El Şara'nın Trump ziyareti ne anlatıyor?
ABD Başkanı Donald Trump, Suriye’nin geçici cumhurbaşkanı Ahmed El Şara’yı Beyaz Saray’da kabul etti. Trump, artık feshedilmiş olan HTŞ terör örgütünün eski liderini “savaşın yıktığı Suriye’yi başarılı bir ülkeye dönüştürebilecek güçlü lider” şeklinde nitelendirerek övdü. Ziyaret ve iki ülke arasındaki yakınlaşma, basında şaşkınlığın yanı sıra hayranlıkla da karşılanmış gözüküyor.
Tarihi bir dönüm noktası
Yeni Şafak'a göre bu ziyaret önemli bir sembolik anlam taşıyor:
“Daha bir yıl öncesine kadar ABD’nin terör listesindeki El Şara’nın Washington ziyareti, Suriye’nin uzun yıllardır dışında kaldığı uluslararası sisteme yeniden dahil edilmesinin sembolü olarak tarihe geçecek nitelikte. ... Trump yönetiminin yaptırımları askıya alması ve Suriye’yi bölgesel dengelerin yeniden şekillenmesinde kritik ülkelerden biri olarak tanımlaması, önümüzdeki savaş sonrası inşa sürecinde belirleyici olacak. Amerika’nın bunları yaparken Türkiye’nin bölgede ana aktör olarak etkisinin istikrara katkı sağlayacağı ilkesini kabul etmiş olması da önemli bir dönüm noktası teşkil ediyor.”
Çıkar ilişkisinden ibaret
Yeni Akit, El Şara’nın ekim ortasında da Kremlin’de ağırlandığını hatırlatıyor:
“El Şara’nın ABD ziyareti ve Trump’la yaptığı görüşme de Rusya ziyareti ve Putin’le yaptığı görüşmeyle aynı niteliktedir. Yani her ikisi de yeniden yapılanma sürecine giren ve kendi ayakları üstüne durmaya çalışan Suriye’nin diplomatik ilişkilerini de yapılandırma ihtiyacından kaynaklanan, stratejik boyutlu birer ziyarettir. Moskova’nın dün savaş alanında karşısına aldığı El Şara’yı bugün sarayda misafir etmesi, aynı şekilde Trump’ın dün terör listesine dahil ettiği El Şara’yı bugün bir cumhurbaşkanı sıfatıyla karşısına oturtması da tamamen çıkar ilişkileriyle ilişkilidir.”
Hiçbir şey bitmiş sayılmaz
Gazeteci Michalis Psilos, Naftemporiki’de iktidar değişiminden bir yıl sonra Suriye’deki durumu şöyle tarif ediyor:
“Şiddet Suriye’de kan dökmeye devam ediyor. Ülkenin silahlı kuvvetlerini kontrol eden cihatçılar masumları öldürüyor. Hıristiyanlara, Dürzilere ve Kürtlere yönelik saldırılarla ilgili haberlerin çıkmadığı bir gün bile geçmiyor. Kaçak eski devlet başkanı Beşar Esad’ın da mensubu olduğu dini azınlık olan Alevi kadınların kaçırılması da bunlara dahil. Her şey unutuldu ve geride mi kaldı? Cihatçılar ülkedeki azınlıklara yönelik misilleme eylemlerini sürdürüyor.”
Sınırlar bulanıklaşıyor
Trump’ın eski bir teröristi Beyaz Saray’da ağırlaması sembolik önemde, diyor Večernji list:
“Trump, El Şara’yı ABD’nin bölgedeki çıkarları açısından kullanışlı bir ortak olarak görüyor: İran etkisinin önlenmesi, Irak sınırındaki denetimin güçlendirilmesi ve Türkiye ile İsrail arasındaki bölgenin istikrara kavuşturulması. … Ancak böylesi bir rehabilitasyonun güçlü bir sembolik anlamı da var. Vaktiyle El Kaide ve IŞİD’in ideolojik mirasıyla bağlantılı bir liderin bugün Oval Ofis’te ağırlanması, terörizm ile diplomasi arasındaki sınırları bulanıklaştırıyor. Eğer Usame bin Ladin ve Ebu Bekir el-Bağdadi hâlâ yaşasalardı, Trump’ın kendi ‘ideoloji yerine ticaret’ anlayışı doğrultusunda siyaseten kazanç getirecekse onlarla da görüşebilirdi.”
Bir vakitlerin ezeli düşmanının önüne kırmızı halı serildi
La Stampa’ya göre Amerika belli ki yeni bir ittifak politikası arayışında:
“Görsel imgelerin jeopolitik analizlerden daha büyük önem taşıdığı artık anlaşılması zor bir dünyada, tarih kitaplarına geçecek bir sahne var karşımızda: Suriye’nin geçici cumhurbaşkanı Ahmed El Şara -bir zamanlar El Colani olarak bilinen ve uzun yıllar Batı'nın ezeli düşmanı olan meşhur cihatçı- Washington’da kadim bir müttefikmiş gibi ağırlanıyor. Birkaç ay öncesine kadar böyle bir sahne, bir politik Netflix dizisi için bile fazla hayal ürünü görünürdü. Ama bugün, yeni Ortadoğu’yu şekillendiren güç mantığı içinde kimse bunu yadırgamıyor.”
Anlaşma ustası Ortadoğu’da yeni bir hakikat yaratıyor
Kuzey Amerika muhabiri Andreas Scheiner, Neue Zürcher Zeitung’da Trump’ın Ortadoğu’da daha şimdiden seleflerinden fazlasını başardığına vurgu yapıyor:
“Suriye on yıllar boyunca, İran liderliğindeki ‘Şer Ekseni’nin parçasıydı. … Washington, fırsattan istifade bölgesel güç dengesini kendi lehine kaydırma peşinde. … Suriye ile İsrail arasında varılacak bir anlaşma, bölge açısından dönüm noktası olur. … Trump, alışılmışın dışında ve içgüdüsel kararlarla yürüttüğü Ortadoğu politikasında, şimdiden Joe Biden ya da Barack Obama’nın yaptıklarından çok daha fazlasını başardı. … Damadı Jared Kushner ve özel temsilcisi Steve Witkoff ile birlikte, kendi kendini anlaşma ustası ilan eden Trump bölgeyi öyle bir hızla sarsıyor ki, destekçilerinin başı dönüyor. Dış politikacı Trump, hamleleriyle yeni bir hakikat yaratıyor.”
Suriye için istikrar hâlâ çok uzak
The Irish Times, Suriye'deki durum hâlâ son derece kırılgan, diye uyarıyor:
“Sünni rejimle Esad’a bağlı Alevi güçler arasındaki çatışmaların yanı sıra, Hıristiyanlara, Dürzilere ve Bedevilere yönelik şiddet olayları, Suriye’deki toplumsal dokunun ne kadar kırılgan olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, El Şara’nın kapsayıcılık vaatlerinin inandırıcılığına gölge düşürüyor. … Yeni Suriye yönetimi, silahlı kuvvetleri denetim altına almak, belirli etnik gruplara yönelik saldırıları engellemek ve sorumluları adalet önüne çıkarmak için tüm imkânlarını seferber etmeli. Uluslararası toplum ise, Suriye’nin yeniden inşasını desteklemek ve ülkenin uluslararası topluma tam anlamıyla yeniden entegre olmasını sağlamak için ortak bir tutum sergilemeli.”