(© picture alliance/ASSOCIATED PRESS/Rajanish Kakade)

  Afganistan

  28 yorum

Taliban tahtında ılımlı kanatla şahinler arasında anlaşmazlıklar baş göstermeye başladı: Aslen İslamcı hareketin ikinci adamı olan Başbakan Yardımcısı Aldulgani Baradar bir süreliğine ortadan kaybolmuş, öldüğü ya da kaçtığı söylentileri çıkmıştı. Taliban'ın karşı açıklamalarının ne kadar inandırıcı olduğu belli değil.

Taliban verdiği sözü tutmadı ve Afganistan'daki geçici hükümete sadece kendi saflarından kişileri yerleştirdi. Güvenlikle ilgili kurumlara radikal cihatçı Taliban üyeleri getirildi. İçişleri bakanıysa aranan bir terörist. Dünya kamuoyunun endişeleri köşe yazılarına yansımış.

Taliban, bugüne dek direnişçilerin elinde bulunan tek Afgan vilayeti olan Pençşir'i aldığını açıkladı. Taliban savaşçıları ellerinde ağır silahlarla valilik önünde poz verdi. Direniş cephesi NRF ise bu iddiaları geri çevirdi. Öte yandan Taliban yeni hükümetin ilk bakanlarını atamaya başladı. Buna rağmen yorumcuların tümü direnişin kırıldığından emin değil.

AB içişleri bakanlarının geçen haftaki olağanüstü toplantısından Afganistan'dan kaçan insanlar için kabul kotaları konusunda ortak bir karar çıkmadı. Avrupa Birliği Komisyonu'nun bu yöndeki talebi Avusturya, Macaristan, Danimarka ve Slovenya gibi ülkelerin direnciyle karşılaştı. Bunun yerine Afganistan'a komşu ülkelere, kaçan insanları kabul etmeleri için mali yardım yapılması kararlaştırıldı. Avrupa basını öfkeli.

NATO'nun Afganistan misyonu tam 20 yıl sürdü. Günümüzde uzmanlar askeri destekle demokratik bir devlet kurma stratejisinin başarısız olduğunu söylüyor. NATO bünyesindeki 3 bin 500 kadın ve erkek asker Hindukuş'ta öldü. Kimi köşe yazarları bu fiyaskodan sadece ders çıkarmaya çalışırken, diğerleri özeleştirinin dozunun kaçtığını düşünüyor.

ABD Afganistan'daki misyonunu tamamladı: Salı sabahı erken saatlerde son birlikler Kabil'den ayrıldı. Avrupa basını, son günlerde yaşanan tahliye kaosunun ve müdahalenin başarısızlığının, ABD'nin stratejisi ve Avrupa'nın rolü üzerinden bütüncül olarak nasıl değerlendirilmesi gerektiğini sorguluyor. Kimileri Amerika'nın dünya sahnesinden indiğini düşünürken, diğerleri yeni bir yönelim gözlemliyor.

Uluslararası birliklerin Afganistan'dan tamamen çekilmesinin peşi sıra Taliban insani sorunlar ve kötü ekonomik verilere rağmen iktidarını pekiştirmeye devam ediyor. Hükümetin bugün cuma namazından sonra açıklanması bekleniyor. Öte yandan Pekin Kabil'le ilişkilerini geliştirmeye devam edeceğini açıkladı. Köşe yazarları Taliban'ın gelecekteki finans kaynaklarının belirleyici olacağını düşünüyor.

Taliban'ın Batılı güçlerin tahliyesi için verdiği ültimatomun süresi yaklaşık bir hafta önce sona erdi. Şimdi AB'nin 27 dışişleri bakanı, Kabil'de işbaşına gelmesi beklenen hükümete yönelik ortak kıstaslar üzerinde anlaşmaya vardı. Bunlar yerine getirildiği takdirde Afganistan'a para gönderilebileceği açıklandı. Yorumcuların bazıları şaşkınlık içindeyken, diğerleri bu şartların adını koyuyor.

En az 85 ölü ve 150 yaralı - Kabil'deki korkunç terör saldırılarının bilançosu şimdilik bu. Saldırıları Afganistan'da Taliban'dan bağımsız hareket eden ve İslamı daha da katı yorumlayan IŞİD üstlendi. Avrupa basını saldırıların tahliye misyonunu nasıl etkileyeceğini ve Afganistan'daki güç dengeleri açısından ne anlama geldiğini irdeliyor.

