Kiev sakinleri 24 Şubat'ta bir okulun bodrumunda kendilerini roket saldırılarından korurken. (© picture alliance/EPA/SERGEY DOLZHENKO)

  Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşı

  285 yorum

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, belli koşullar altında ateşkes ihtimalini müzakere etmeye hazır gözüküyor. Zelenskiy bir mülakatta, bunun için Rusya’nın işgal ettiği toprakların ‘diplomatik yollarla geri alınması’ ve Ukrayna’nın geri kalanının NATO korumasına girmesi gerektiğini belirtti. Yorumcular bu sözlerin ne anlam taşıdığını değerlendiriyor.

Emekli General Keith Kellogg, Donald Trump yönetiminde ABD’nin Ukrayna ve Rusya Özel Temsilcisi olacak. Kellogg, Trump’ın ilk görev döneminde de Beyaz Saray’da güvenlik danışmanlığı yapmış ve ilkbaharda Ukrayna’daki savaşı bitirmeye yönelik bir plan sunmuştu. Plan uyarınca, ABD’nin her iki tarafa da baskı uygulayarak çatışmanın taraflarını müzakere masasına oturtması amaçlanıyordu.

Rusya, Ukrayna’nın Dnipro şehrine yeni bir uzun menzilli füzeyle saldırıldığını duyurdu. Devlet Başkanı Putin, televizyonda yayınlanan konuşmasında "Oreshnik" adlı füzenin Hazar Denizi'ndeki Astrahan bölgesinden fırlatıldığını ve bunun Batılı ülkelerin füzeleriyle Rusya'ya gerçekleştirilen saldırılara bir yanıt olduğunu söyledi. Füzenin teknik olarak mümkün olsa da nükleer başlıklarla donatılmadığını da ekledi. Yorumcular durumu farklı açılardan irdeliyor.

Vladimir Putin, Rusya’nın eylül ayında ilan edilen nükleer doktrin değişikliğini imzaladı. Buna göre artık nükleer silaha sahip olmayan bir ülkenin nükleer bir gücün desteğiyle gerçekleştirdiği bir konvansiyonel saldırı da müşterek saldırı olarak değerlendirilecek. Rusya’ya yönelik nükleer silahla karşılık verilmesi gereken tehdit eşiği de düşürüldü. Medyada birbirinden farklı yorumlar var.

Ukrayna ordusu, Rus topraklarını ilk kez ABD yapımı ATACMS füzeleriyle vurdu. Haber hem Moskova hem de Washington tarafından doğrulandı. Kiev, kullanılan füzelerin türü ve sayısı hakkında herhangi bir bilgi vermezken, Bryansk bölgesindeki bir mühimmat deposunun hedef alındığını bildirdi. Avrupa basını saldırıyı ve potansiyel sonuçları değerlendiriyor.

Ukrayna, 24 Şubat 2022'de başlayan büyük Rus işgaline karşı 1.000 gündür kendini savunuyor. Kiev'in en güçlü müttefiki ABD'nin yeni başkanının Ukrayna politikasının geleceği hakkında karar vermesine iki ay kala, Rusya bir kez daha tüm ülkeye yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Avrupa basını şimdiye değin yaşananlara endişeyle bakarken, gelecekteki olası senaryoları irdelemeyi sürdürüyor.

SSCB dağıldıktan sonra Ukrayna, Budapeşte Memorandumu ile Sovyetler Birliği’ne ait nükleer silahların ülkeden çekilmesini kabul etmişti. Karşılığında ise artık bir kıymetinin olmadığı anlaşılan güvenlik garantileri almıştı. The Times gazetesinin yayınladığı haberler, Ukrayna Savunma Bakanlığı’nın yaptırdığı bir araştırmada Ukrayna’nın yakın gelecekte nükleer bomba üretebileceği sonucuna varıldığını gösteriyor. Basın bölünmüş durumda.

Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Umerov, Ukrayna birliklerinin ilk kez Kuzey Kore askerleriyle çarpışmaya girdiğini duyurdu. ABD’nin verilerine göre halihazırda 11 ila 12 bin Kuzey Kore’li asker, öncelikli olarak Rusya’nın Kursk bölgesinde konuşlanmış durumda. Moskova’nın yeni müttefikinin Ukrayna savaşının cephe hattında savaşması yorumcuları telaşa düşürmüş gözüküyor.

Kuzey Kore’nin mühimmat ve füzelerden sonra şimdi deKursk bölgesinde Ukrayna’ya karşı konuşlandırılmak üzere Rusya’ya 12 bin asker göndermek istediği öğrenildi. Güney Kore istihbarat servisine göre ülkenin Rusya’da zaten 1.500 askeri bulunuyor. Rusya ve Kuzey Kore haziranda bir askeri yardım anlaşması imzalamışken, medya birliklerin gönderilmesiyle Ukrayna savaşının şimdi yeni bir boyut kazandığı görüşünde.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, devasa askeri yardımlarla Rusya'ya boyun eğdirmeyi hedeflediği "zafer planı"nı karar alıcı aktörlere iletmek için üç gündür ABD'de. Zelenskiy, bugün ABD Başkanı Joe Biden ile görüşecek. Basın, hem ABD'nin desteğinin gerekliliği hem de planın uygulanabilirliği konusunda şüphelere sahip.

Ukrayna, ABD ve Büyük Britanya'dan Rusya'nın iç bölgelerindeki askeri hedefleri uzun menzilli füzelerle vurma izni istiyor. ABD Başkanı Joe Biden ile Büyük Britanya Başbakanı Keir Starmer arasında geçen hafta yapılan görüşme şimdilik bir politika değişikliğine yol açmadı. Öte yandan Vladimir Putin, Batı'nın hassas silahlarının bu amaçla kullanılmasının, NATO'nun savaşa doğrudan müdahil olduğu şeklinde değerlendirileceği uyarısında bulundu. Avrupa basını nelerin riskte olduğunu irdeliyor.

