Brexit üç yaşında: Büyük Britanya'nın yeri neresi?

Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması süreci 31 Ocak 2020’de tamamlanmıştı. Yorumcular, geride kalan üç yılın bilançosunu çıkarıyor.

Tüm alıntıları göster/kapat
tagesschau.de (DE) /

İşçi Partisi'nin dağınık ve zarar veren stratejisi

ARD Londra muhabiri Annette Dittert, tagesschau.de’de İşçi Partisi lideri Keir Starmer’ın Brexit’e yönelik tutumunu eleştiriyor:

“Brexit sürecini … iyileştirme, yani AB ile yakınlaşma vaadinde bulunuyor, ancak ortak pazara yeniden katılım gibi bir vizyon taşımıyor. Büyük Britanya ekonomisinin ortak pazar olmaksızın gerçekten toparlanabilmesinin kısa ve orta vadede pek mümkün olmadığından söz etmiyor. Taktik belli: 2019’da akın akın Johnson saflarına geçen solcu Brexit yanlılarını yeniden İşçi Partisi gemisine bindirmek istiyor. Ülkeye ağır bedeller ödetecek bir strateji bu. Muhalefet, AB’den ayrılmanın sebep olduğu dezavantajların adını dahi tam olarak koymak istemediği sürece, bunun ortaya çıkardığı sorunlara da gerçek çözümler bulamayacaktır.”

Irish Independent (IE) /

Rüya bitti

Irish Independent, 2016’da Brexit’i desteklemiş olanları anlamaya çalışıyor:

“Seçmenlere, Brexit onaylanır onaylanmaz kendi sınırlarımızın kontrolünün yeniden kazanılacağı ve yasadışı göçün etkin bir şekilde önleneceği vaadinde bulunulmuştu. Bunların hiçbiri gerçekleşmedi. Kendilerini, vaat edilmiş güneşli yaylalardan ziyade yine karanlık Mordor’u anımsatan bir vaziyette buldular. Bu insanların bir hayali vardı - Avrupa müdahaleciliğinden ve Brüksel’deki bürokratların emirlerinden azade bir şekilde, egemen olma ve ulus halinde kendi kaderlerini gururla tayin etme hayali. ... Bu rüyanın artık bittiği anlaşılıyor.”

NRC Handelsblad (NL) /

Bilanço her iki taraf için de olumsuz

NRC Handelsblad tek tek sayıyor:

“Avrupa bütçesine aktarılan milyonların Büyük Britanya sağlık hizmetleri için tahsis edileceği vaadi yerine getirilmedi. ... Brexit'ten sonra, Büyük Britanya'nın diğer ülkelerle kendi ticaret anlaşmalarını imzalaması gerekti; ancak bunun şimdiye kadarki etkisi hayal kırıklığından öteye geçemedi. ... Vaat edildiği gibi Krallık'a yönelik göç azalmadı, aksine arttı. ... Genel itibarıyla bilanço, ticarette, savunmada ve jeopolitikte önemli bir ortağını kaybetmiş olan AB ülkeleri açısından da olumsuz. Aslında Brexit'in tek bir olumlu sonucu oldu: AB'den olası bir ayrılma hevesi, Avrupa kıtasında cazibesini büyük oranda yitirdi.”

The New European (GB) /

Hata olduğu düşünülüyor, ama artık umursanmıyor

The New European’a göre, Rishi Sunak iktidara geldiğinden beri Brexit meselesinde ortalık hissedilir ölçüde sakinleşti:

“Sunak’ın soğukkanlı yönetim anlayışı ve Brüksel’le ilişkileri yoluna koyma çabaları, Brexit’in seçmenlerin birincil endişeler listesinden düştüğü algısıyla uyumlu. 2022 sonlarında UK in a Changing Europe düşünce kuruluşu adına gerçekleştirilen bir anket, Brexit’in Büyük Britanyalıların önem atfettiği ilk on mesele arasında dahi yer almadığını ortaya çıkardı. Buna paralel olarak, ülke atmosferinde de adım adım derinlikli bir değişim yaşandı ve bu değişim Downing Street’in de gözünden kaçmamış olmalı. ... Artık Büyük Britanyalıların yüzde 60’ı, AB’den ayrılmanın Birleşik Krallık için hata olduğuna inanıyor.”

The Sun (GB) /

Avantajları daha iyi pazarlanmalı

The Sun, Brexit’in ekonomiye olumlu etkileri olduğu kanısında:

“Brexit’in üçüncü yıldönümü yaklaşırken, Sunak hükümeti bir dizi yeni yatırım teşviki ilan etti. Ekonomi Bakanı Grant Shapps, ülke üç yıl önce Brüksel’in zincirlerinden kurtarıldığından beri milyarlar tutarında yatırım gerçekleştirildiğini vurguladı. ... Bunlar iyi haberler. Ancak, sürekli skandallara bulaşan bir partiden bıkmış seçmenleri ikna etmek istiyorlarsa, Muhafazakârların bu mesajı yüksek sesle ve açık bir şekilde iletebilmeleri gerekiyor. Sunak'ın Brexit sonrası refaha kavuşmuş pozitif bir Büyük Britanya imajını pazarlaması ve bunu da tutkuyla yapması şart. ... Bunun için de Başbakan’ın selefinin iş bitirici ruhundan bir şeyler öğrenmesi gerekiyor.”

Les Echos (FR) /

Odadaki fil

Les Echos’a göre Büyük Britanya’daki partiler mümkün mertebe bu sorunun etrafından dolanıyor:

“Kimse adını koymak istemese de Brexit şu anda odadaki fil konumunda. Muhafazakârlar, Nigel Farage’ın UKIP’inin mirasını devralan AB karşıtı Reform UK partisinin yeniden güç kazanmasından korkuyor, İşçi Partisi ise 2019’da yanlarında durmayarak ağır hezimete yol açan işçilerin desteğini sonsuza kadar kaybetmekten endişe ediyor. Görünüşe göre, 2024’te gerçekleştirilecek bir sonraki parlamento seçimlerinde asıl kavganın yalnızca ‘Kızıl Duvar’da, yani İngiltere’nin yoksullarının yaşadığı kuzeydeki Brexit yanlısı seçim bölgelerinde kopacağını öngörüyorlar. Peki bu böyle daha ne kadar devam edebilir?”