Kiev sakinleri 24 Şubat'ta bir okulun bodrumunda kendilerini roket saldırılarından korurken. (© picture alliance/EPA/SERGEY DOLZHENKO)

  Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşı

  43 yorum

Ukrayna, büyük çaplı Rus işgali 2022’de başladığından bu yana en şiddetli füze saldırılarını yaşadıktan kısa bir süre sonra, her yıl düzenlenen Ukrayna'nın Yeniden İnşası Konferansı Roma’da gerçekleşiyor. AB, özel yatırımlarla desteklenecek kritik sektörler için bir yeniden inşa fonu kurulmasını savunuyor. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ise insansız hava aracı üretimi, enerji tedariki ve hava savunması gibi alanlarda yardım talep ederek, Rusya’ya ait dondurulmuş varlıkların yeniden inşa için serbest bırakılmasını istedi.

Pentagon, geçtiğimiz hafta Ukrayna'ya yapılan silah sevkıyatını durdurmuştu. Ancak bu kararı geri çeken Donald Trump, gelen haberlere göre ek bir Patriot füze savunma sistemi sevkıyatının mümkün olup olmadığını araştırıyor. Ayrıca Vladimir Putin'e de sert eleştiriler yöneltti: Putin'in “fazlasıyla saçmaladığını” ve “çok fazla insan” öldürdüğünü belirtti. Avrupa basını, Beyaz Saray’daki bu son ruh hali değişikliğini irdeliyor.

Rusya Ulaştırma Bakanı Roman Starovoyt pazartesi günü herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin görevinden alındı. Bakan, görevden alınmasının üzerinden birkaç saat geçmişken aracında ölü bulundu. Olay hâlâ araştırılıyor, ancak yetkililer bunun bir intihar vakası olduğuna inanıyor. Yorumcular, olayın Starovoyt'un 2019-2024 yılları arasında valiliğini yürüttüğü ve Ukrayna birliklerince bir süreliğine işgal edilen Kursk bölgesiyle ilgili olduğundan şüpheleniyor.

ABD yönetimi, Ukrayna’ya daha önce taahhüt edilen silah sevkıyatlarının bir kısmını durdurmak istiyor. Pentagon sözcüsü Sean Parnell, hangi silah sistemlerinin tedarikinin askıya alınacağına dair kapsamlı bir inceleme yapıldığını açıkladı. Ancak ülkenin askeri olarak desteklenmesine yönelik güçlü seçeneklerin hâlâ mevcut olduğunu da belirtti. Yorumcular, kararın gerekçelerini ve olası etkilerini irdeliyor.

Ukrayna ile Rusya arasında 2 Haziran’da İstanbul’da gerçekleşen müzakerelerin ikinci turunda yeni bir esir takası konusunda ilerleme sağlansa da ateşkes yönünde somut bir sonuç elde edilemedi. Avrupa basını, savaşın sona ermesi için hangi adımların atılması gerektiğini tartışıyor.

Ukrayna, pazar günü Rusya’da gerçekleştirdiği “Örümcek Ağı” adlı istihbarat operasyonunda dört askeri hava üssünü insansız hava araçlarıyla vurduğunu ve 41 uçağın imha edildiğini duyurdu. Paylaşılan video görüntüleri aracılığıyla şimdilik Murmansk ve Irkutsk bölgelerinde on iki uzun menzilli bombardıman uçağının imha edildiği ya da hasar gördüğü doğrulandı. Medya, saldırının olası etkilerini tartışıyor.

Pazartesi günü İstanbul’da ateşkes müzakerelerine yeniden başlanması teklifinde bulunan Rus yönetimi, kendi şartlarını bir ultimatomla netleştirmeyi planlıyor. Öte yandan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, çarşamba günü Berlin’de Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’den beş milyar avro tutarında yeni bir askeri yardım sözü aldı.

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Ukrayna’nın Batılı silahları Rusya’daki askeri hedeflere karşı kullanmasındaki sınırlamaları kaldırdı. Merz, ülkenin ancak bu şekilde kendisini etkin bir şekilde savunabileceğini belirtti. Berlin böylelikle, kendi silah sistemlerinin bu amaç doğrultusunda kullanılmasına daha önce izin veren diğer müttefiklerine katılmış oldu. Ancak Almanya, Ukrayna’ya bugüne değin sahip olduğu Taurus seyir füzesi gibi yüksek menzilli silahlardan göndermedi.