Ukrayna hükümetinde gerçekleşen kapsamlı yeniden yapılanmayla, bakanlık makamlarının neredeyse yarısı değişiyor. Dışişleri bakanlığı görevine, önceden selefi Dmitro Kuleba’nın yardımcılığını yapan Andrii Sybiha getirildi. Avrupa basını, iki buçuk yıldır Rusya’nın saldırılarına karşı kendini savunan ülkedeki güç yoğunlaşmasını kısmen anlayışla kısmen de endişeyle takip ediyor.

Ukrayna Parlamentosu, dini kuruluşların Rusya’yla herhangi bir yolla bağlantıda olmasını yasaklayan bir yasa tasarısını kabul etti. Kendilerine tanınan dokuz aylık süre içinde bağlarını kesmeyen kuruluşlar yasaklanacak. Yasa özellikle, 2022’den bu yana resmen bağımsızlığını korusa da hâlâ Moskova’ya yakın durduğu kabul edilen ve Ukrayna’daki Ortodoks Kilisesi ile karıştırılmaması gereken Rus Ortodoks Kilisesi’ne bağlı Ukrayna Ortodoks Kilisesi’ni hedef alıyor.

Belerus lideri Aleksander Lukaşenka’nın, Ukrayna’nın Belarus sınırına 120 bin asker konuşlandırdığı gerekçesiyle Homel bölgesine asker gönderdiği ortaya çıktı. Konuyla ilgili açıklama Ukrayna Dışişleri Bakanlığı’ndan geldi. Minsk'i Moskova'nın baskısı altında trajik bir hata yapmaması için uyaran Kiev, Belarus birliklerinin füzelerinin menzili dışına çekilmesini talep etti.

NATO Ukrayna Konseyi, Rus füzeleri ve insansız hava araçlarının Ukrayna'nın büyük bir bölümüne yönelik kapsamlı saldırılarının ardından çarşamba günü toplandı. NATO devletleri Kiev'e daha fazla destek konusunda güvence verirken, Rusya'ya karşı Batı silahlarının kullanımına ilişkin hâlâ yürürlükteki kısıtlamaların kaldırılmasında anlaşmaya varamadı. Rusya saldırıları Kiev'in Kursk'taki taarruzuna yanıt olarak başlatmıştı ve Donetsk bölgesinde ilerlemeye devam ediyor.

Ukrayna, Kursk bölgesinde Rus topraklarının içerilerine doğru 30 kilometreden fazla ilerlediğini ve üç önemli köprüyü yıktığını ya da hasara uğrattığını öne sürdü. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, taarruzun amacının Rusya üzerindeki baskıyı artırmak ve bir tampon bölge oluşturmak olduğunu belirtirken, Avrupa medyası bu stratejinin işe yarayıp yaramayacağını irdeliyor.

Baltık devletleri, Rusya’ya yakınlıkları dolayısıyla savunma kapasitelerini güçlendirme niyetindeler. Estonya silahlı kuvvetlerini modernleştirmeye yatırım yaparken, Letonya askeri altyapısını genişletmeye çalışıyor ve kadınlara zorunlu askerlik hizmeti getirilmesini tartışıyor. Litvanya ise savunma harcamalarının toplam ekonomik faaliyetlerdeki payını yüzde üçün üzerine çıkarmak istiyor. Basında farklı tepkiler var.

Devlet Başkanı Zelenskiy, Ukrayna birliklerinin Rusya'nın sınır bölgesi Kursk'taki ilerlemesinin devam ettiğini ve esir alınan Rus askerlerinin sayısının arttığını belirtti. Rus yetkililere göre yaklaşık 120 bin kişi bölgeden kaçtı ya da tahliye edildi. Avrupalı yorumcular, verilebilecek tepkileri ve olası sonuçları tartışıyor.

Büyük Britanya’nın eski başbakanı Boris Johnson’ın Daily Mail gazetesinde yayınlanan makalesi Ukrayna’da tartışma kopardı. Johnson, seçimi kazanması halinde Donald Trump’ın Rusya’nın saldırganlık savaşını sona erdirebileceğini öne sürdü. Ukrayna’nın silahlandırılarak 2022 sınırları dahilindeki topraklarını geri kazanmasının sağlanabileceğini ama bunun karşılığında diğer topraklardan feragat etmesi gerektiğini, ardından da NATO ve AB üyeliklerinin gelebileceğini belirtti.

Macaristan Başbakanı ve AB Konseyi Dönem Başkanı Viktor Orbán, Kiev ziyaretinin hemen akabinde Moskova'ya sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Ukrayna'ya karşı yürütülen savaş hakkındaki görüşmesi sonrasında, Avrupa'nın barışa ihtiyacı olduğunu ve bunun için tüm tarafların çaba göstermesi gerektiğini ifade etti. Köşe yazarları şüpheyle yaklaşıyor.

Macaristan Başbakanı ve AB Konseyi Dönem Başkanı Viktor Orbán, on yıldan fazla bir sürenin ardından ilk kez Ukrayna’yı ziyaret etti. Başkan Volodimir Zelenskiy’e, barış görüşmelerine temel teşkil edecek hızlı bir ateşkes önerisinde bulundu. Kiev şimdiye kadar, önce Rusya’nın askerlerini çekmesi gerektiğini söylüyordu. Orbán ise Zelenskiy’yi adım atan ilk taraf olmayı düşünmeye çağırdı. Yorumcular, bunun arkasında bir hesabın yattığını düşünüyor.

Kuzey Kore ve Rusya'nın askeri işbirliği anlaşması imzalamasının ardından, Güney Kore de Ukrayna'ya askeri teçhizat sağlamayı planlıyor. Haber, Güney Kore haber ajansları tarafından geçildi. Ülke şimdiye kadar savaş bölgelerine ilkesel olarak silah göndermiyordu. Yorumculara göre alelâde olmaktan hayli uzak bir haber bu.

