bölünmüş durumda.
Müzakerelerin başlamasından çeyrek asır sonra, Avrupa Birliği ile Brezilya, Arjantin, Paraguay ve Uruguay'dan oluşan MERCOSUR ülkeleri bir serbest ticaret bölgesi oluşturma konusunda uzlaştı. Anlaşma, gümrük vergilerinin düşürülmesi yoluyla ticaretin canlandırılmasını ve yatırımların kolaylaştırılmasını hedefliyor. Ancak Fransa, İtalya ve Polonya, son ana kadar çekincelerini dile getirmeyi sürdürdü. Yorumcular arasında da görüş birliği sağlanabilmiş değil.
Arjantin'in ultra liberal devlet başkanı Javier Milei görevinde bir yılı doldurdu ve planladığı gibi ülkesine uyguladığı sert kemer sıkma programıyla dikkat çekiyor. Binlerce kamu çalışanı işten çıkarıldı, bütçe büyük oranda kısıldı ve sübvansiyonlar kaldırıldı. Yorumcular, program hakkındaki değerlendirmelerinde ikiye bölünmüş durumda.
Romanya, pazar günü cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu için sandık başına gidecekti. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin aşırı sağcı aday Călin Georgescu'nun kazandığı ilk tur oylamayı manipülasyon şüphesiyle geçersiz sayması nedeniyle seçim iptal edildi. İstihbarat raporlarına göre “Rusya kökenli şiddetli bir hibrit saldırı” söz konusuydu. Romanya ve Avrupa basını iptal kararını irdeliyor.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransa’da hükümetin düşürülmesinin ardından kendisine yönelik yükselen istifa çağrılarını reddetti. Macron gerçekleştirdiği ulusa sesleniş konuşmasında, görev süresinin sona ereceği 2027 yılına kadar makamında kalacağını ve “herkesin çıkarını gözetecek bir hükümet” kuracak yeni bir başbakan atayacağını duyurdu. Yorumcular, ülkenin istikrara kavuşması için neler yapılması gerektiğini tartışıyor.