İsveç: Andersson yeni azınlık hükümetiyle işbaşında
İsveç'te Magdalena Andersson, yaşanan git-geller sonrasında nihayet Başbakan oldu. Parlamento, Merkez Partisi (C) bütçe için birlikte çalışmayı reddettikten kısa bir süre sonra istifa eden Andersson'u pazartesi günü yeniden göreve seçti. Yeşiller (MP) artık oldukça zayıf olan azınlık hükümetinin bir parçası değil. İşler iyi gidebilir mi?
Pembe dizi daha bitmedi
BBC, yeniden seçilen başbakanın önümüzdeki haftalarda ve aylarda iktidardaki işinin kolay olmayacağı analizinde bulunuyor:
“Bir haftalık iç politika dramasının ardından Magdalena Andersson'un başbakanlık kariyeri tekrar rayına oturuyor. Ancak İsveç'in siyasi pembe dizisi daha bitmedi. Andersson, bazı sağcı rakipleri tarafından oluşturulan bir bütçeyi uygulamak zorunda. Ayrıca, 2014'ten beri önemli bir koalisyon ortağı olan Yeşiller'in resmi desteği olmaksızın, kırılgan bir azınlıkla ülkeyi yönetmesi gerekiyor. Tüm bunlar, derin bölünmüşlüklerin olduğu sekiz partili parlamentodaki karmaşıklığı belirgin hale getiriyor.”
Yeşil fren takozundan kurtulundu
Expressen, Yeşiller olmadan Sosyal Demokratlar (S) sadece iklim politikasını şekillendirmek için daha fazla alana sahip olmakla kalmıyor, diyor:
“Göç politikası, S'nin aniden çok fazla hareket kabiliyetine sahip olduğu başka bir alan. Hem S'nin hem de M'nin [Muhafazakarlar] yolsuzluk ve sömürüyü durdurmak için büyük ihtiyaç olarak gördüğü işçi göçü buna bir örnek. ... Şimdi tek yapılması gereken müzakere masasına oturmak ve bir anlaşmaya varmak. Aynısı suçla mücadele için de geçerli. Bir fren takozu olarak Yeşiller olmadan, kimlik sahtekarlığı, aşırı mahremiyet endişeleri, gizliliğin engellenmesi, suçla bağlantılı sınır dışı etme vs. gibi bir dizi konuda ilerleme kaydetmek mümkün olabilir.”
Kibirli seçkinler, Isveçlileri ortada bıraktı
Jyllands-Posten, çete suçlarıyla mücadeleyi yeni hükümet için çok büyük bir zorluk olarak görüyor:
“İsveç'in değişen başbakanların hayalini kurduğu ahlaki süper güç dönemi sona erdi - korku ve uyarının bir örneği. Suçlu olanın sadece Sosyal Demokratlar olmadığını tespit etmek önemli. Sorumluluk, parlamentodaki tüm geleneksel partilere ait. Medyanın da tümden başarısız olması ilave bir trajedi. Dünyanın en iyi ve en güvenli toplumlarından biri, ormanın güçlerine teslim edildi çünkü kibirli ve güçlü seçkinler, İsveçlilerin iyiliğini düşünmektense dünyayı kurtarmayı tercih ediyor. ”