Rusya, hafta sonu Ukrayna’ya yüzlerce insansız hava aracı ve füze ile yoğun bir saldırı düzenlerken, Moskova bölgesinde Ukrayna’nın çok sayıda insansız hava aracı düşürüldü. Öte yandan, savaşın başlangıcından bu yana gerçekleşen en büyük esir takasında her iki ülke de biner kişiyi serbest bıraktı. ABD Başkanı Trump ise hem Rusya Devlet Başkanı Putin’i “tam bir deli” olarak nitelendirdi hem de “sorun çıkardığı” gerekçesiyle Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’yi eleştirdi.

Rusya'nın Ukrayna karşısında sürdürdüğü savaş yalnızca askeri güç bağlamında değil, bir bütün olarak Batı yaşam tarzıyla mücadele olarak algılanıyor. Avrupa medyasındaki yorumlara bakılırsa, Rusya'nın yarattığı doğrudan ya da dolaylı etkilerle nasıl başa çıkılacağı sorusunun birbirinden farklı düzeylerde sorulduğu görülüyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinin ardından, Ukrayna savaşında barış görüşmelerinin Vatikan’da yapılmasını önermişti. Şimdi de İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, yeni Papa 14. Leo’nun müzakerelere hazır olduğunu duyurdu. Wall Street Journal'a göre, müzakereler haziran ortasında başlayabilir.

ABD Başkanı Donald Trump, mevkidaşı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaklaşık iki saat süren telefon görüşmesinin ardından, Ukrayna’daki savaşın sona erdirilebileceğini ve barış müzakerelerinin başlatılabileceğini duyurdu. Putin ise Moskova’nın savaşı sonlandırmak istediğini, ancak bunun için en etkili yöntemin bulunması gerektiğini vurguladı. Avrupa basını bu açıklamalara şüpheyle yaklaşıyor.

Salı günü Estonya donanmasının Baltık Denizi'nde bayraksız bir tankeri kontrol etme girişiminin ardından bir Rus savaş uçağı kısa süreliğine NATO hava sahasını ihlal etti. Geminin büyük ihtimalle Rusya'nın “gölge filosuna” ait olduğu düşünülüyor. Ülke basını, bu duruma karşı önlem alınması çağrısı yapıyor.

Büyük Britanya, Almanya ve Polonya hükümet başkanları ile Fransa Cumhurbaşkanı, cumartesi günü Volodimir Zelenskiy'yi ziyaret etti. Dörtlü, Ukrayna'dan Donald Trump ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek müzakerelerin başlangıcı olarak 30 günlük ateşkes çağrılarını yinelediler ve aksi takdirde Rusya'ya karşı yeni yaptırımlar uygulanacağı söylediler. Avrupa medyası, dört Avrupalı liderin bu ortak ziyaretini mercek altına alıyor.

İstanbul’da Ukrayna ile Rusya arasında yapılacak görüşmeler bir günlük gecikmenin ardından bu cuma başlıyor. Sürecin başlatıcısı olan ama müzakerelere katılmayan Vladimir Putin, Rusya’nın savunma planını iki yıl daha uzattı. Avrupa Birliği ise salı günü Rusya’ya yönelik yeni yaptırımları hayata geçirmeyi planlıyor.

Rusya, Nazi Almanyası’na karşı kazanılan zaferi bu cuma günü büyük bir askeri geçit töreniyle anıyor. Törene Belarus, Çin, Slovakya ve Brezilya gibi yaklaşık 30 ülkeden resmi konukların katılması bekleniyor. Yorumcular, Ukrayna’ya karşı yürütülen savaşın gölgesinde gerçekleşen gösterişli törenin sembolik anlamının yanı sıra, konukların etkinliğe katılma gerekçelerine de ışık tutuyor.

Bu hafta Avrupa’nın her yerinde, İkinci Dünya Savaşı’nın bitişi ve Nasyonal Sosyalizm’den kurtuluş anılacak. Rusya ise Hitler Almanyası’na karşı kazanılan zaferi her zamanki gibi 9 Mayıs’ta büyük bir askeri geçit töreniyle kutlayacak. Ancak Kremlin’in Ukrayna’da sürdürdüğü saldırı savaşını bu tarihsel bağlama oturtma çabaları, Avrupa basınında büyük itirazlarla karşılaşıyor.

ABD ve Ukrayna, zorlu müzakerelerin ardından bir hammadde anlaşması imzaladı. Her iki tarafın da "tarihi" olarak nitelendirdiği anlaşma, başlangıçta yeniden yapılanma için bir kaynak sağlayacak ortak bir yatırım fonunun kurulmasını öngörüyor. Medya, öncelikle de Ukrayna'nın güvenliği ve egemenliği açısından anlaşmanın detaylarına ışık tutuyor.