İsviçre’nin lüks tatil beldesi Bürgenstock’ta düzenlenen barış konferansına katılan 92 devlet temsilcisinden 84’ü, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne yönelik desteğin beyan edildiği sonuç bildirgesine imza attı. Ülkenin gıda ve enerji güvenliğine yönelik tedbirlere de vurgu yapıldı. Suudi Arabistan ya da Türkiye’de düzenlenmesi beklenen bir sonraki etkinliğe dair görüşmeler ise sürüyor.

G7 devletleri, Rusya’nın Batılı ülkelerdeki dondurulmuş merkez bankası fonlarından elde edilen ve halihazırda yaklaşık 260 milyar avroyu bulan faiz gelirlerini Ukrayna’nın kullanımına sunmayı planlıyor. Kiev bu sayede silah, yatırım ve yeniden inşa finansmanında kullanabileceği 50 milyar avro tutarında bir kredi alabilecek. Rusya, bunun küresel mali sistemin altını daha da oyacağı uyarısında bulundu. Basında daha ziyade olumlu tepkiler var.

İsviçre, haziran ayı ortasında Bürgenstock Dağı’ndaki bir otelde Ukrayna için barış konferansı düzenleyecek. Rusya etkinliğe davet edilmiş değil. Çin ise şimdilik katılmayı düşünmüyor. Kiev, Pekin ve Moskova’yı yaptıkları baskıyla başka ülkelerin katılımını önlemekle suçluyor. Avrupa basını, konferansın ve gelecekte yapılacak barış müzakerelerinin doğurabileceği fırsat ve tehlikeleri tartışıyor.

Moskova'nın paraya ihtiyacı var. Şimdi de Maliye Bakanlığı vergi reformuna yönelik bir ana çerçeve sundu. Plana göre yüksek gelirliler için 2025 yılından itibaren gelir vergisi önemli oranda yükseltilecek - tavan oran yüzde 15'ten yüzde 22'ye çıkacak. Şirketler için kurumlar vergisi yüzde 20'den yüzde 25'e çıkarılırken, KDV için muafiyet uygulanmayacak. Reform, düzenleyicilerinin söylediği gibi “daha fazla adalete hizmet edecek bir düzenleme” mi?

NATO içinde, Ukrayna'ya Batı'nın silahlarını kullanmada daha fazla özgürlük tanınması yönündeki tutum güçleniyor. Polonya, Kanada ve Finlandiya'nın teslimatları uzun zamandır herhangi bir koşula tabi değil. Geçtiğimiz hafta ABD, kendi silahlarıyla Rus topraklarına saldırılmaması şartını Harkov çevresindeki bölge için kaldırmıştı. Şimdi Almanya da aynı yönde bir karar aldı. Peki bu gelişmeler, savaşın gidişatı için ne anlama geliyor?

ABD Temsilciler Meclisi, aylar süren sürüncemenin ardından Ukrayna'ya 61 milyar dolar tutarında yardım içeren bir yasa paketini kabul etti. Çok sayıda Cumhuriyetçi de lehte oy kullandı. Yardımların yaklaşık dokuz milyarının kredi olarak verilmesi, 23 milyarın ise ABD'nin askeri stoklarını artırmak için kullanılması öngörülüyor. Yasa paketinin bu salı Senato'da görüşülmesi bekleniyor. Avrupa basını kararın sonuçlarını irdeliyor.

İran’ın İsrail’e yönelik saldırısının uluslararası koordinasyonla ve etkili bir hava savunmasıyla püskürtülmesinin ardından, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy Batı’dan Ukrayna hava sahasını da Rus saldırılarına karşı korumak için benzer bir kararlılık sergilemesini istedi. İsrail örneğinin, bunun için NATO üyeliğinin şart olmadığını gösterdiğini söyledi. Avrupa basını her iki ülkenin durumunu karşılaştırıyor.

Lüksemburg’da bulunan Avrupa Birliği Genel Mahkemesi, AB tarafından Şubat 2022 ila Mart 2023 tarihleri arasında Rus oligarklar Mikhail Fridman ve Pyotr Aven’e uygulanan yaptırımları kaldırdı. Mahkemeye göre Avrupa Konseyi, Alfa Bank’ın iki büyük hissedarının yaptırım listesine dahil edilmesine yönelik yeterli kanıt sunamamış. Ancak bu durum, daha sonra alınabilecek yaptırım kararlarını etkilemeyecek.

İsviçre, 15 Haziran’da Ukrayna için barış zirvesine ev sahipliği yapacağını duyurdu. Bern hükümeti, barış sürecini başlatmak üzere üst düzey bir buluşma düzenlenmesi yönünde yeterli uluslararası desteğin mevcut olduğunu bildirdi. Bu da Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin arzu ettiği bir gelişmeydi. Rusya ise daha önce buluşmaya katılmayacağını açıklamıştı. Peki girişimin başarı şansı olabilir mi?

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, dokuz aylık tereddütün ardından yedek askerlerin eskisi gibi 27 değil de 25 yaş itibarıyla orduya çağrılmasını onayladı. Bu kararla birlikte, ordunun cepheye 400 bin kadar ilave asker sevk etmesi sağlanacak. Daha önce, genç erkekler askerlik görevlerini yalnızca iç bölgelerde yerine getiriyordu. Basında farklı tepkiler var.

AB devlet ve hükümet liderleri, dondurulan Rus varlıklarından elde edilen gelirleri Ukrayna’yı desteklemek üzere kullanma kararı aldı. Daha önce Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy varlıklara el konulması çağrısı yapmış, fakat bu isteği çoğunluk tarafından destek bulmamıştı. Yorumcuların ekseriyeti, vaziyetin ciddiyetini kavrasa da halen ağır davranan bir Avrupa tablosu çiziyor.

