Romanya: Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aşırı sağcı popülist önde
Romanya'da tekrarlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunu, AUR partisinin aşırı sağcı adayı George Simion yüzde 40'ı aşan bir oy oranı ile kazandı. Simion, yaklaşık yüzde 21 oy alan Bükreş’in bağımsız belediye başkanı Nicușor Dan ile 18 Mayıs'taki ikinci turda karşı karşıya gelecek. İktidar koalisyonunun adayı Crin Antonescu'nun ancak üçüncü sırada yer almasının ardından, Sosyal Demokrat Başbakan Marcel Ciolacu istifasını açıkladı.
Elit karşıtlığı istismar ediliyor
Népszava’ya göre Simion, rol modelleri Trump ve Orbán’ın izinden gitme niyetinde:
“Pek çokları, ikinci turda tüm demokrasi yanlısı seçmenlerin -dişlerini sıkarak ve burunlarını tıkayarak- aşırı sağcı Corneliu Vadim Tudor’a karşı postkomünist Ion Iliescu’ya oy verdiği 2000 yılındaki senaryonun tekrarlanmasını umuyor. Ancak bugün ABD’de gerçekleşen senaryo daha muhtemel görünüyor: Simion, seçmen arasındaki elit karşıtı havanın da etkisiyle tıpkı Donald Trump gibi tarihi bir zafere uzanabilir. Aşırı sağcı aday şimdiden tarihi bir başarıdan söz ediyor ve Donald Trump ile Viktor Orbán’ı zirveye taşıyarak orada tutan vaatleri neredeyse kelimesi kelimesine yineliyor.”
Hükümet cephesinin sebep olduğu hayal kırıklığı
Tygodnik Powszechny şöyle yazıyor:
“Simion, Georgescu’ya nazaran Avrupa’nın ana akım siyasetine daha yakın duruyor. Açıklamalarında, Putin’e yönelik övgüye rastlanmıyor. Ancak yine de mevcut devlet elitleri ile kurumlarıyla birlikte Avrupa Birliği’ni, liberal değerleri ve Ukrayna’yı da eleştiriyor. Hükümet cephesinin seçim iptali sonrasında sergilediği talihsiz tutum dolayısıyla toplumda büyüyen hayal kırıklığı, Rumen halkını Simion’un söyleminde ifadesini bulan duygulara yönlendirmiş gözüküyor.”
Moskova tarafından rotadan saptırıldı
Der Standard uyarıda bulunuyor:
“Romanya, Rusya hükümetinin -bilhassa sosyal medya üzerinden yürüttüğü- hibrit savaş yoluyla önemli bir AB ve NATO ülkesini yalnızca birkaç yıl içinde nasıl istikrarsızlaştırabildiğinin somut örneği. Kremlin’in hedefi net: Ukrayna’ya gönderilen savunma ekipmanları ülkeye Romanya üzerinden ulaştırılıyor. NATO üsleri bu ülkede konuşlu ve Ukraynalı savaş pilotları burada eğitiliyor. Romanya, tüm Avrupa'nın savunması açısından kilit önemde. Bu hakikat, ABD Başkanı Trump’ın -yine Putin’in etkisiyle- Amerikan askerlerini buradan çekme ihtimalini daha da kaygı verici kılıyor. Kremlin’in arzuladığı Batı karşıtı bir Romanya tablosu, 18 Mayıs seçimlerini özgürlükle özgürlüksüzlük arasında yapılacak bir tercihe dönüştürüyor.”
Simion yine de yenilebilir mi?
Spotmedia'ya göre Dan'ın ikinci turda kapatması gereken fark çok büyük:
“Bu seçim sonucu nasıl açıklanabilir? ... Genel olarak, bir yanda geçen yıl [6 Aralık'ta] gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçiminin iptal edilmesinin yarattığı hayal kırıklığı, diğer yanda ise Avrupa yanlısı adayların birbirlerine yönelik hakaretlerle yürüttükleri seçim kampanyası bu sonucun ortaya çıkmasında etkili olmuş görünüyor. Kimse geçen yıl aslında ne olduğunu anlayamadı. Şimdi bunun sonuçlarıyla karşı karşıyayız. ... Artık asıl mesele, Simion'un 18 Mayıs’ta bu büyük oy farkına rağmen yenilip yenilmeyeceği. ... Simion’un kazanması için yalnızca yüzde on bir puana ihtiyacı var, Nicușor Dan’ın ise yüzde otuza.”
Tanıdık bir senaryo
Şark cephesinde yeni bir şey yok, diyor La Repubblica:
“Simion, egemenlikçi modelin eski Doğu Bloku ülkelerinin ekseriyetinde büyük rağbet gördüğünün kanıtı. Senaryo Macaristan, Slovakya, Polonya ve şimdi de Romanya’da birbirine hayli benziyor: Mağduriyet söylemi ve ‘eski güzel günlere’ duyulan nostalji, elitlere düşmanlık, AB şüpheciliği, göçmenlere karşı sertlik, kaba milliyetçilik ve Ukrayna’ya duyulan hoşnutsuzluk. ... Simion, ‘tek misyonunun anayasal düzeni ve demokrasiyi yeniden tesis etmek’ olduğu mesajını vermek istediğini vurgulamıştı.”
Ülke bıçak sırtında
Jurnalul Național karamsar:
“Cumhurbaşkanlığı seçimleri, derin bir siyasi krizin göstergesi niteliğinde. ... Sert mali önlemlere duyulan ihtiyaç ile popülist baskılar arasında sıkışan mevcut hükümet, cumhurbaşkanlığı koltuğuna kim oturursa otursun dağılma riskiyle karşı karşıya. ... Ancak bu seçimlerde mevzubahis yalnızca cumhurbaşkanlığı makamı değil, ülkenin ekonomik ve jeopolitik geleceği de söz konusu. Romanya bıçak sırtında. ... Ülke, yatırımlar açısından belirsizliğin hâkim olduğu ve siyasi kararların ekonomik akıldan ziyade popülizmle şekillendiği istikrarsız bir ülke şeklinde algılanma tehlikesiyle karşı karşıya.”