ABD Başkanı Donald Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Papa Francis'in cumartesi günkü cenaze töreni öncesinde Ukrayna'daki savaşı görüşmek üzere Aziz Petrus Bazilikası'nda bir araya geldi. Akabinde Beyaz Saray buluşmanın "hayli verimli" geçtiğini söylerken, Zelenskiy bunun tarihi bir an olabileceğini belirtti. Yorumcular, görüşmenin bir dönüm noktası yaratıp yaratmayacağını irdeliyor.

Donald Trump’a göre Washington ve Moskova, Ukrayna savaşının sona erdirilmesine ilişkin koşullar üzerinde anlaşmaya vardı: ABD Başkanı, “Bence Rusya ile bir anlaşmaya vardık,” dedi. Rusya'nın tavizinin de, “savaşı sona erdirmek ve tüm ülkeyi ele geçirmemek” olduğunu ifade etti. Moskova'nın dışişleri bakanı Sergey Lavrov da prensipte “bir anlaşma imzalamaya hazır olduklarını” belirtti. Trump daha önce, Zelenskiy'i Kırım üzerindeki hak iddiasını sürdürdüğü için sert şekilde eleştirmişti.

Ukrayna ve önemli Avrupalı müttefiklerinin temsilcileri, barış ihtimalini görüşmek üzere bu çarşamba Londra’da bir araya geliyor. Buluşmaya ABD’den özel temsilci Keith Kellogg da katılacak. ABD medyasından gelen ve Washington’ın 2014 yılında Moskova tarafından ilhak edilen Kırım’ı Rus toprağı olarak tanımaya hazır olduğuna işaret eden haberler, tartışmaları kızıştırıyor. Ukrayna’nın NATO üyeliği ihtimalinin de masada olduğu konuşuluyor.

Vladimir Putin, Paskalya arifesine denk gelen cumartesi günü 30 saatliğine tek taraflı ateşkes ilan etti. Karar Ukrayna tarafından da kabul gördü. Ateşkes cephe hattında yalnızca kısmen uygulanırken, taraflar hava saldırılarından kaçındı. Yorumcular gelişmeyi, Donald Trump’ın çatışan tarafların sürece gerçek anlamıyla dahil olmaması halinde ABD’nin arabuluculuğa son vereceği tehdidi bağlamında değerlendiriyor.

Pazar günü Ukrayna'nın kuzeydoğusundaki Sumi kentine düzenlenen Rus füze saldırısında 30’dan fazla kişinin hayatını kaybetmesinin ardından, ABD Başkanı Trump olay için "korkunç bir şey" ifadesini kullandı. Rusya ile ABD arasındaki müzakereler bu hafta da sürecek, ancak yalnızca Karadeniz’de ateşkes konusuyla sınırlı olacak. Medya, Trump’ın barış girişiminin başarıya ulaşıp ulaşamayacağını ve Avrupa’nın bu durumda nasıl bir rol üstlenebileceğini irdeliyor.

Ukrayna ordusu, Donetsk bölgesinde iki Çinli askeri esir aldığını açıkladı. Kiev en az 155 Çinli'nin Rus ordusunda savaştığını iddia ederken, Pekin bunu reddetti. Esir alınan askerlerin gönüllü olarak Rus ordusuna katıldığına dair bazı göstergeler bulunsa da, yorumcular bu durumu endişe verici bir gelişme şeklinde değerlendiriyor.

Cuma akşamı Ukrayna’nın Krıvıy Rih şehrinde yerleşim bölgesine düşen ve misket bombası taşıyan bir İskender füzesi, dokuzu çocuk ve genç 20 kişinin ölümüne neden oldu. 75 kişi de yaralandı. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, bunun Ukrayna’da savaş başladığından beri çocukları hedef alan en ölümcül saldırı olduğunu belirtti. Peki Rus ordusu bu saldırılarla ne amaçlıyor?

ABD'nin Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için başlattığı müzakerelerde krize girildi: Putin, yaptırımların kaldırılmasını ve Ukrayna'da BM gözetiminde yeni seçimlerin yapılmasını önkoşul olarak talep ettikten sonra, Donald Trump Putin'e "kızgın ve öfkeli" olduğunu belirtti. Kiev ise ABD ile ekonomik işbirliği üzerine yapılan yeni anlaşma taslağını kabul edilemez bularak reddetti. Medya, ateşkes ihtimalini masaya yatırıyor.