En iyi belgesel Oscar’ı bu yıl Mariupol’de 20 Gün filmine verildi. Mstislav Çernov, Michelle Mizner ve Raney Aronson-Rath’ın filmi, AP haber ajansı için çalışan bir ekibin 2022 başlarında Rusların kuşatması ve işgali esnasında şehirde yaşadıklarını ve sivil halkın çektiği acıları anlatıyor. Ukrayna medyası filme övgüler yağdırıyor.

Berlin günlerdir bir dinleme skandalıyla çalkalanıyor: Cuma günü Rus medyasında, Federal Almanya Ordusu’ndan üst düzey subayların düzenlediği videokonferansa dair 38 dakikalık bir kayıt yayınlandı. Görüşmede, Ukrayna’ya Alman Taurus seyir füzeleri gönderilmesine ilişkin teorik ihtimaller üzerine konuşuluyordu. Ancak Şansölye Scholz, Taurus seyir füzelerinin Ukrayna’ya teslim edilmesine karşı olduğunu defaatle vurgulamıştı.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un geçtiğimiz hafta Ukrayna’da süren savaşa dair söyledikleriyle ilgili tartışmalar sürüyor: Paris’te düzenlenen Ukrayna’ya destek konferansının ardından gerçekleştirilen basın toplantısında, Ukrayna’ya kara birlikleri gönderme konusunda fikir birliği bulunmasa da mevcut dinamikler karşısında hiçbir seçeneğin ihtimal dışı tutulamayacağını belirtmişti. Akabinde de Avrupa’nın dört bir yanından itirazlar yükselmişti.

G7 ülkeleri, Rusya'nın 24 Şubat 2022'de Ukrayna'ya karşı başlattığı büyük saldırının ikinci yıldönümünde Kiev'e gerçekleştirdikleri dayanışma ziyaretinde "Rusya'ya yönelik yaptırımların eksiksiz uygulanacağı ve gerektiğinde yeni tedbirler de alınacağı" açıklamasında bulundu. Yorumcular bu ifadelere hayli şüpheyle yaklaşıyor.

BM'ye göre en az 10.000 Ukraynalı sivil yaşamını yitirdi, 6,5 milyon kişi sığınmacı haline geldi ve 3,7 milyonuysa ülke içinde yer değiştirmek zorunda kaldı: Rusya'nın 24 Şubat 2022'de Ukrayna'ya yönelik büyük taarruz başlatmasından beri ortaya çıkan felaketin bilançosu böyle. Kayıpların sayısına ilişkin tahminler yüz binlerle ifade edilirken, Zelenskiy kısa bir süre önce 31 bin Ukraynalının öldüğünü söyledi. Savaş bundan sonra nasıl devam edecek? Avrupa basını bugünü ve geleceği değerlendiriyor.

Uzun süren spekülasyonların ardından artık resmiyet kazandı: Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, General Valery Zalujnıy’ı genelkurmay başkanlığından aldı. Zalujnıy’ın halefi, eski kara kuvvetleri komutanı Oleksandr Sırski oldu. Avrupa basını, bu değişiklikten ne beklemek gerektiği konusunda birbirinden farklı değerlendirmelerde bulunuyor.

Merakla beklenen karar sonunda çıktı: AB’nin 2027 sonuna kadar Ukrayna’ya göndereceği 50 milyar avroluk yardım paketi onaylandı. Yoğun müzakerelerin ardından mali yardımın iki yılda bir gözden geçirilmesi konusunda uzlaşıya varılmasıyla, Macaristan pakete muhalefet etmekten vazgeçti. Ancak ileride yapılacak herhangi bir değişiklik için yine oybirliği gerekecek. Yorumcular ancak bir nebze rahatlamış gözüküyor.

Basında çıkan haberlere göre Volodimir Zelenskiy, Valeriy Zalujnıy’ı genelkurmay başkanlığından almaya çalışmış. Bazı gazeteler, Ukrayna Devlet Başkanı’nın generale savunma bakanlığı teklif ettiğini, ancak Zalujnıy’ın reddettiğini yazdı. Savunma Bakanlığı ve Devlet Başkanlığı Ofisi iddiaları yalanladı. Zalujnıy kasım ayında, cephedeki durumun çıkmaza girebileceği konusunda uyarıda bulunmuştu. Basın gelişmenin arka planına ışık tutuyor.

Almanya Federal Hükümeti, Kiev’in Mayıs 2023’te gündeme getirdiği Taurus seyir füzesi talebini ekim ayında uzun menzilli olmaları gerekçesiyle reddetmişti. Ancak Handelsblatt’dan gelen bilgilere göre Olaf Scholz, Büyük Britanya’nın getirdiği ve birkaç haftadır masada olan takas teklifi üzerine düşünüyor: Almanya’nın NATO’daki ortaklarına tedarik edeceği Taurus füzeleri karşılığında onlar da Ukrayna’ya benzer silah sistemleri ihraç edebilir. Peki bu iyi bir fikir mi?

Ukrayna sınırına yakın Belgorod bölgesinde bir Rus askeri nakliye uçağı vurularak düşürüldü. Rusya, uçakta mürettebat ve üç gardiyanın yanı sıra takas edilmek üzere sınıra götürülen 65 Ukraynalı savaş esirinin bulunduğunu bildirdi. Ukrayna askeri istihbaratı ise uçakta bulunanlara dair ellerinde güvenilir bilgi olmadığını açıkladı.

İsveç Genelkurmay Başkanı Micael Bydén ve Sivil Savunma Bakanı Carl-Oskar Bohlin, NATO üyeliği süreci ve Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş karşısında bütün İsveçlilere muhtemel bir savaşa hazırlanma çağrısında bulundu. İsveç’te her yıl düzenlenen savunma konferansı Folk och Försvar'da konuşan Bohlin, fiili tedbirler alınması gerekliliğine vurgu yaptı. Aynı endişeyi yorumcular da paylaşıyor.

