Polonya: AB fonlarının kullanıma ilişkin tartışma
AB’nin Ulusal Yeniden Yapılandırma Planı (KPO) kapsamında sağlanan fonların kullanımı hakkında çıkan haberler Polonya’da büyük yankı uyandırdı. Fonların, otelcilik ve gastronomi sektöründe yat, sauna ve solaryum gibi lüks harcamalar için kullanıldığı iddia ediliyor. Eleştirel sesler, pandemi sonrası ekonomiyi daha dayanıklı kılmak amacıyla geliştirilen destek programının kötüye kullanıldığını söylüyor. KPO fonlarının serbest bırakılması, Tusk liderliğindeki koalisyon hükümetinin bugüne değinki en büyük başarısı olarak kabul ediliyordu.
KPO ile ülke daha iyi, daha konforlu ve daha güvenli
Rzeczpospolita, kopan bu yaygara her şeyden önce bir halkla ilişkiler fiyaskosu, diyor:
“Hükümet hâlâ bu tür yangınları söndürme konusunda gerekli beceriyi kazanamadı. Mevcut muhalefetin her fırsatta sert saldırılarda bulunması şaşırtıcı değil. Bu kaosu sonlandırmak için sabah akşam çalışacak ve mümkünse yüksek paralar alacak uzmanları görevlendirmenin vakti artık geldi. Sonuçta KPO büyük bir başarı ve ülkemizin çehresini değiştiren bir program. Daha iyi, daha konforlu ve daha güvenli bir yaşam sunuyor. Polonyalılara aktarılması gereken imaj bu işte; halkın bunu görmesi ve buna ikna olması şart.”
AB destek programının imajı zedeleniyor
Polityka titiz bir soruşturma yürütülmesini istiyor:
“Skandal (tartışmalı program maddesi bütün KPO’nun yalnızca yüzde 0,6’sını oluştursa da) Polonya’nın ekonomik kalkınması için tarihteki en büyük destek programı olan KPO’nun imajını zedeliyor. Dolayısıyla, güvenilirliğini yeniden tesis etmek için bakanlığın hibe başvurusunda bulunulabilen bütün programları gözden geçirmesi şart.”
Tusk kelleleri uçuracak mı?
Hvg, bunun başka sonuçları da olacağını öngörüyor:
“Öyle büyük bir gürültü koptu ki, Başbakan dahi konuyu şahsen çözmek için devreye girdi - bu süreçte başka kelleler de gidebilir. Fonlardan sorumlu Bölgesel Politika Bakanı Katarzyna Pelczynska-Nalecz ise görevini koruyacak gibi görünüyor. Bunun nedeni de daha küçük bir koalisyon partisi olan Polonya 2050’yi temsil etmesi ve Tusk’un son kabine değişikliğinde koalisyonun dört partisi arasındaki hassas dengeyi gözetmiş bulunması.”