AB-MERCOSUR anlaşmasına tepki var

Brüksel AB-MERCOSUR Serbest Ticaret Anlaşması'nın onay sürecini başlattığından bu yana yurttaşlardan, çiftçi birliklerinden ve 145 milletvekilinin anlaşmayı yargıya taşımak istediği, ancak parlamento yönetiminin formel nedenlerle buna izin vermediği Avrupa Parlamentosu'ndan sürekli protestolar yükseliyor. Anlaşma Avrupa Parlamentosu'nda aralık ayında oylanacak. Yorumcular eleştirileri anlaşılır buluyor.

Tüm alıntıları göster/kapat
Le Monde (FR) /

Dünya sahnesindeki yerimizi kanıtlamak için yanlış bir yol

Avrupa Çevre Politikası Enstitüsü düşünce kuruluşunun direktörü Antoine Oger, Le Monde’da AB’nin kendi değerlerini dar görüşlülükle feda ettiği eleştirisinde bulunuyor:

“Avrupalı şirketlerin rekabet gücünü engellediği iddia edilen çevre standartlarının azaltılması süreciyle birlikte AB-MERCOSUR anlaşması, Avrupa’nın –iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybıyla mücadelenin arka plana itilmesi pahasına da olsa– dünyanın büyük güçleri arasındaki yerini kanıtlama iradesi gösteriyor. Ancak bu dar görüşlülük bizi yanlış yöne götürür. Avrupa’nın gelecekteki refahı, iklim değişikliğine karşı dirençli, ölçülü tüketim alışkanlığına sahip ve dünyanın geri kalanına gezegenimizin sınırlarına saygılı ticaret anlaşmalarıyla bağlanmış bir toplumda saklı.”

wPolityce.pl (PL) /

Tarım ülkeleri iki taraftan baskı altında

Çevrimiçi portal wPolityce.pl Avrupa tarımı için endişeleniyor:

“MERCOSUR anlaşmasıyla en çok kaybedecek olanlar, aralarında Polonya, Fransa ve İrlanda'nın da bulunduğu ve tarımın önemli rol oynadığı ülkeler. Polonyalı çiftçiler için durum iki kat zor, çünkü bir tür kıskacın içindeler: Bir yandan Ukrayna’dan pazara giren gıda ve tahıl miktarı artarken, diğer yandan Güney Amerika’dan gelecek bir ürün seli kapıda bekliyor.”

Trud (BG) /

Utanmaz takas

Trud uyarıyor:

“Stratejik gereklilik görüntüsünün ardında, AB’nin temellerini, gıda üretimimizin kalitesini ve onlarca yılda inşa edilen sıkı güvenlik standartlarını baltalayan son derece utanmaz bir ticaret yatıyor. ... Anlaşma, AB çiftçilerinin geçim kaynaklarını yok ediyor ve Avrupalı gıda üreticileri için kabul edilemez bir risk oluşturuyor. Bu anlaşmanın gerçek niteliği ortaklıktan çok siyasi fırsatçılık: Avrupa tarımını, otomobil, makine ve kimyasallar gibi endüstriyel ürünlerin devasa Güney Amerika pazarına daha iyi erişim sağlaması uğruna salt bir pazarlık unsuruna dönüştürüyor. Bu utanmaz takas, gıda egemenliğinin ve tüketici güveninin stratejik önemini görmezden geliyor.”