Joe Biden, Volodimir Zelenskiy’nin Washington ziyaretinde Cumhuriyetçilerin engellediği mali yardım konusunda temkinli konuştu. Biden ayrıca, Ukrayna’ya hep dendiği gibi “gerekli olduğu sürece” değil, “ellerinden geldiği ölçüde” askeri destekte bulunulacağını söyledi. Savaşta çıkmaza girilmişken, Avrupa basınında da Kiev ve ortaklarına yönelik yeni yaklaşımlara işaret eden çağrılar yükseliyor.

ABD Senatosu, ABD Başkanı Joe Biden’ın Ukrayna ve İsrail için talep ettiği toplamda 110 milyar dolardan (yaklaşık 102 milyar avro) fazla mali yardıma onay vermedi. Bütün Cumhuriyetçi üyelerin yanı sıra İsrail’in Gazze’deki operasyonlarına ilişkin kaygılarını dile getiren Bernie Sanders da aleyhte oy kullandı. AB’nin Kiev’e yönelik yeni yardımlarının da risk altında olduğu bir dönemde, Avrupa basını hararetle Ukrayna’yı nelerin beklediğini tartışıyor.

Ukrayna toplumu, Rus işgalcilere karşı direnişte aylardır sergilediği sarsılmaz birliktelikle güçlü bir izlenim bırakmıştı. Ancak bu günlerde, iç siyasi gerilimler gün yüzüne çıkmaya başladı. Kiev Belediye Başkanı Kliçko, Devlet Başkanı Zelenskiy’i görülmedik sertlikte eleştirdi. Asker eşleri protesto düzenleyerek, cepheden bir süreliğine dönmeleri için sevdiklerine izin verilmesini istedi. Zelenskiy'nin rotasına yönelik şüpheler Ukrayna dışında da yeniden artıyor.

Ukrayna, karşı taarruz durduğundan bu yana cephe dışında da çeşitli sorunlarla karşı karşıya. ABD Kongresi, Kiev'e yeni mali yardımlar yapılmasına karşı çıkıyor. Macaristan ise AB'nin Ukrayna'ya yönelik yardımlarını artırması konusunun önceden planlandığı gibi aralık ayı içinde yapılacak olan zirvede müzakere etmeyi reddediyor. Kararlaştırılmış yardımlar halihazırda tıkanmış durumda ve mühimmat sevkıyatları gecikiyor. Avrupa basınına göre bu kabul edilemez bir durum.

Kendini pasifist olarak tanımlayan sanatçı Sasha Skochilenko, St. Petersburg'da "Rus ordusunun Ukrayna'da yürüttüğü operasyon hakkında kasten yanıltıcı bilgi yaymaktan" yedi yıl hapis cezasına çarptırıldı. Skochilenko halihazırda bir buçuk yıldır tutuklu bulunuyor. "Suçu" ise bir süpermarkette beş adet fiyat etiketini savaş karşıtı mesajlar içeren etiketlerle değiştirmiş olması.

Robert Fico yönetimindeki yeni Slovakya hükümeti bundan böyle Ukrayna'ya askeri yardım sağlamak istemiyor. Fico böylece seçim kampanyasındaki vaatlerinden birini gerçekleştirmiş oluyor. Ancak, özel sektörün destek sunmasının yasaklanması öngörülmüyor. Slovakya basını kararı yanlış buluyor.

AB’nin devlet ve hükümet liderleri, daha geçtiğimiz hafta Ukrayna’ya silah, mühimmat, elektrik jeneratörü ve mobil ısıtma istasyonları sevkıyatının süreceği vaadinde bulunmuştu. Ancak Başbakan Orbán’ın belirttiğine göre Macaristan, önerilen 50 milyar avroluk mali yardım paketini veto edebilir. Slovakya’nın yeni başbakanı Fico da paketi eleştirdi. Orbán ve Fico Kiev’e karşı güçlerini mi birleştiriyor?

AB dışişleri bakanları, gece treniyle gerçekleştirdikleri seyahatin ardından pazartesi günü ilk kez AB sınırlarının dışında, Kiev’de bir araya geldi. Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, bunun Ukrayna’ya yönelik dayanışma ve desteklerini sundukları “tarihi bir buluşma” olduğunu söyledi. Yorumcular, ziyaretin Ukrayna ve Batı’nın sergilediği dayanışma için ne anlam ifade ettiğini tartışıyor.

Yeni Delhi’deki G20 zirvesi, güçlükle varılan bir uzlaşıyla sona erdi. Devlet ve hükümet liderleri, Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşı açıkça kınamadan, devletlerin toprak bütünlüğüne vurgu yaptı. Afrika Birliği’nin katılımıyla, Küresel Güney daha fazla ağırlık kazandı. Yorumcular, dünyadaki güç dengesinin kökünden değişip değişmediğini tartışıyor.

Ukrayna'dan gelen bilgilerden günler sonra NATO ülkesi Romanya, topraklarına bir Rus insansız hava aracının düşmüş olabileceğini kabul etti. Savunma Bakanı Angel Tilvar, Romanya'nın Ukrayna ile sınır bölgesinde şüpheli bir enkaz bulunduğunu doğruladı ve ordunun kalıntıları araştıracağını söyledi. Yorumcular, tehlikeleri ve verilebilecek yanıtları tartışıyor.

Ukrayna’nın tahıl ihracatı konusunda Türkiye ile BM arabuluculuğunda varılan anlaşmanın yeniden yürürlüğe konması için Rusya Devlet Başkanı Putin ile Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında gerçekleşen görüşmeden bir sonuç çıkmadı. Putin, Soçi buluşmasının ardından Batı’nın önce Rusya’nın tarım ticaretine yönelik yaptırımlarını kaldırması gerektiğini söyledi. Yorumcular, gidişatın bundan sonraki seyrini değerlendiriyor.

