AB devlet ve hükümet liderleri, Brüksel'de gerçekleşen özel zirvede savunma harcamalarının finansmanını ele aldılar. Ortak borçlanma konusunda uzlaşma sağlanamazken, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen borç kurallarının esnek şekilde yorumlanmasını önerdi. Yorumcular, finansmanın yanı sıra küresel siyasi çerçeveyi de değerlendiriyor.
Romanya’da mayıs ayında yinelenecek cumhurbaşkanlığı seçimleri için dört partili iktidar koalisyonu üyeleri ortak aday üzerinde uzlaştı: Daha önce milliyetçi ve liberal PNL’nin genel başkanlığını yapan ve son on yıldır siyaset sahnesinden uzak duran Crin Antonescu. Antonescu’nun dönüşünü değerlendiren yorumcular, onur yürüyüşlerine izin vermeyeceği yönündeki açıklamasını eleştiriyor.
Haziran 2016'da yapılan Brexit referandumu ile kararlaştırılan Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılması süreci, yaklaşık üç buçuk yıl sürerek 31 Ocak 2020'de tamamlanmıştı. O tarihten bu yana Büyük Britanya ve AB ilişkilerini yeniden düzenlemeye çalışıyor. AB'den ayrılışın üzerinden beş yıl geçtikten sonra, çok farklı nedenlerle de olsa medyanın çizdiği bilançoya hayal kırıklığı hâkim.
Ursula von der Leyen, Avrupa Komisyonu’nun Avrupa ekonomisini daha rekabetçi kılmaya yönelik “Rekabet Edebilirlik Pusulası” başlıklı planını takdim etti. Strateji, eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi’nin eylül ayında sunduğu raporu temel alıyor. Von der Leyen “Avrupa bu yarışta kazanmak için gereken her şeye sahip” dese de bütün yorumcular aynı iyimserliği paylaşmıyor.
Alman Federal Meclisi milletvekillerinin çoğunluğu, CDU/CSU grubunun göç politikasının katılaştırılmasına yönelik yasal bağlayıcılığı olmayan tasarısı lehinde oy kullandı. Tasarı, Almanya’ya daimi sınır kontrollerinin getirilmesini öngörüyor. Çoğunluğun, Anayasayı Koruma Dairesi’nin halihazırda şüpheli aşırı sağcı vaka olarak sınıflandırdığı AfD sayesinde sağlanması dolayısıyla oylama tartışmalı geçti. Avrupa basını gelişmeyi değerlendiriyor.
Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin doğusunda onlarca yıldır bitmek bilmeyen kriz yeniden alevleniyor: Komşu ülke Ruanda’nın desteğini alan isyancı grup M23, bölgesel başkent Goma’yı ele geçirdi ve hedeflerinin başkent Kinşasa’yı da “özgürleştirmek” olduğunu açıkladı. BM’den gelen bilgilere göre, BM barış gücü askerleri çatışmanın cephe hattında sıkıştı, yardım programları durdurulmak zorunda kaldı ve 400 bin kişi bölgeden kaçtı. Peki uluslararası toplum ne yapabilir?
Kuran yakmak suçundan hakkındaki yargılama süren Salwan Momika, İsveç’te vurularak öldürüldü. Başbakan Kristersson, cinayetin arkasında “yabancı güçler” olabileceğini belirtti. Momika, 2023 yılında İran’ın dini lideri Hamaney’in İsveç'i Müslüman dünyasına savaş açmakla suçlamasına yol açan halka açık Kuran yakma eylemlerinden sorumlu tutuluyordu.
Avrupa Konseyi'nin danışma organı Venedik Komisyonu, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin iptal edilmesinin ardından dolaylı yoldan Romanya'yı uyardı. Komisyon, vakayı inceleme sorumluluğunu üstlenmemekle birlikte, seçimlerin yalnızca kamuoyuna açık ve şeffaf kanıtlar temelinde iptal edilmesini tavsiye etti. Ayrıca, karardan etkilenen taraflara pozisyonlarını sunma fırsatının verilmesi gerektiğinin de altını çizdi.
Budaşepte'de bulunan 100 hektarlık eski Rákosrendező yük istasyonunun Macar devleti tarafından BAE'li emlak şirketi Eagle Hills’e satılması, muhalefetin elindeki başkent belediyesi ile hükümet arasında anlaşmazlığa yol açtı. Anlaşmazlığın nedeni, bir belediye şirketinin bu arazi üzerinde öncelikli alım hakkına sahip olması ve belediye meclisinin de bu haktan istifade etmek istemesi. Mega proje, ülke basınında da tartışmalara yol açmış durumda.
Sırbistan Başbakanı Miloš Vučević, aylardır bitmek bilmeyen gösterilerin baskısıyla salı günü görevinden istifa etti. Başbakan, devletin zirvesindeki Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić’e çok yakın bir isim olarak biliniyor. Avrupa basını, kasım ayında Novi Sad’da yenilenen bir tren istasyonunun çatısının çökmesi sonucu 15 kişinin ölmesiyle başlayan protestoları mercek altına alıyor.
Donald Trump, ABD Başkanı olarak göreve başlayalı bir haftadan biraz fazla zaman geçti ve işaretler, hem iç hem de küresel siyasette değişimlerin yaşanabileceğini gösteriyor. Yorumcular, bu gelişmelerin Avrupa’nın ekonomisi, ticareti ve güvenliği açısından muhtemel sonuçlarını değerlendirirken, aynı zamanda Avrupa’nın bu değişimlere nasıl yanıt vermesi gerektiğini irdeliyor.