Katar 2022 Dünya Kupası nasıl bir iz bıraktı?

Katar’da düzenlenen Dünya Kupası, pazar günkü heyecan dolu finalin ardından Arjantin’in zaferiyle sona erdi. Fransa Cumhurbaşkanı Macron da Doha yakınlarındaki stadyumda oynanan finali kaybeden ülkesinin milli takımını destekleyenler arasındaydı. Avrupa basını, pek çoklarının turnuva öncesinde boykot çağrısında bulunduğu Dünya Kupası’nı değerlendiriyor.

Tüm alıntıları göster/kapat
Aargauer Zeitung (CH) /

Muhtemelen tarihteki en barışçıl Dünya Kupası

Aargauer Zeitung şöyle yazıyor:

“Bu Dünya Kupası, Arap dünyasına yönelik anlayışımızı geliştirmemize katkıda bulunmuş olabilir. Her şeyden önce, ülkeyi ziyaret edenler sıcakkanlı ve yardımsever insanlardan bahsettiler. Bu etkinliğin parçası olmaktan gurur duyan misafir işçilerden ve elbette daha iyi olması mümkün olmayan bir organizasyondan. ... Ayrıca, alkollü içeceklere erişimin kolay olmaması dolayısıyla muhtemelen tarihteki en barışçıl Dünya Kupası oldu. Her hâlükârda, Budapeşte’deki 2021 Avrupa Şampiyonası’nda olduğu gibi tribünlerde faşistleri görmedik, 2018 Dünya Kupası’ndaki gibi Rus holiganlar ya da Fransa’daki 2016 Avrupa Şampiyonası’nda olduğu gibi 1.550 kişinin tutuklandığı korkunç arbedeler de görmedik.”

El País (ES) /

Ekmek ve oyun aşkına

Hukukçu Joseph Weiler, El País'te herkesi ikiyüzlülükle suçluyor:

“FIFA, bu modern panem et circle [ekmek ve oyun] siyasetinden istifade etmeye gelince tüm Roma imparatorlarını gölgede bırakıyor. Cazibesine karşı koyamıyoruz. ... Oyunun güzelliği, efendilerinin çirkinliğini gizliyor. ... Artık Infantino'nun mazeretleri utanmazlıkta ancak Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı'nınkilerle yarışır nitelikte. Skandalı ortaya çıkaran AB kurumları değil, Belçika polisi ve istihbarat servisi oldu. Aynı durum FIFA için de geçerli. ... [Eski FIFA Başkanı] Joseph Blatter rejimini deviren yine FBI olmuştu. ... Ekmek ve oyun siyasetinin gücü bu işte.”

Le Soir (BE) /

Uyanık olmalı

Le Soir, maçların ışıltısının dikkatleri asıl mevzudan saptırmaması gerektiği uyarısında bulunuyor:

“Top yuvarlanmaya başlar ve hop, Katar bize her şeyi 'yutturur' - en başta da doğalgazın hızıyla ekonomiye akıtılan ve bu Dünya Kupası öncesinde ve esnasında pek çok şeyi, müzeleri, şirketleri ve sporun sembolik Truva atının, yani Mbappé ve Messi’nin kulübü olan PSG’nin de aralarında olduğu futbol takımlarını satın alan paraları. ... Asıl uyanık olma ikazı ise Belçika devlet güvenliği biriminden geldi: Futbol dünyası büyülenmiş halde maçları izlerken, soruşturmacılar ve ‘küçük bir hâkim’, ruhlarını bir avuç Fas ve Katar doları karşılığında sattığından şüphelenilen kimi Avrupalıların neler yaptığını gün ışığına çıkardı.”

De Volkskrant (NL) /

Yeni bir skandal geç kalınmadan engellenmeli

Mısır ve Yunanistan'la beraber Suudi Arabistan da 2030 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapmak istiyor. De Volkskrant'a göre bunun engellenmesi gerekiyor:

“Katar, bu Dünya Kupası aracılığıyla Batı'nın ahlakçılığıyla hesaplaştığını düşünüyor. Katar'ın bu tutumu, dünyadaki yeni güç dengelerinin simgesi olabilir. Doğalgaz için Katar'a el açan Batılı ülkeler, insan hakları ihlallerinin lafını edebilecek durumda değiller. ... Hollanda'daki KNVB gibi Batılı futbol federasyonları, 2030 Dünya Kupası'nın bir kez daha suç rejimlerini aklamak amacıyla kötüye kullanılmasını önlemek için büyük çaba sarf etmek zorunda kalacaklar. Yine de güçlerini hafife almamalılar. Zira Avrupa takımlarının katılmadığı bir Dünya Kupası'nın pek de bir anlamı olmaz.”

The Independent (GB) /

Muğlaklıklara katlanmak gerek

The Independent, bir yandan sorunların bilincinde olunup diğer yandan da spor etkinliğinin keyfinin çıkarılabileceği görüşünde:

“Dünya Kupası, bir küresel farkındalık egzersizi olarak bir ya da iki ülkenin katılmamasının sağlayacağından fazlasını başardı. İşin sonunda, bir spor karşılaşmasının keyfi çıkarılırken aynı zamanda ahlaki değerlerden verilen ödünlerin bilincinde olunabildiği görüldü. Büyük Britanya futbolu ne zamandır dünyamız üzerindeki kimi zenginlerin eline bakar halde. Futbolu çölün sulanan çimlerinde ve soğutulan stadyumlarında oynama fikri elbette ekolojik bakımdan sürdürülemez bir çılgınlık, ama yine de buranın futbol sahalarında, her şey ahlaken tamamen kusursuzmuşçasına eğlenmeyi ve sevinmeyi sağlayan bir büyü çıktı ortaya.”