İmamoğlu hakkında 2.000 yılın üzerinde hapis cezası talebi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının üzerinden yaklaşık sekiz ay geçmişken, savcılık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en güçlü rakibi için 2.430 yıla kadar hapis cezası istedi. Savcılığın suçlamaları arasında yolsuzluk ve suç örgütü yöneticiliği de var. CHP’li siyasetçinin 19 Mart’ta gözaltına alınarak tutuklanması, Türkiye genelinde kitlesel protestolara yol açmıştı.
Masumiyet karinesi ortadan kaldırıldı
Cumhuriyet, iddianameden çıkarılabilecek tek suçlama İmamoğlu'nun belediye başkanlığı görevini yerine getirmesi, diye yorumluyor:
“İddianamenin yaklaşımı İmamoğlu’nun seçimleri kazanmak için attığı her adımın suç faaliyeti sayıldığını gösteriyor. ... İddianamenin genel ruhuyla ilgili bu aşamada şunlar söylenebilir: Siyaset kokan bir metin. Dilinden içeriğine kadar yargı sınırları aşılmış. Masumiyet karinesinin yerini mahkûmiyet karinesi almış. İktidar medyasının aylar süren iddialarından öte yeni bir durum görünmüyor.”
Siyasi hırs suç sayılıyor
Gazeteci Timur Soykan, Birgün'de iktidar olmak için çaba göstermek suçsa Erdoğan da yargılanmalıydı, diyor:
“Cumhurbaşkanı olmayı hedeflemek neden bir siyasi yolculuk, bir politik hedef değil de suç oluyor? ... Türkiye’de ve dünyada binlerce siyasi iktidar olmayı planlayıp bunun hayalini kurmuyor mu? İktidar olmak için siyaset yapmak suç mu? Mesela; Tayyip Erdoğan İBB Başkanlığı’ndan Cumhurbaşkanlığı’na uzanan bir siyasi kariyere sahip. Bu suç mu? Savcılık, Cumhurbaşkanlığı’nı hedefleyen suç örgütü tanımının etrafına onlarca suç yığdı ve bunları örgüt delili olarak yansıttı.”
Erdoğan muhaliflerinin etrafına kalıcı bir duvar örmek istiyor
Tages-Anzeiger’e göre ülkesini kalıcı biçimde dönüştürmek isteyen Türkiye Cumhurbaşkanı, bu uğurda muhaliflerinden de tamamen kurtulmak istiyor:
“Erdoğan bir tür ikinci cumhuriyet kurucusu olmayı, tamamen yeni bir şey yaratmayı arzuluyordu; bu düzende de eskinin siyasi güçlerine artık yer olmayacaktı. Ancak ülkenin en eski partisi olarak CHP’nin yerel seçimlerden neredeyse bütün büyük şehirleri kazanarak güçlü çıkması, Erdoğan’ın içini kemiriyor olmalıydı. Onun zihninde bu bir yenilgi sayılırdı: Eski Cumhuriyet hâlâ ayaktaydı. Henüz onu tamamen ortadan kaldıramamıştı. İmamoğlu için istenen iki bin küsur yıllık hapis cezası ne anlama mı geliyor? Recep Tayyip Erdoğan’ın artık muhaliflerinin etrafına kalın bir duvar örmek istediği - belki de sonunda kendisini de içine hapsedecek bir duvar.”
Demokrasi yanlılarıyla köprüler kurun
Der Spiegel’in eski Türkiye muhabiri Maximilian Popp net bir tavır konmasını istiyor:
“Tam da Almanya ve Avrupa için bu kadar önemli olduğundan, Türkiye ciddi şekilde ilgilenilmeyi hak ediyor. Bunun bir anlamı da özellikle ülkede demokrasinin çöküşü meselesiyle meşgul olmak, sivil toplum temsilcileriyle görüşmek (Merz’in en son yaptığı gibi) ve Türk demokratlar ile Avrupa arasında köprüler kurmak gerektiği. Türkiye Cumhurbaşkanı en önemli rakibini uydurma gerekçelerle hapse atıyorsa, o zaman Almanya Şansölyesi de buna dair bir şeyler söylemek zorunda.”