Paris Zirvesi, Doğu Ukrayna için çözüm olur mu?

Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy ve Rus mevkidaşı Putin, pazartesi günü (bugün) Paris'te ilk kez yüz yüze görüşecek. Buluşmada Emmanuel Macron ve Angela Merkel'in de katılımıyla Doğu Ukrayna sorununun çözümü için yapılabilecekler belirlenecek. Avrupa medyası, kilitlenen bu müzakerelerin başarılı olup olmayacağını tartışıyor.

Tüm alıntıları göster/kapat
Diena (LV) /

Kilitlenmeyi çözecek bir araç değil

Diena, zirvenin Ukrayna açısından hayal kırıklığıyla sona ereceğinden emin:

“Olası bir ateşkes siyasi süreci ilerletmeyecektir. Ukrayna'nın, Rusya'nın ve Rusya yanlısı ayrılıkçıların pozisyonları birbirinden çok farklı. Bu da sorunun rafa kaldırılacağı ve Donbass'ın yavaş yavaş Rusya'nın kucağına itileceği anlamına geliyor. Ne Ukrayna'nın, ne de Avrupa Birliği'nin lider ülkelerinin elinde, Rusya'yı etkileyecek ve durumu değiştirecek gerçek anlamda bir araç yok. Üstelik Avrupa Birliği, elinde olsa bile bunu kullanmak istemeyecektir.”

Postimees (EE) /

İki kutuplu dünyaya dönüş

Postimees, Kiev yönetiminin zararına olacak yeni bir başlangıç karşısında uyarıyor:

“Fransa ve Almanya'nın, Ukrayna'nın ne istediğini dikkate almayan bir anlaşmadan yana ağırlığını koyması tehdidi giderek artıyor. ... Avrupa'nın lider güçleri, Gürcistan ve Ukrayna'daki savaşları hiç dikkate almadan Avrupa'da barışı sağlayacak yeni bir güvenlik mimarisinin inşası için Rusya'yla uzlaşılması ve yeni bir güvenlik inşa edilmesi gerektiğini ileri sürüyor. Ukrayna'nın da bu kutsal planı frenlememesi lazım. ... Elbette sorunun çözülmesi, Estonya dahil herkesin çıkarına. Ama bunun bedeli, bir kez daha Rusya'nın talepleri karşısında ödün vermek olmamalı. Rusya'nın Ukrayna'daki nüfuzu Avrupa tarafından tanınırsa, Berlin Duvarı'nın yıkılışının 30. yılında bitişini kutladığımız bu jeopolitik düzene hayat öpücüğü vermiş olacağız.”

Magyar Hang (HU) /

Barışın bekleme odasında

Son üç ayda yaşananlar Magyar Hang'a göre temkinli bir iyimserliğin kapısını aralıyor:

“Tarafların üç yıl sonra aynı masaya oturmasının sembolik bir anlamı var. Minsk Anlaşması'nın uygulanması önündeki engelin kaldırılması, büyük bir başarı olur. Ukrayna anlaşmadan geri çekilmedi, ancak kendisi için geçerli maddeleri uygulamaya koymuş değil. Bu tutumuyla Moskova'nın ve ayrılıkçıların kendilerine düşeni yapmalarını şimdilik engelliyor. Taraflar aynı noktada buluşmaya yaklaşırlarsa Doğu Ukrayna meselesinde gerçek anlamda bir çözüm başlayabilir: Barış için düşman birliklerin ayrılması, ateşkes ve askerden arındırma. Steinmeier formulüyle ilgili Ukrayna'da yürütülen tartışma bunun ne kadar önemli bir adım olacağının göstergesi: Küçük ama sesi gür muhalefet en küçük uzlaşmayı dahi vatana ihanet olarak görüyor.”