Ukrayna’nın 4 Haziran’da başlattığı karşı taarruzda ne zamandır bir ilerleme sağlanamamış gözüküyordu. Ancak şimdi, Ukrayna silahlı kuvvetlerinin bildirdiğine göre Zaporijya civarlarındaki iki Rus savunma hattından ilki yarıldı. Haber, yakınlardaki Robotyne köyünün geri alındığı duyurulduktan birkaç gün sonra geldi. Yorumcular, bunun bir kırılma noktası teşkil edebileceği konusunda hemfikir değil.

Geçtiğimiz günlerde, Rusya’daki pek çok noktaya insansız hava araçlarıyla saldırılar düzenlendi. Bu saldırılardan biri medyada büyük yankı buldu: İnsansız hava araçları, Ukrayna’dan yaklaşık 700 kilometre uzaklıkta ve Estonya sınırına 50 kilometreden az bir mesafedeki Pskov’da bulunan bir askeri havalimanının bazı kısımlarını tahrip etti. Rus haber ajansı Tass, dört II-76 tipi askeri nakliye uçağının hasar aldığını bildirdi. Peki bu ne anlama geliyor?

Kiev, 2014’ten beri Rusya’nın işgali altında bulunan Kırım’ı geri alma konusundaki kararlılığını vurgulamaktan hiç vazgeçmedi. Ancak Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, ilk kez müzakereyle bir çözüme varılmasının mümkün olduğunu belirtti: Pazar günkü açıklamasında, Ukraynalılar Kırım’a yaklaşmış olsaydı, "Rusya siyasi yollarla Ukrayna’ya ait Kırım topraklarını askerden arındırmaya zorlanabilirdi,” dedi. Yorumcular, Zelenskiy’nin bu atılımını değerlendiriyor.

Ukrayna bu perşembe Bağımsızlık Günü’nü kutluyor. Ülke, 24 Ağustos 1991’de resmen Sovyetler Birliği’nden ayrılmıştı. Yorumcular kutlamalar vesilesiyle, Rusya’nın saldırısına uğrayan devletin bugününü ve geleceğini değerlendiriyor.

Danimarka ve Hollanda, Ukrayna'ya F-16 savaş uçakları teslimatına onay verdi. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, altısı bu yıl içerisinde olmak üzere 2026 sonuna kadar toplam 19 savaş uçağı teslim etmek istediklerini ifade etti. Hollanda Başbakanı Mark Rutte ise somut rakamlar vermezken, sevkıyatın en kısa sürede gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı. Peki bu vaatler Ukrayna için ne anlama geliyor?

Ukrayna’nın, Rusya’ya karşı yürüttüğü savunma savaşında 4 Haziran’da başlattığı karşı taarruz durakladı ve henüz önemli toprak kazanımları da elde edilemedi. Avrupa, yeni silah sevkıyatları gerçekleştirmeyi tartışıyor. Kiev, 500 kilometre menzilli Taurus tipi Alman seyir füzeleri gönderilmesini istiyor. Köşe yazarları sabırsız gözüküyor.

Yaklaşık 40 devletin temsilcileri, Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde Ukrayna için barış senaryolarını görüştü. Ukrayna, Batılı ülkeler ve Çin’in yanı sıra Rusya’ya henüz yaptırım uygulamayan Küresel Güney’in önde gelen devletlerinin katıldığı zirveye Moskova davet edilmemişti. Avrupa basını, konferansın potansiyel taşıdığı kanısında.

Moskova'nın ticaret merkezi üç gün arayla ikinci kez insansız hava araçları tarafından vuruldu. Ancak bu, Rus tarafının uçan cisimlerin tamamının düşürüldüğü yönündeki resmi açıklamalarıyla çelişiyor. Rusya Savunma Bakanlığı saldırıdan Ukrayna'yı sorumlu tutarken, Ukrayna Devlet Başkan Zelenskiy savaşın yavaş yavaş Rusya'ya döndüğünü ve bunun "doğal ve kaçınılmaz" olduğunu söyledi.

Savaşın gölgesinde spor: Ukraynalı eskrimci Olga Kharlan, Milano'da gerçekleşen Dünya Eskrim Şampiyonası'nda tarafsız sporcu olarak mücadele eden Rus Anna Smirnova ile tokalaşmayı reddetti ve diskalifiye edildi. Eskrim Federasyonu FIE ise daha sonra geri adım attı: Kharlan takım müsabakalarına tekrar kabul edildi, rakiple tokalaşma zorunluluğu da kaldırıldı.

Rusya, tahıl anlaşmasını uzatmama kararı aldığından bu yana Ukrayna'nın liman kenti Odessa, yoğun füze ve insansız hava aracı saldırısı altında. Şehrin Unesco Dünya Mirası koruma listesinde bulunan tarihi bölgesindeki sivil binalar hedef alınırken, Ortodoks Transfigürasyon Katedrali de ciddi zarar gördü. Peki bu saldırılar savaşın gidişatı açısından ne anlama geliyor?

Kırım Köprüsü ikinci kez ve görünüşe göre bu defa su altı drone'larıyla saldırıya uğradı. Kırım'a giden demiryolu hattı zarar görmezken, otoyoldaki trafik kesintiye uğradı. Saldırıda, otomobillerinde seyahat eden Belgorodlu tatilci bir çift öldü. Yorumcular, saldırının hedefini ve neden sivillerin öldüğünü tartışıyor.

Büyük Britanya Savunma Bakanı, kullandığı keskin ifadelerden ötürü sert eleştirilere maruz kaldı: Ben Wallace, Vilnius’taki NATO zirvesinde Ukrayna’nın istediği silahların listesine atıfla, Ukraynalıların minnettarlık göstermediğini ve burasının Amazon alışveriş sitesi olmadığını söylemişti. Ukrayna basını, Kiev’e yönelik kitlesel yardımın bir zorunluluk olup olmadığını hem ahlaki hem de siyasi bakımdan ve farklı bakış açılarıyla değerlendiriyor.

