Sonunda oldu: ABD ve Ukrayna hammadde anlaşmasını imzaladı
ABD ve Ukrayna, zorlu müzakerelerin ardından bir hammadde anlaşması imzaladı. Her iki tarafın da "tarihi" olarak nitelendirdiği anlaşma, başlangıçta yeniden yapılanma için bir kaynak sağlayacak ortak bir yatırım fonunun kurulmasını öngörüyor. Medya, öncelikle de Ukrayna'nın güvenliği ve egemenliği açısından anlaşmanın detaylarına ışık tutuyor.
Ülke satılmıyor
Der Standard anlaşmayı memnuniyetle karşılıyor:
“Üzerinde mutabık kalınan anlaşma, Ukrayna’nın yalnızca henüz çıkarılmamış doğal kaynaklarından ileride elde edilecek gelirlerin yüzde elli-yüzde elli paylaşılmasını öngörüyor ve ABD’nin bu payı da Ukrayna’nın yeniden inşasının finansmanında kullanılacak. Dolayısıyla, Ukrayna’nın toprakları satılmıyor. … Kısa vadede bu anlaşma, hiç değilse Putin’e karşı sabrını yitirene kadar Trump’ın gönlünü hoş tutmak için bir fırsat demek. Orta ve uzun vadede ise Washington’ın Ukrayna’ya olan ilgisini, Trump’ın yerini daha aklıselim bir aktör alana kadar yüksek tutma imkânı sunuyor. Trump ve umarız Putin kötü birer hatıra olarak tarihe karışınca, bu anlaşma da yeniden gözden geçirilebilir.”
Kiev istediğini aldı
Ewropeiska Prawda rahatlamış görünüyor:
“Trump yönetimi, şubat başından beri ABD’nin savaşın başlangıcından bu yana Ukrayna’ya geri ödemesiz yardım şeklinde sağladığı tüm askeri ve mali desteğin, Ukrayna'nın doğal kaynaklarıyla geri ödenmesini istiyordu. ... Bu durum, Ukrayna açısından kesinlikle kabul edilemezdi - hem ekonomik nedenlerle hem de Ukrayna ordusuna destek veren diğer ülkelerin benzer taleplerde bulunmasına yol açabilecek bir emsal teşkil edeceğinden. Nihayetinde ABD bu talebinden vazgeçti. Daha da önemlisi, bu geri adım doğrudan Trump tarafından benimsendi - söylemini değiştirerek artık 'borç' yerine, ABD'nin Ukrayna’daki yatırımlardan elde edebileceği 'potansiyel kazançtan' söz ediyor.”
Fazla anlam yüklememeli
The Guardian, anlaşmanın henüz bir dönüm noktası anlamına gelmediğini söylüyor:
“ABD yurttaşlarının ve şirketlerinin mevcudiyeti tek başına bir koruma anlamına gelmiyor. 2022 yılında Vladimir Putin'in tankları sınırı geçtiğinde, zaten Ukrayna'daydılar. Anlaşma, Trump’ın ABD’nin askeri yardımını artırmak istediğini açık biçimde ortaya koymuyor ve Avrupa merkezli olası bir barış gücü için güvenlik güvencesi içermiyor. Trump şu anda Putin'e karşı memnuniyetsizliğini dile getirse de, bu durum onun Putin ile bağlarını kopardığını göstermiyor. Ayrıca, ABD ile Rusya arasında büyük çaplı bir ekonomik anlaşma ihtimalini de ortadan kaldırmıyor.”
En önemlisi eksik
Handelsblatt, anlaşmanın Ukrayna’ya hiçbir güvenlik garantisi sunmadığı eleştirisinde bulunuyor:
“Trump yönetimi sürekli, sırf ABD’li şirketlerin ve personellerinin ülkede bulunmasının Rus saldırılarını önleyebileceğini vurguluyor. Ancak bu büyük bir yanılsama: Bugün de Ukrayna’da faaliyet gösteren ABD şirketleri var. ... Ayrıca, Ukraynalı askerlerle birlikte cephede doğrudan Rus birliklerinin karşısına çıkan ve hatta hayatını kaybedenler var. Rusya belli ki Ukrayna’daki ABD yurttaşlarını öldürmekte hiçbir sorun görmüyor.”
Amerikalılar oyunda kalıyor
Gazeteci Farida Rustamova, Echo tarafından alıntılanan bir Telegram gönderisinde anlaşmayı müzakere sürecinde Ukrayna’nın kazandığı bir ara zafer olarak değerlendiriyor:
“İnisiyatifi ele geçiren Ukrayna, savaşın kendi topraklarında sona erdirilmesine kişisel bir ilgi duymasını sağlayacak bir durum yaratarak iş insanı Trump’a bir şey ‘satmayı’ başardı. Ayrıca Trump açısından, başkanlığının 100. gününde halka Rusya-Ukrayna çatışmasının çözümüne dair somut bir şeyler sunabilmesi çok önemliydi. … Öte yandan, artık müzakere sürecinden çekilmek istemedikleri de ortada: ABD Başkan Yardımcısı Vance, Amerikalıların en az 100 gün daha tarafları uzlaştırmaya çalışmaya devam edeceğini belirtti.”
Harika bir dostluk mu başlıyor?
Echo24’ten övgü var:
“Muhtemelen müzakereden çıkabilecek en iyi sonuçtu. ABD’nin daha önce sağladığı yardımların geri ödenmesi öngörülmüyor. İki tarafın da eşit katkılarda bulunacağı bir fon kurulacak. … Elde edilen tüm gelirler ilk on yıl boyunca Ukrayna’nın yeniden inşasında kullanılacak. … Ayrıca, ABD’nin fona yapacağı katkılar askeri yardım şeklinde de olabilecek. Bu da Amerikan desteğinin devam edebileceği anlamına geliyor. … Varılan bu uzlaşı, her iki taraf için de diplomatik zafer demek. Kiev, uzlaşmaya açık olduğunu gösterdi ve Washington’ın sempatisini kazandı. Trump ise bu anlaşmayı müzakere becerisinin kanıtı olarak sunabilecek. Harika bir dostluk başlıyor olabilir.”