Fransa: Macron sahte haberlere karşı harekete geçti
Sınır Tanımayan Gazeteciler’in güvenilir ve güvenilir olmayan medyayı ayırt etmeye yarayacak etiket kullanma fikrini benimseyen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bu yolla dezenformasyonla mücadele etmeyi amaçlıyor. Karşıtları ise kendisini medyayı baskı altına almaya çalışmakla ve basın özgürlüğünü kısıtlamakla suçluyor. Macron, bu kalite mührünün devlet değil, bağımsız uzmanlar tarafından verileceğini öne sürüyor.
Yakışıksız ve tehlikeli
Macron’un girişimi endişe verici, diye uyarıyor Le Temps:
“Bu yaptığı, belli milyarderlerin ve hatta Rus rejiminin manipülasyonları karşısında iyi niyetten kaynaklanıyor olsa da yakışıksız. Son günlerde Fransa’daki tartışmalar üzerinde bıraktığı etkilere bakmak, herkesi böyle düşünmeye ikna etmeye yeter. Bu hamle tehlikeli olarak dahi nitelendirilebilir. Bundan şüphesi olanlar, [sağ popülist] Rassemblement National iktidara gelip de aynısını yaparsa ne düşünecekler, bir akıllarına getirsinler.”
Düşünce özgürlüğü aldatmacaya dönüşmesin
Libération, kaliteli gazeteciliğin görünür olması gerektiğini vurguluyor:
“Gazetecilik gibi serbest bir faaliyetin sertifikalandırılması, mesleğimizin asli karakteriyle örtüşmüyor. Aksine bu meslek, savunulmayı ve olduğu gibi kabul edilmeyi hak ediyor. Mesele yasaklamak ya da sansürlemek değil, sadece görünür bir işaretle, şu ya da bu içeriğin meslek tarafından tanımlandığı şekliyle gazetecilik çalışmasının ürünü olduğunu garanti altına almak. Zira Hannah Arendt’in dediği gibi: ‘Olgulara ilişkin bilginin güvence altına alınmaması halinde düşünce özgürlüğü bir aldatmacadır.’ ... Bugün geldiğimiz nokta da budur.”
Sosyal ağlar hâlâ denetimsiz gri alanlar
L’Opinion, Macron’un girişiminin sayısız risk barındırdığı uyarısında bulunuyor:
“Bu süreçte asıl meselenin gözden kaçırılması tehlikesi var: Sahte haberlerin en fazla yayıldığı kanallar, hukuken sorumlu olmayan sosyal ağlar ve buralardaki bütün içerik üretimlerinin eksiksiz denetlenebileceğini düşünmek bir yanılsama. Diğer medya organları söz konusu olduğunda ise değerlendirme süreçleri hızla siyasi birer araca dönüşebilir. ... Medyayı sertifikalandırmak, kaçınılmaz olarak görüşlerin etiketlenmesine yol açar. Bu da tehlikeli bir gelişme.”