Kiev’in yoğun ısrarları sonrasında, ABD 800 milyon dolar (yaklaşık 730 milyon avro) değerindeki askeri yardım kapsamında Ukrayna’ya misket bombası gönderilmesine onay verdi. Patlamamış mühimmat oranının yüksek olması dolayısıyla hayli tartışmalı bir silah olan misket bombasının kullanımı, 100’den fazla devlet tarafından yasaklanmış durumda. Washington ise Rusya’nın yeniden ilerleyişe geçmesinin siviller için doğuracağı tehlikenin daha büyük olduğu görüşünde. Yorumcular gelişmeyi değerlendiriyor.

Ukrayna Güvenlik Servisi SBU, Rusya’nın Zaporijya Nükleer Santrali’ne saldıracağı uyarısını ve Rus silahlı kuvvetlerinin soğutma suyu havuzuna mayın döşediği iddasını yineledi. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy de salı günü yaptığı açıklamada, çatılara patlayıcı benzeri düzeneklerin yerleştirildiğini söyledi. Moskova ise asıl Ukrayna’nın saldırı planladığını duyurdu. Yorumcular, tehlikeye dair farklı değerlendirmelerde bulunuyor.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ukrayna’nın yeniden inşası için 2022’de planladığı gibi Rusya’nın dondurulmuş malvarlıklarını kullanma niyetinde. Von der Leyen çarşamba günü, yaz arasına girilmeden Rusya’ya bu yolla nasıl mali sorumluluk yüklenebileceğine ilişkin bir plan sunulması gerektiğini söyledi. Yorumcular, bunun makul ve adil bir seçenek olup olmadığını tartışıyor.

Ukrayna güneyde toprak kazanımları elde ettiğini bildirirken, Rusya’nın Ukrayna’daki hedeflere yönelik saldırıları sürüyor. Müzakere ise hâlâ uzak ihtimal gözüküyor. Şimdiye değin Çin gibi ülkelerden gelen barış teklifleri, Ukrayna kaybedilen topraklardan vazgeçmeyi reddettiği için fazla yankı yaratmadı. Bu sefer de müzakerelere ilginin Moskova tarafında arttığına yönelik sinyaller geliyor. Yorumcular riskleri değerlendiriyor.

Ukrayna'nın Rusya'ya karşı yürüttüğü savunma savaşında uzun zamandır beklenen taarruz başladı. Kiev, askeri harekâtın başladığını ve Donetsk'teki bazı yerlerin geri alındığını doğruladı. Moskova, Batı'nın tedarik etmiş olduğu birkaç tankın Rus saldırıları sonucu imha edildiğini bildirdi. Yorumcular mevcut durumu değerlendiriyor ve bundan sonra ne olacağı sorusuna yanıt arıyor.

Dinyeper Nehri üzerinde bulunan Kakhovka Barajı’nın yıkılmasıyla, Ukrayna’da devasa boyutta araziler sular altında kaldı ve binlerce insan yerinden oldu. Pek çokları da evlerin çatılarına sığındı ve tahliye edilmeyi bekliyor. Felaketin çevre, içme suyu tedariki ve tarımın yanı sıra Zaporijya Nükleer Santrali’nin ihtiyacını duyduğu soğutma çalışmaları üzerindeki dramatik etkilerine yönelik endişeler artıyor. Bir yandan da saldırının failleri ve olası nedenleri irdelenmeye devam ediyor.

Rusya'nın Belgorod bölgesinde, muhalif Rus paramiliter güçler ile Rus ordusu arasındaki çatışmalar sürüyor. Muhalif grupların Novaya Tavolzhanka'nın kontrolünü ele geçirdiği iddia ediliyor. Bölge valisi de halkı sınıra yakın yerleşim yerlerini terk etmeye çağırdı. Yorumcular, Rusya'daki çatışmaların önemini irdeliyor.

Moskova’da salı günü çok sayıda insansız hava aracıyla düzenlenen saldırılarda konut alanları zarar görürken, yaralanan olmadı. Bunun bir terör eylemi olduğunu öne süren Rusya Devlet Başkanı Putin, Ukrayna’yı suçladı. Ukrayna ise saldırıya doğrudan dahli olduğu iddiasını yalanladı. Yorumcular, eylemin doğuracağı sonuçları tartışıyor.

Pazartesi sabahı erken saatlerde Ukrayna topraklarından sızan bir taarruz kıtası, sınırın Rusya tarafında yer alan Belgorod bölgesinin iç kısımlarına doğru birkaç kilometre ilerlemeyi başardı ve buraya konuşlandı. Peki kimdi bu istilacılar? Saldırıları muhalif Rus milisler üstlendi. Kiev herhangi bir ilgisinin olduğunu reddederken, Kremlin taarruzun savuşturulduğunu iddia etti. Çarşamba günü, Belgorod’da yeniden insansız hava aracı saldırıları gerçekleştiği bildirildi. Yorumcular ne olduğunu anlamlandırmaya çalışıyor.

Rusya’nın dokuz aydır direnen Bahmut’u, Wagner’in lideri Prigojin’in hafta sonu iddia ettiği gibi tamamen ele geçirip geçirmediği belirsizliğini koruyor. Ukrayna açıklamayı yalanladı ve pazartesi günü cephede muharebelerin sürdüğünü duyurdu. Yorumcular, gelen çelişkili ifadeleri Donbass’ta bulunan bu kasaba uğruna yaşanan şiddetli çatışmaların anlamını tartışmak için bir vesile olarak görüyor.

Çin özel temsilcisi Li Hui, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşa son verecek bir anlaşma üzerine müzakere edilmesi olasılığını araştırmak üzere iki gündür Kiev’de bulunuyor. Avrupalı yorumcular, arabuluculuk misyonunun başarı şansını ve Çin’in niyetlerini tartışıyor.