Kommersant (RU) /

Minsk Anlaşması'nın zor sınavı

Kommersant, Kiev'in Avrupalıları, içinden çıkılması güç bir duruma soktuğunu söylüyor:

“Minsk Anlaşması, Zelenskiy ve çevresinin hoşuna gitmiyor; bu anlaşmalardan kurtulmak istiyorlar. ... Ama Minsk Anlaşmalarından vazgeçilmesi, yaptırım siyasetinin temelini oluşturan bir düşünce yapısının yıkılması demek. Birini artık var olmayan bir şey yüzünden nasıl cezalandırabilirsiniz ki? Bu durumda Avrupa aptal durumuna düşer: Taraflardan biri olan Kiev, Minsk Anlaşması'nı reddediyor ama anlaşmanın uygulanmamasının bedelini karşı taraf olan Moskova ödüyor. ... İşte bu yüzden Paris Zirvesi'nin öncelikle açıklığa kavuşturması gereken şey şu: Minsk Anlaşması hala mevcut mu ve bu anlaşmanın maddelerini kim, hangi sırayla uygulamaya koyacak?”

NV (UA) /

Zelenskiy'in üç kırmızı çizgisi

Bir strateji ajansının müdürü olan Sergey Gayday Ukrayinska Pravda'daki yazısında, Zelenskiy'in Paris'te üç kırmızı çizgiyi aşmaması gerektiğini söylüyor:

“Birincisi, işgal altındaki topraklarda herhangi bir özel statüyü kabul etmek. ... İkincisi, bu topraklarda seçim yapılması. Almanya'ya bakalım: Bu ülke uzun soluklu bir Nazilerden arınma sürecinden sonra seçime gitmişti. Ukrayna yasalarına göre işgal altındaki Donbass'ta ancak işgale katılanların tamamı tutuklanıp mahkemeye çıkarıldıktan sonra seçim mümkün. Ve üçüncüsü ... Cinayetlere ve işgale katılanlar ve işgal kuvvetleriyle işbirliği yapanlara af getirilmemeli.”

Radio Kommersant FM (RU) /

Doğalgaz anlaşması olmadan barış yok

Radio Kommersant FM, Rusya ile Ukrayna arasında patlak verecek yeni bir 'doğalgaz savaşı'nın barış çabalarını baltalamasından endişeli:

“Elbette Donbass'tan ve barıştan söz edilecek ama kulağa ne kadar kara komedi gibi gelse de, doğalgaz daha önemli. ... Çelişkilerle dolu bu düğümü çözmek için tek bir zirve yeterli olmayacaktır. ... Ukrayna ve Avrupa'nın soğuktan donmasını önlemek için herkese uyacak bir uzlaşıya varmak gerekiyor ama ilkbaharda doğalgaz savaşları yeniden başlayacaktır. Ancak o zamana kadar Kuzey Akım 2 boru hattının tamamlanması ihtimali var. Bu nedenledir ki, Moskova işi ağırdan alıyor, zira doğalgaz kozunu elinde tutarken Donbass hakkında konuşmak daha kolay.”

slovoidilo.ua (UA) /

Kiev giderek yalnızlaşıyor

Siyasetbilimci Oleksandr Leonov, slovoidilo.ua için yazdığı yazısında Kiev için rüzgarın yön değiştirdiğini ileri sürüyor:

“Eskiden, tıpkı Normandiya formatında olduğu gibi 'üçe karşı bir', yani Ukrayna, Fransa ve Almanya Rus Federasyonu'na karşıyken, şimdiki tabloda, Fransa, Almanya ve Rusya Ukrayna'nın karşısında gibi görünüyor. Üstelik çatışmalar hala devam etse de Ukrayna birlikleri cepheden geri çekildi ki, Normandiya buluşması gerçekleştirilebilsin. AGİT ise savaşçıların geri çekilmediğini, sadece yeni istihkamlar inşa ettiğini gözlemliyor. Ancak Ukrayna gerçekten geri çekilmeye ve istihkamları sökmeye başladı. Dolayısıyla Ukrayna silahlı kuvvetlerinin yeniden cephedeki başlangıç konumlarına geri döndüğü ifadesi yanlış.”

Efimerida ton Syntakton (GR) /

AB sonunda özgürleşip ABD'den kurtulabilir

Efimerida ton Syntakton'un, Paris'teki zirveden beklentisi yüksek:

“Doğu Ukrayna'da bir uzlaşıya varılması Moskova ile AB arasındaki bir yumuşama politikasının işareti olacaktır. Gerginliklerin ve Rusya'ya karşı duyulan Soğuk Savaş döneminden kalma kuşkuların azalmasıyla, AB'nin ABD'den özgürleşme potansiyeli, ortak bir Avrupa savunma stratejisi kuracak şekilde güçlendiriliyor.”