Afganistan'daki misyonun başarısızlığı ve Taliban'ın geri dönüşünün en büyük mağdurları Afgan kadınları ve kız çocukları oldu. Kadın hakları örgütü Terre des Femmes, ülkedeki kadınların eğitim, çalışma ve kendi kaderini belirleme haklarının ellerinden alınacağından endişe ediyor. Bunun ötesinde tam örtünme, zorla evlendirme ve kamu önünde cezalandırma tehlikesi de söz konusu. Ancak bazı kadın yorumculara göre doğru yaklaşım acıma duygusu değil.

Taliban NATO ülkelerine verdiği bir ültimatomla, birliklerinin 31 Ağustos'a kadar ülkeyi terk etmeleri ve tahliye misyonunu bitirmeleri gerektiğini, bu tarihin "kırmızı çizgileri" olduğunu bildirdi. Tahliye operasyonunun o güne kadar bitmesini uman Joe Biden, uzatma ihtimali bulunduğunu da belirtti. Kırmızı çizgi geçilecek mi?

Birçok Afgan Taliban yönetiminden ve iç savaş tehdidinden kaçıyor. Üstelik ülke ağır bir kuraklığın ve açlığın pençesinde. Batılı ülkeler mümkün olduğunca çok sayıda kendi vatandaşlarını ve yerli yardımcıları tahliye ederken, ülkede kalanlara nasıl yardım edileceği, kalkınma yardımı yapılmasına devam edilmesinin yerinde olup olmayacağı sorgulanıyor.

Afganistan'da iktidarın yeniden Taliban'ın eline geçmesinin ardından, Avrupalı yorumcular Batı'nın İslam ülkelerindeki müdahalesini sorguluyor. Özgürlük ve demokrasi değerlerini başka ülkelere aktarmaya çalışmak ahlaki bir görev mi? Umutsuz bir çaba mı? Yoksa hatta emperyalist bir kibrin sonucu mu?

Afganistan'dan kaçan sığınmacıların hangi ülkeler tarafından kabul edileceği tartışması hız kesmeden sürüyor. AB ülkeleri henüz ortak bir tutum üzerinde uzlaşamadı. Her halükarda bölgedeki komşu ülkeler, sığınmacı Afganları almaları için mali olarak desteklenecek. Yorumcuları ikna etmeyen bir çözüm.

Afganistan'ın bir kez daha Taliban tarafından ele geçirilmesinin ardından tüm dünyada hükümetler, ülkenin yeni fiili liderleriyle ilgili tavır almak zorunda. Avrupa basınını, Taliban'ın gücünü ne oranda sağlamlaştırdığı ve Taliban'la müzakere yapılıp yapılmaması soruları meşgul ediyor.

Taliban'ın iktidarı gelmesiyle Orta Asya'da jeopolitik kartlar yeniden karılıyor. Gözler özellikle Pakistan'ın yanı sıra Kabil'deki elçiliklerini kapatmayan Çin'e ve Rusya'ya çevrildi. Ancak Moskova ve Pekin'in gerçekte ne kadar sorumluluk üstleneceği ve bunun kendilerine avantaj sağlayıp sağlamayacağı tartışmalı.

AB İçişleri Komiseri Johansson, çarşamba günü yapılan AB dışişleri bakanları zirvesinde Afganistan'ın daha da istikrarsızlaşmasına karşı uyardı ve AB'nin tüm senaryolara hazırlanmakta olduğunu açıkladı. Medyadan alınan bilgilere göre AB Konseyi, daha haziran ayı başında durum değerlendirmesi yapmış ve o zaman da benzer bir sonuca ulaşmıştı. Yorumcular AB'nin acil duruma hazırlanmakta geciktiği eleştirisini getiriyor.

Yıldırım hızıyla ilerleyen Taliban güçleri pazar günü Kabil'deki cumhurbaşkanlığı sarayını ele geçirdi. Batılı ülkelerin vatandaşlarının ve onlarla birlikte çalışan yerel halkın ülkeyi terk ettiği başkent havaalanı henüz ABD birliklerinin kontrolünde. Köşe yazarları, radikal İslamcı milislerin iktidarı tekrar ele geçirmesinin Afganistan dışında da trajik sonuçları olacağından endişeli.

