Kalıcı barış Gazze Anlaşması ile gelir mi?
İki yılı aşkın süren savaşın ardından, arabulucu ülkeler pazartesi günü Mısır’ın Şarm El-Şeyh şehrinde Gazze Anlaşması’nı imzaladı. İsrail ve Hamas, ateşkes ilanının yanı sıra İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını da içeren anlaşmayı perşembe günü onaylamıştı. Bundan böyle, barış sürecinde atılacak diğer adımlar müzakere edilecek. Yorumculara hem kuşku hem de umut hâkim.
Bu kısa anı kalıcı kılmalı
The Irish Times’a göre bundan böyle Trump, barış “anlaşmasının” uzun ve zorlu uygulama sürecinde de çabalamayı sürdürmeli:
“Trump için asıl zorluk, sahnelenmiş bir anı kalıcı hale getirebilmesi. Onun güdüleri anlaşmalar yapmaya yönelik, bunları hayata geçirmeye değil. Ancak çaba ve mali kaynak harcanmazsa, diplomatik hüner ve ölçülülük sergilenmezse durum hızla yeniden kaosa sürüklenebilir. İsrailliler ve Filistinliler için dün yaşananlar yalnızca kısa bir soluklanma molası anlamına gelebilir. Yine de umutsuzluğun damgasını vurduğu bir çatışmada kısa da olsa böyle bir rahatlama anının yaşanması dahi önemli. Beklenmedik isimler de olsalar birileri çıkıp harekete geçirdiğinde, barış mekanizmasının işlemeye başlayabileceğini hatırlamış olduk.”
ABD Başkanı'nın haklı olmadığı noktalar
Ortadoğu uzmanı Michail Krutichin, Echo'nun alıntıladığı bir Telegram gönderisinde Trump'ın açıklamalarına üç noktada itiraz ediyor:
“İlki: Trump 'Gazze'deki savaş sona erdi,' diyor. Bu doğru değil. Hamas ne yok edildi ne de yenilgiye uğratıldı. Gazze’de artık Hamas karşıtı kimse kalmayacak; örgüt bunun için şimdiden harekete geçti. İkincisi: Trump savaşı bitirdi. Tam olarak öyle diyemeyiz. Savaşı sona erdiren Amerikalılar değil, 'Gideon’un Savaş Arabaları 2' [Gazze harekâtı] ve Katar’a yönelik sürpriz saldırıları sayesinde Hamas'ı rehineleri serbest bırakmak zorunda bırakan İsraillilerdi. ... Trump bu süreçte yalnızca destekleyici bir diplomatik rol üstlendi. Üçüncüsü: İsrail Gazze’de askeri bir çözüm elde edemezse, Trump’ın 'Ortadoğu’da barış' sloganı uzun yıllar boyunca boş bir söz olarak kalacak.”
İsrail İran'la yakınlaşsın
Politiken, Donald Trump’ın pazartesi Knesset’te yaptığı konuşmanın bütün Ortadoğu’ya uzun vadeli çözümün yolunu gösterebileceğine inanıyor:
“Trump, İsrail’in İran’a el uzatması gerektiği konusunda da haklı. … Gazze'deki savaş ve doğurduğu jeopolitik sonuçlar Ortadoğu’yu değiştirdi ve yeni kapılar açtı. İsrail askeri bakımdan güçlenirken, diplomaside zayıfladı. Filistinlilerin davası, Batı’nın geniş kesimleri nezdinde önem kazandı. Suriye’de rejim değişti, Hizbullah zayıfladı. Arap ülkeleri, kalıcı çözüm inşasında yardımcı olmaya hevesli görünüyor. Yeni Ortadoğu’yu inşa etmenin vakti geldi - Trump da belli ki bunun için bastırmak istiyor.”
Avrupa seyirci kalmakla yetiniyor
Die Welt muhabiri Constantin Schreiber, Avrupa bir kez daha hiçbir rol oynamadı, diyor:
“Ortadoğu’da belki de dünya tarihi yeniden yazılırken ve kıtamız seyirci kalırken, etkisizliğimiz hiç bu kadar açık şekilde görünür olmamıştı. … Arap kökenli bir İsrailli, geçen gün bana 'Özgürlük Filosu'nun fotoğraflarını gördüğünde bana Greta Thunberg’in kendisi için artık Avrupa’yı simgelediğini söyledi: Ciddiye alınacak bir şey değil. En fazla biraz maddi katkı sağlayabilir. … Gazze'deki savaş yalnızca bölgede bir dönüm noktası olmadı. Biz Avrupalılar da bu savaşla birlikte üzerine düşünmemiz gereken bir gerçekle yüzleştik.”
Hedef yine iki devletli çözüm
Der Spiegel, savaşı sona erdirmenin müşterek bir yükümlülük olduğuna vurgu yapıyor:
“Ve Avrupa hükümetleri bunu üstlenmekten kaçmamalı. Özellikle de Berlin’in Kudüs üzerindeki etkisini kullanması şart. Almanya nihayetinde ABD’den sonra İsrail’in hâlâ en önemli ortağı ve bir müttefik olarak, yıkıcı savaş politikası nedeniyle İsrail’i parya gören dünyanın geniş kesimleriyle köprüler kurabilir. İki devletli çözüm ne zamandır Batılı hükümetlerin yarım ağızla dile getirdikleri bir temenniye dönüşmüş durumda. ... Ama yine de bölgede kalıcı barış için tek umut olmaya devam ediyor. Avrupa’nın görevi, Trump bir sonraki savaşı bitirmeye koyulduğunda bu çözümü yeniden canlandırmak.”
Kırılgan bir uzlaşı
The Economist, Hamas’ın Gazze sokaklarında yaptıklarının barışın kırılganlığını gözler önüne serdiğini vurguluyor:
“Radikal İslamcı grup daha şimdiden Gazze’de savaş sonrası düzen kurmaya girişti. Silahlı ve pek çoğu da sivil kıyafetler içindeki binlerce adamını sokaklarda devriye gezdiriyor. Ayrıntılar daha belli değilse de son günlerde diğer Filistinlilerle şiddetli çatışmalar yaşandığı da bildiriliyor. … Tüm bunlar, Trump’ın planının öngördüğü üzere güvenliği garanti altına alacak bir barış gücünün gerekliliğini ortaya koyuyor. Gazze silahlarla ve biçare insanlarla dolu; Hamas’ın ise kendi silahlarını teslim etmeye hiç niyeti yok.”