Rusya ve Ukrayna, Karadeniz’i ve enerji altyapılarını kapsayan geçici bir ateşkesi kabul etmeye hazır gözüküyor. ABD, anlaşma kapsamında iki tarafın gemilere karşı güç kullanmaktan kaçınacağını ve Washington'ın Rusya'nın tahıl ve gübre ihracatına yönelik yaptırımların hafifletilmesi ön koşuluna uyacağını açıkladı. Yorumcular, halen belirsizliğini koruyan pek çok detay olduğuna vurgu yapıyor.

Ukrayna'ya karşı yürütülen savaşta ateşkes sağlanması amacıyla gerçekleştirilecek yeni müzakereler, Suudi Arabistan'da mekik diplomasisi şeklinde başladı: İlk olarak Ukrayna ve ABD'li arabulucular bir araya gelirken, daha sonra Rus ve ABD'li temsilcilerin görüşmesi planlanıyor. Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Ümerov, görüşmelerin yapıcı ve bilgilendirici geçtiğini açıkladı.

Volodimir Zelenskiy, Donald Trump ile Vladimir Putin'in salı günkü telefon görüşmesinde anlaştıkları 30 gün boyunca enerji altyapılarına yönelik saldırıları durdurma kararını kabul etti. Putin, Washington ve Kiev tarafından önerilen kapsamlı ateşkesi reddetmişti. Trump'a göre, ABD de Rusya da "tam bir ateşkes için hızla çalışmaya" devam etmek istiyor. ABD ile Ukrayna arasındaki görüşmelerinin cuma günü Suudi Arabistan'da sürmesi planlanıyor.

Rusya, ABD’nin Ukrayna’daki savaşta 30 günlük ateşkes ilan edilmesi önerisine prensipte katıldığını duyurdu: “Bu fikri doğru buluyor ve destekliyoruz, ancak görüşülmesi gereken meseleler var,” diyen Putin, “krizi yaratan temel nedenlerin ortadan kaldırılması” gerektiğini belirtti. Putin ayrıca, Ukrayna ordusunun Kursk bölgesindeki varlığını da ivedilikle çözülmesi gereken bir sorun olarak nitelendirdi.

Washington ve Kiev'in müşterek sunduğu ateşkes önerisinin ardından gözler Rusya’nın vereceği yanıta çevrildi. Üst düzey ABD'li bir heyetin bu hafta Moskova'da konuyu müzakere edeceği bildirildi. Bu arada Putin, çarşamba günü Rus birliklerinin Ukrayna tarafından işgal edilen toprakları geri aldığı Kursk cephesine bir ziyaret gerçekleştirdi. Avrupa basını gelişmeleri irdeliyor.

Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşın sona erdirilmesine yönelik müzakereler Suudi Arabistan'da devam ediyor. İlk olarak Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ayrı ayrı Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ile görüştü. Salı günü ise ABD ve Ukrayna hükümet temsilcileri müzakere masasına oturacak. Avrupa basını, bilhassa da Washington'ın Kiev'e tanıdığı sınırlı manevra alanına odaklanıyor.

ABD Başkanı Trump ve Ukraynalı mevkidaşı Zelenskiy, cuma günü Beyaz Saray’da Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşı konuşurken kameralar önünde birbirine girdi. Trump ve yardımcısı Vance, Zelenskiy’yi anlaşmaya varmak için daha çok taviz vermeye hazır olmaya ve ABD’nin desteği karşısında daha fazla minnettarlık göstermeye çağırdı. Zelenskiy ise anlaşmaları asıl ihlal edenin Rusya olduğunu söyledi. Yorumcular bir dönüm noktası yaşandığında hemfikir.

Rusya’nın uluslararası hukuku ihlal ederek Ukrayna’nın tamamına yönelik başlattığı taarruz savaşının üçüncü yıldönümünde ABD, BM Güvenlik Konseyi’nde Rusya, Çin ve başka devletlerle birlikte savaşın bir an önce sonlandırılması çağrısında bulunurken Moskova’ya saldırgan demeyen bir önerge lehinde oy kullandı. Avrupa ülkeleri çekimser kalırken, BM Genel Kurulu’nun çoğunluğu saldırıyı kınadı. Yorumcular gidişatta keskin bir değişime işaret ediyor.

Bu pazartesi, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik geniş çaplı saldırısının üçüncü yıldönümü. AB'nin üst düzey temsilcileri ve bazı Batılı liderler bu vesileyle Kiev'e gittiler. Ev sahibi Zelenskiy ile birlikte ele alacakları gündemlerinde, ABD Başkanı Trump'ın başlattığı dış politika değişimine nasıl yanıt verileceği ve ilerleyen Rus birliklerine karşı Ukrayna'nın ne şekilde destekleneceği var.