Taliban Afganistan'da beklenenden daha hızlı ilerliyor. Taliban savaşçıları perşembe günü kısa bir sürede ülkenin üçüncü en büyük şehri Herat'ı, birkaç saat sonra da ikinci büyük şehri Kandahar'ı ele geçirdi. ABD ve Büyük Britanya diplomatlarını güvenli bir şekilde ülkeden çıkarabilmek için asker gönderdi. Köşe yazarları Taliban'ı durdurmak mümkün mü, diye soruyor.

Taliban, Batılı birliklerin geri çekilmesiyle doğan iktidar boşluğundan faydalanarak Afganistan'ın yarısından fazlasını tekrar ele geçirdi. Binlerce insan yaralandı ya da öldürüldü. Avrupa basını artık kimlerin özellikle tehlikede olduğuna ve Avrupa'nın bundan sonra bu insanların yaşayacaklarında sorumluluğuna ışık tutuyor.

Afganistan'da Taliban hafta sonu, aralarında Tacikistan sınırına yakın önemli bir ticaret kenti olan Kunduz'un da yer aldığı beş vilayet merkezini ele geçirdi. ABD ve NATO birliklerinin çekilmesiyle Taliban'ın ülkede gücünü yeniden artırmasını bekleyen yorumcular Batı'nın hiçbir şey yapmadan izlemesi karşısında uyarıyor.

Afganistan'daki güvenlik durumu, uluslararası birliklerin 1 Mayıs'ta ülkeden çekilmeye başlamasıyla hissedilir şekilde kötüleşti. İslamcı Taliban, ülkenin yaklaşık yarısında kontrolü ele geçirdi. Avrupa basını, bu tür askeri misyonların anlamını ve sonuçlarını değerlendiriyor.

ABD Başkanı Joe Biden, ABD birliklerinin Afganistan'dan nihai olarak çekilmesini erteledi. Selefi Trump, Taliban'la çekilme tarihi olarak 1 Mayıs 2021'i kararlaştırmıştı. Biden geri çekilme tarihini New York ve Washington'daki terör saldırılarının 20. yıldönümü olan 11 Eylül olarak belirledi. Ancak köşe yazarları Afganistan'ı desteklemeye devam edilmesi gerektiği konusunda uyarıyor.

Kabil'de yaşananlar sonrasında ABD'de Biden'a yönelik eleştiriler artıyor. Cumhuriyetçilerin yanı sıra bazı Demokrat parlamenterler de Biden'ı eşgüdümsüz bir tutum sergilemekle suçluyor. Afganistan'dan genel olarak geri çekilmenin pek de sık sorgulanmaması anketlere göre halkın görüşleriyle örtüşüyor. Kabil havaalanındaki görüntüler ABD başkanını kalıcı olarak yıpratacak mı?

ABD ile Taliban, 18 aylık bir müzakere sürecinin ardından Doha'da bir barış anlaşması imzalamayı başardı. Anlaşmanın 2001'den bu yana süregelen çatışmayı sona erdirmesi bekleniyor. Anlaşmada birliklerin 2021'e kadar bölgeden çekilmesi öngörülüyor. Buna karşılık Taliban, Afganistan'ın bir terör tehdidi oluşturmayacağı teminatını verecek. Barış ihtimali ne kadar?

Avustralya ordusuna ait bir seçkin birliğin Afganistan'da savaş suçları işlediği ileri sürülüyor. Bir araştırma bu birliğe ait askerlerin, 2009 ile 2013 yılları arasında 39 sivil ve tutukluyu "yasadışı öldürdüğü" sonucuna ulaştı. Avustralya Genelkurmay Başkanı General Angus Campbell, fiillerin cezai takibata alınacağını açıkladı. Avrupa basını dehşete kapılmış halde.

ABD, Başkan Trump'ın talimatı uyarınca önümüzdeki yılın ocak ayı ortasına kadar Afganistan'daki askeri varlığını 4 bin 500'den 2 bin 500 askere düşürecek. ABD'nin Irak'taki askeri varlığı ise beşte bir oranında azalacak. Bu durumun bölge için bir felaket olacağını öne süren köşe yazarları bunun aynı zamanda Avrupa ile ve Avrupa'da askeri işbirliği açısından yeni bir stres testi olduğunu düşünüyor.