AB'nin Ortadoğu meselesinde vardığı uzlaşı ne anlama geliyor?

AB devletleri, Gazze’de “insani yardım koridoru açma ve çatışmaya ara verme” çağrısında bulundu. 27 üye ülke uzun tartışmaların ardından ortak bir deklarasyon üzerinde anlaşabildi. AB, sivillerin korunması ve yardım malzemelerine erişebilmesi için bölgedeki ortaklarıyla işbirliğine gitme niyetinde. Yorumcular, bu açıklamanın AB’nin kimi zaaflarını da yansıttığı görüşünde.

Tüm alıntıları göster/kapat
Irish Independent (IE) /

Ortak bir dış politika yok

Irish Independent, AB'nin Ortadoğu'daki çatışmaya dair ortak bir tutum belirlemek için giriştiği zahmetli çabaların çatışmanın kendisiyle pek bir ilgisi olmadığı kanaatinde:

“Çatışmalarda ateşkes çağrıları genelde görmezden gelinir. ... AB'nin ortak bir dış politika olmaksızın üzerinde uzlaştığı metnin ve alınan ortak tutumun, Gazze'deki mevcut ve müstakbel çatışmayla neredeyse hiçbir ilgisi yok gibi duruyor. Daha ziyade, yaşananları uzaktan izlemeye hazırlanırken 27 AB ülkesi arasındaki farklılıkların üstesinden gelinmeye çalışılıyor gibi.”

La Stampa (IT) /

AB kırılma noktasında

La Stampa endişeli:

“Yanıt bulunması gereken bir soru var: AB, kapısının eşiğinde bu boyutta iki çatışmayı kaldırabilir mi? Bu da kendisiyle doğrudan ilişkili ve çok daha somut en az iki soruyu beraberinde getiriyor. İlki, 27 hükümet yeni zorlukları atlatabilmek için müşterek kasaya daha fazla para akıtmaya hazır mı? İkincisi, Ursula von der Leyen’in de dün belirttiği üzere AB bombalardan kaçanların yarattığı yeni göç dalgasıyla başa çıkabilecek mi?”

Delo (SI) /

İsrail BM kararlarını uygulamalı

Çok sayıda Sloven aydın, Delo’da yayınlanan açık mektuplarında Slovenya Cumhurbaşkanı'nı, Başbakan'ı ve Dışişleri Bakanı’nı İsrail üzerinde daha fazla baskı kurmaya çağırıyor:

“AB olarak, Gazze halkına güvenli ve kesintisiz bir şekilde insani yardım ulaştırılabilmesi için savaşan taraflara ateşkes çağrısında bulunmamız övgüye değer. Ancak bu kadarı yetmez! İsrail’den, Filistinlilere yönelik sürdürdüğü politikasına son vermesi ve BM kararlarını uygulamaya koyması istenmeli, aksi takdirde yaptırım geleceği söylenmeli. Atılacak en doğru adım budur.”