Trump Körfez turunda: Kârlı bir ziyaret mi?

Donald Trump, Körfez turunun ilk gününde Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman tarafından ihtişamlı bir şekilde karşılandı. Kraliyet sarayındaki görüşmenin ardından, Beyaz Saray tarihi boyutta silah satışı anlaşmaları yapıldığını duyurdu. Akabinde Katar’a gerçekleştireceği ziyaretinde ise Trump’a başkanlık uçağı olarak kullanılmak üzere lüks bir uçağın armağan edilmesi bekleniyor. Avrupa basını, ziyaretin sonuçları olacağı görüşünde.

Tüm alıntıları göster/kapat
La Repubblica (IT) /

Avrupa'nın işi zor

La Repubblica kaygılı:

“Kesin olan şu ki, Donald Trump Riyad’dan rejim karşıtı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi akabinde patlak veren insan hakları tartışmaları defterini kapatan bir ittifakla dönüyor. Gümrük vergisi meselesinde Çin ve Büyük Britanya’ya yaptığı gibi, Suudi Arabistan’a da bütün kapılarını açıyor. Suudi kraliyet sarayının koridorlarından gelen söylentiler ise Trump yönetiminin, zaten pek hazzetmediği Avrupa’ya karşı çok daha sert bir tavır almaya hazırlandığına işaret ediyor.”

Politiken (DK) /

Hayırlara vesile olabilecek bir gezi

Politiken, ABD Başkanı’nın Körfez ülkelerini ziyaret etmek için makul sebepleri de olduğuna dikkat çekiyor:

“Beğenelim ya da beğenmeyelim, Arap Yarımadası’ndaki ülkeler Arap dünyasının en güçlüleri. Gazze Şeridi’nde barışın sağlanması ve bir Filistin devletinin kurulması umutlarını korumanın yolu Körfez ülkelerinin hem diplomatik hem de ekonomik desteğini almaktan geçiyor - özellikle de Suudi Arabistan’ın. İran’ın uyguladığı devlet terörünü ve nükleer programını sınırlandırmak için de Suudi Arabistan ve komşularıyla sağlam bir işbirliği gerekiyor. … Kulağa iğrenç gelse ve sayısız etik sorunu beraberinde getirse de Trump’ın bu gezisi gerçekten hayırlara vesile olabilir. Üstelik salt kendi kişisel banka hesabı için de değil.”

Tvnet (LV) /

Katar tüm yolları kullanıyor

Tvnet, hediye edilen lüks uçağı siyasi bir turnusol kâğıdı olarak görüyor:

“Katar, uluslararası alandaki etkisini pekiştirme stratejisini daima çok katmanlı bir yapı üzerine kurmuştur. ... Siyasetten medyaya, eğitimden spora ve lüks tüketime değin uzanan kapsamlı bir ağ oluşturmuştur. ... Ancak bu bir prensipler meselesi. Önceki ABD başkanları, sembolik de olsa egzotik hediyeleri dahi kabul etmemişti: Örneğin, [8. ABD Başkanı] Martin Van Buren’in Fas Sultanı’ndan bir aslan kabul etmesi engellenmişti. Dolayısıyla bu uçak ABD'nin bütün siyasal sistemini sınayan bir test niteliğinde.”

Dagens Nyheter (SE) /

ABD Başkanı yağcılık bekliyor

Dagens Nyheter, Trump’ın Katar’ın cömert hediyesini memnuniyetle karşılamasının ABD Başkanı’nın tarzının tipik göstergesi olduğunu belirtiyor:

“Trump katiyen mış gibi yapmıyor. Uçak hediyesini eleştirenler, onun gözünde ‘birinci sınıf ezikler.’ Bu yalnızca kişisel ahlak (ya da ahlaksızlık) meselesi değil; Donald Trump’ın siyasetin nasıl işlemesi gerektiğine dair anlayışı böyle. Özgür pazarlar ve herkes için eşit kurallar yerine, iradesine boyun eğen, iş yapabilmek için kendisine yağ çeken vasallar istiyor. Tüm bunlar yaşanırken, Trump yönetimi Adalet Bakanlığı’nın kripto suçlarla mücadele birimini kapattı ve yabancıların verdiği rüşvetlerle mücadele çalışmalarını da askıya aldı. Her şey inkâr edilemez ölçüde şeffaf.”

NRC Handelsblad (NL) /

Demokrasiler böyle hızla çökebiliyor

NRC net bir tutum sergiliyor:

“Trump ve çevresi, çok daha az göze çarpan gündemleri üzerinde ısrarla çalışıyorlar: utanmaz biçimde kişisel zenginleşme. … Öyle ki, geçtiğimiz yıl başkanların görev süresince gerçekleştirdikleri eylemlere dokunulmazlık tanıyan Yüksek Mahkeme kararı sayesinde, Trump seleflerinden çok daha fazla hareket alanına sahip. Dolayısıyla her şey serbestse, hiçbir yasak tanınmıyor. Geriye sadece hayret etmek kalıyor: İyi işleyen bir hukuk devleti nasıl oluyor da bu denli hızla böylesine bir seviyeye düşebiliyor? Bu durumdan çıkarılması gereken ders şu: Yerleşik demokrasiler dahi acımasız otokratlara karşı savunmasızlar.”