Belarus: Muhalifler üzerindeki baskı artıyor

Nobel Barış Ödülü sahibi Ales Byalyatski, Minsk’te on yıl hapis cezasına çarptırıldı. Belaruslu muhalif, “kaçakçılık ve halk ayaklanmasını finanse etmekle” suçlanıyor. Sürgündeki muhalif lider Svetlana Tihanovskaya da “iktidarı ele geçirmek için komplo kurmak” suçlamasıyla gıyabında 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Avrupalı yorumcular alarmda.

Tüm alıntıları göster/kapat
Tages-Anzeiger (CH) /

1.400 insan yaşamlarından koparıldı

Libereco - Partnership for Human Rights sivil toplum kuruluşunun direktörü Lars Bünger, Tages-Anzeiger için konuk yazar olarak kaleme aldığı makalesinde, Byalyatski ve diğer mahkûmların içinde bulunduğu dramatik durumu şöyle açıklıyor:

“Belarus’ta, Ales’le birlikte halihazırda 1.400’den fazla siyasi mahkûm var; 1.400’den fazla insan işlerinden, okullarından, ailelerinden, arkadaşlarından, gündelik rutinlerinden, normal yaşamlarından koparılmış durumda. Hepsi her gün gözünü hapishanede açıyor ve kötü tutukluluk koşullarında, hukuk devletinin gereklerinden yoksun bir şekilde tutuluyor. Ales ve diğer bütün siyasi mahkûmlar, her gün daha fazla eziyet, kötü muamele, işkence ya da haftalarca hücre hapsi gibi cezalarla tehdit ediliyor. Hepsi de tamamen savunmasız durumda ve yaşamları tehlike altında.”

Rzeczpospolita (PL) /

Lukaşenka imajını umursamıyor

Rzeczpospolita, Belarus liderinin tek derdinin iktidarını korumak olduğu değerlendirmesinde bulunuyor:

“Lukaşenka, bir Nobel Ödülü sahibini uzun yıllar hapse mahkûm eden diktatör olarak tarihe geçecek. Tüm bu yaptıkları neticesinde ülkesini Nazi Almanyası ve komünist Çin’le aynı çizgiye getiriyor. Ancak, bugüne kadar 1.457 siyasi tutukluyu hapse tıkan devlet başkanı bu imajını umursamıyor. O yalnızca iktidarını korumakla ve diğer ‘sadakatsiz’ yurttaşlardan nasıl kurtulacağıyla meşgul.”

Politiken (DK) /

Çin için içeriye sızma kapısı

Politiken, Belarus muhalefeti üzerindeki baskının neden bütün Avrupa’yı da ilgilendirdiğini şöyle açıklıyor:

“Lukaşenka, Putin’in sunduğu güvencenin bedelinin, Belarus’un Rusya tarafından yutulması ve nihayetinde, devlet olarak bağımsızlıklarını koruyamamaları olmasından endişe ediyor. ... Bu yüzden de Avrupa’daki nüfuzunu artırmak isteyen Çin’in otoriter lideri Şi Cinping’le ilişkilerini güçlendirerek, bir denge kurmaya çalışıyor. ... Dolayısıyla, Lukaşenka’nın kurduğu baskı bizim de sorunumuz: Otokratların Avrupa’nın içlerine sızmasını sağlayabilir.”