Praljak intiharıyla ne amaçladı?

Eski Yugoslavya'daki savaşta savaş suçlularının mahkum edildiği davanın son gününde sarsıcı bir son: Mahkum edildikten sonra zehir içen Bosnalı Hırvat General Paljak kaldırıldığı hastahanede öldü. Birçok gazete bu intiharı BM Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'ne ağır bir darbe olarak değerlendirirken, intiharı Balkanlardaki savaşın travmasının hala üstesinden gelinemediğine ilişkin bir kanıt olarak algılıyor.

Tüm alıntıları göster/kapat
De Telegraaf (NL) /

Milliyetçilere ivme kazandırdı

De Telegraaf, Praljak'ın intiharının Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yıl sonunda bitecek görev süresindeki son darbe olmasından endişe ediyor:

“Bardaktaki zehri içmekle mahkemeyi bilinçli olarak aşağıladı - bunun kendisini birçok Hırvatın gözünde bir kahraman olarak yücelteceğinin bilincindeydi. ... Milliyetçilere yine komplo teorileri için yem çıktı. Buysa parçalanmış Yugoslavya'dan ortaya çıkan ülkelerde alevlenen milliyetçiliğe ivme kazandıracaktır. Hakimler 161 sanığın ceza davaları sürecinde olağanüstü iyi bir iş başardılar. Ancak bu süreç çok uzun sürdü. Praljak'ın mahkeme salonuna bir bardak zehir sokabilmesi ise, Balkanlarda daha çok uzun süre hafızalarda kalacak.”

De Standaard (BE) /

Praljak bir şehit olarak anılacak

Birleşmiş Milletler Ceza Mahkemesi'nin meşruiyetini yalnızca Praljak'ın tüm gücüyle sarsmaya çalışmadığını hatırlatıyor, De Standaard:

“Sanıkların çoğu son yıllarda mahkemenin meşruiyetini sorgulamak için ellerinden geleni yaptı. Sonsuz geciktirme manevraları, vücut ve ruh sağlığı sorunlarının öne sürülmesi. [Eski Sırp General Ratko] Mladiç de karar aşamasında şov yaptı. Hakimi "utanması gereken bir yalancı" olarak nitelendirdi. Praljak eylemiyle Hırvat tarih kitaplarında önemli bir yer edinecek. Mahkum olmuş savaş suçluları zaten Sırbistan ve Hırvatistan'da şehit olarak algılanıyor. Praljak da şüphesiz ulusal bir kahraman ilan edilecektir.”

Die Welt (DE) /

Mahkemeyi protestonun bir ifadesi

Savaş suçlusu Slobodan Praljak'ın dün duruşmada intihar etmesi, eski Yugoslavya'daki savaşın henüz çözülememiş travmasının bir dışavurumuydu, diyor Die Welt:

“Praljak'ın intiharı, 1993'te kurulan ve Yugoslavya'daki savaşın dehşetiyle yüzleşme işlevi üstlenen mahkemenin bugüne dek karşılaştığı en radikal protesto eylemiydi. ... Mahkeme, ortaya çıkarken tüm Avrupa'nın pasif olarak seyrettiği çok katmanlı, çok etnisiteli bir çatışmanın ardından adalet dağıtmanın altından kalkamadı. Buna rağmen çeyrek yüzyıl önceki bir medeniyet çöküşünün hukuki açıdan ele alınması doğruydu. Bugüne dek ne eski Yugoslavya'nın halkları, ne de geri kalan Avrupalılar bu travmanın üstesinden geldiler. Praljak'ın eylemi de bunu belgeliyor.”

Jutarnji list (HR) /

Karmaşık gerçeğe kimse kulak asmadı

Juranji list ise General Praljak'ın kendi payına düşen sorumluluğu üstlenmeye hazır olduğunu, ancak yalanları kabul edemediğini ve etmek de istemediğini yazıyor:

“Praljak hiç bir zaman bir suç işlenmediğini söylemedi, hapse girmekten de korkmadı. ... [Ancak] Praljak Hırvat-Bosna çatışması ve Hırvatistan'ın Bosna savaşındaki rolünün at gözlükleriyle değerlendirilmesine karşı olanca gücüyle mücadele verdi. ... Evet, Hırvatlar suç işlediler. Ancak bu suç o zamanki olaylar ışığında görülmeli. Buysa birçok kimsenin gördüğü kadar kolay değil. Savaşın gerçekliğine herkes kulağını tıkadı. Zagreb'te ve Saraybosna'da, Mostar ve Lahey'de. Praljak işte bunu kabullenemedi.”