Brüksel, 2018 bütçe planlarını inceliyor

Avrupa Komisyonu çarşamba günü üye ülkelerin bütçe planlarını resmi olarak değerlendirdi ve üyeleri arasından sadece 11 ülkenin, istikrar ve kalkınma hedeflerine büyük oranda sadık kaldıkları sonucuna vardı. Yüksek borç yükü nedeniyle İtalya büyük eleştirilere maruz kaldı. Fransa ise uyum sürecinden epey sapmakla itham ediliyor. Her iki ülkenin gazeteleri de sert bir ihtar verildiğinin bilincinde.

Tüm alıntıları göster/kapat
Les Echos (FR) /

Paris hükümetlerinin hepsi savurgandı

Fransa'nın kamu maliyesini bir türlü kontrol altına alamamasının birincil nedeni, harcamalar politikasındaki disiplin eksiği, diyor Les Echos:

“Fransa'da hem sol hem de sağ iktidarların en iyi yaptığı şey vergileri arttırmak olagelmiştir. Çünkü aynı vergileri yine düşürmek için amansız bir tutku duyuyorlar. Ancak iki cephenin de yapmadığı şey, masrafları kontrol altına almak. Komşu ülkelerden farklı olarak, yaşanan her ekonomik gerilemeyle beraber Fransa'da kamu harcamaları artar, sonrasındaysa asla eski düzeyine düşmez. Bu koşullar altında bütçenin yeniden yapılandırılacağını ummak, hayal olacaktır. Bu anlamda yeni cumhurbaşkanı da öncüllerinin açtığı yolda ilerliyor.”

La Repubblica (IT) /

İtalya'yı kemer sıkma politikası bekliyor

Brüksel, bu müdahalesiyle İtalya'daki seçim sürecine karışmış oluyor, diyor La Repubblica'nın iç politika bölümünden Stefano Folli:

“Hükümetin çizdiği ve bütçenin ilerleme kaydettiğini, AB ile herhangi bir sorun yaşanmadığını ileri süren pembe tabloya itiraz var. Anlaşılan durum bundan çok daha farklıymış. Brüksel, özellikle de siyasi sebeplerle, sır perdesini kaldırmaya karar vermiş görünüyor. ... Ama bu kadarı yetmez. AB'nin görüş bildirmesi, Angela Merkel'in başbakanlığı bırakması ve Almanya siyasetinin eksenin sağa kayması durumunda Avrupa Birliği'nin hangi yönde hareket edeceğine dair güçlü bir gösterge. Merkel, bütçe konusunda şahin tavır sergileyenleri belli bir ölçüde kontrol altına alabiliyordu. Yarın ne olacağını kimse bilmiyor, ancak dünden sonra bizi nelerin beklediğini az da olsa kestirebiliriz.”