ABD Başkanı Trump, sert sözlerle hedef aldığı Ukraynalı mevkidaşı üzerinde baskı kurmaya çalışıyor. “Seçime gitmeyen diktatör” dediği Volodimir Zelenskiy’nin savaşın sonlandırılmasına yönelik öne sürdüğü koşullar konusunda “elini çabuk tutması” gerektiğini, aksi takdirde ortada bir “ülkesi kalmayacağını” söyledi. Trump’ın sözleri, Putin ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesi ve Riyad’daki ABD ve Rusya dışişleri bakanları buluşmasının akabinde geldi. Avrupa basınının çoğunluğundan üslubu ve içeriği bakımından Trump’ın açıklamalarına tepki var.

Pazartesi günü Paris'te düzenlenen Ukrayna zirvesinde, yedi AB ülkesi ve Büyük Britanya'nın yanı sıra AB ve NATO liderleri, Riyad'daki Rus ve Amerikan dışişleri bakanları buluşmasından önce Ukrayna savaşında bir barış çözümü üzerinde Avrupa'nın tutumunu belirlemeyi hedefliyordu. Avrupa'nın barış gücü askerleri göndermesi konusu o günden beri tartışmaların merkezindeki yerini koruyor. Yorumcular, münferit ülkeler ile bir bütün olarak Avrupa'nın tutumunu irdeliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna’ya daha fazla askeri ve mali destek sağlanması karşılığında değerli hammaddeler talep etti. Benzer bir öneri, eylül ayında Volodimir Zelenskiy tarafından sunulan "zafer planı" kapsamında da gündeme gelmişti. Ukrayna Devlet Başkanı şimdi de anlaşmanın yalnızca ülkesine gerçek güvenlik garantileri verilmesi durumunda işe yarayacağını belirtti.

Rusya lideri Putin’le bir telefon görüşmesi gerçekleştiren ABD Başkanı Trump, Ukrayna savaşında barış müzakerelerine “derhal” başlanması konusunda anlaştıklarını duyurdu. Kremlin sözcüsü Peskov da Moskova’nın müzakereye hazır olduğunu doğruladı. Trump akabinde Ukrayna Devlet Başkanı’nı da ararken, Zelenskiy bunun “iyi ve ayrıntılı bir görüşme” olduğunu belirtti. Avrupa basını ise Kiev ve Avrupa’ya yeterince söz hakkı tanındığından emin değil.

ABD Başkanı Donald Trump, verdiği bir mülakatta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le Ukrayna'daki savaşı sona erdirme konusunu konuştuğunu dile getirdi. Ancak bu telefon görüşmesinin ne zaman gerçekleştiği belirsizliğini koruyor. Kremlin, görüşmeyi ne doğruladı ne de yalanladı. Bu temasın arka planını değerlendiren yorumcular, temkinli bir umut taşırken şüphelerini de dile getiriyor.

ABD Başkanı Trump, göreve başlarken yaptığı konuşmada Ukrayna’daki savaşa pek değinmemişti. Sonra ise Truth Social platformundan Vladimir Putin’e “Bu çılgın savaşı DURDURUN!” diye seslendi. Yakında çözüm bulunmazsa, Rusya’dan ithal edilen ürünlere “yüksek vergiler, gümrük tarifeleri ve yaptırımlar” uygulamak zorunda kalacağını belirtti. Wall Street Journal’ın aktardığına göre, Trump müzakerecisi Keith Kellogg’a bir anlaşmaya varılması için 100 gün süre tanıdı.

Seçilmiş ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna'ya karşı yürütülen savaşı görüşmek üzere Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile kısa süre içinde bir araya gelmeyi planlıyor. Putin'in görüşme talebinden haberdar olduğunu ve yakın bir zamanda bu görüşme için hazırlıkların yapıldığını belirten Trump, Mar-a-Lago malikânesinde yaptığı açıklamada "bu savaşı sona erdirmeliyiz," dedi. Yorumcular gelişme karşısında ikiye bölünmüş durumda.

Ukrayna, 2024'te Rus işgaline karşı yürüttüğü savunma savaşında bir dizi gerileme yaşadı. Ne ağustos ayında başlatılan Kursk taaruzu ne de uzun zamandır beklenen Rus askeri hedeflerini ithal silahlarla vurma izni Kiev tarafından beklenen ilerlemeyi sağlayabildi. Şimdi dünya, müstakbel ABD Başkanı Trump'ın tarafları müzakere masasına oturmaya zorlayıp zorlayamayacağını ve bunun ne gibi sonuçlar doğurabileceğini merak ediyor.