Devlet Başkanı Vladimir Putin, Sovyetler Birliği’nin 1945’te Hitler Almanyası’na karşı zaferini ilan ettiği gün olan 9 Mayıs dolayısıyla gerçekleştirdiği konuşmada, Rusya’nın Ukrayna saldırısının gerekçelerine değindi. Kızıl Meydan’da toplanan binlerce asker ve gazinin huzurunda, ülkesine savaş açıldığını söyledi. Yorumcular, bu yıl her zamankinden daha sade tutulan geçit törenini ve Putin’in konuşmasını yorumluyor.

Wagner lideri Yevgeni Prigojin, cuma günü paylaştığı bir videoda Bahmut’tan geri çekilme tehdidinde bulunmuş, çok az ekipman ve cephane gönderen Rus askeri liderliğine yönelik sert ifadeler kullanmıştı. Güç kavgası bu pazartesi günü sonlanmış ve geri çekilme meselesi masadan kalkmış gözüküyor. Yorumcular yine de Wagner’in meşum liderini harekete geçirenin ne olduğunu irdeliyor.

Rusya Devlet Başkanlığı Ofisi tarafından doğrulanan, Kremlin üzerinde iki insansız hava aracının düşürülmesinin arka planı, gizemini korumaya devam ediyor: Bunun Vladimir Putin'e yönelik bir suikast girişimi olduğunu öne süren Moskova, saldırıdan Ukrayna'yı ve ABD'yi sorumlu tutarken, Kiev ve Washington ise suçlamaları reddediyor. Avrupa basını, olası gerekçeleri masaya yatırırken aklıselim davranma çağrısında bulunuyor.

Çin ve Ukrayna Devlet Başkanları Şi Cinping ve Volodimir Zelenskiy, çarşamba günü yaklaşık bir saat süren telefon görüşmesinde karşılıklı görüş alışverişinde bulundu. Bu, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısı başladığından bu yana gerçekleşen ilk doğrudan temas oldu. Pekin, bir kez daha nükleer gerginliğin tırmandırılmaması uyarısında bulundu ve Kiev’e Avrasya işlerinden sorumlu özel bir elçi gönderileceğini belirtti. Avrupa basınında görüşmeye ilişkin farklı değerlendirmeler var.

Ukrayna’nın Rusya’ya karşı yürüttüğü savunma savaşında büyük bir taarruz başlatabileceğinin emareleri giderek artıyor. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’e göre, Batı’nın göndermeyi vaat ettiği silahlarının yüzde 98’i savaş bölgesine ulaşmış durumda. Ukrayna bu sayede “işgal altındaki topraklarını geri almak için güçlü bir konum elde etmiş oldu”. Yorumcular, karşı taarruzun ne zaman başlayacağını ve hangi ihtimalleri barındırdığını analiz ediyor.

Rusya Federasyonu Devlet Duması, daha fazla sayıda insanın askere alınmasını kolaylaştırmak için hızla yasal değişiklikler yapılmasına oybirliğiyle karar verdi: Buna göre, celp belgeleri artık elektronik olarak da gönderilebilecek ve askere çağrılmaya hazır erkeklerin, merkezi veri kütüklerine kaydedilmesi gerekecek. Peki bu değişiklikler ülkeyi nasıl etkileyecek?

ABD’nin gizli belgelerinin yayınlanması, Washington’da büyük endişelere sebep oldu: ABD Savunma Bakanlığı, Ukrayna’ya yönelik destek ve cephedeki gidişata dair bilgiler içeren belgelerin bir süredir internette dolaşmasının, ulusal güvenlik bakımından hayli yüksek bir risk teşkil ettiğini söyledi. Avrupa basınına göre sızıntının etkisi büyük.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Belarus’ta taktik nükleer silahların konuşlandırılacağını ilan etmesinin ardından, Ukrayna’ya yönelik savaşın genişlemesinden endişe duyuluyor. Putin, ABD’nin de Avrupa’daki müttefik ülkelerde nükleer silahlar bulundurduğuna işaret etti. Avrupa basını, bu hamlenin ardında ne gibi bir stratejinin yatıyor olabileceğini irdeliyor.

AB devletleri, Ukrayna'ya bir yıl içinde bir milyon top mermisi tedarik etme taahhüdünde bulundu. AB dışişleri bakanları da bu amaç doğrultusunda iki milyar avro tahsis edilmesi konusunda mutabakata vardı. Paranın, yalnızca mühimmat gönderen üye devletlere yapılacak geri ödemeler için değil, aynı zamanda müşterek satın alma ve buna yönelik daha ucuz toplu siparişler için de kullanılması planlanıyor. Avrupa basını kararı değerlendiriyor.

Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova hakkında tutuklama emri çıkardı. Çocukların sınır dışı edilmesi ve Ukrayna’nın işgal altındaki bölgelerinden Rusya’ya yerleştirilmeleri dolayısıyla savaş suçu işledikleri iddia ediliyor. Avrupa basını kararın sonuçlarını değerlendiriyor.

Çin Devlet Başkanı Şi, önümüzdeki hafta Moskova’ya gitmeyi ve oradan da Ukrayna’ya geçerek Devlet Başkanı Zelenskiy ile görüşmeyi planlıyor. Medya bu haberi, içeriden ve kimliği açıklanmayan ama ne Çin ne de Rusya’dan yana olan kişilerden aldığı bilgilere dayandırıyor. Yorumcular ise Çin’in mevcut koşullar altındaki arabuluculuk çabalarının başarı ihtimalini değerlendiriyor.

Geleneksel olarak tarafsız bir ülke olan İsviçre, Ukrayna’ya silah göndermemeyi sürdürecek. Ulusal Konsey 8 Mart’ta, az bir çoğunlukla da olsa, BM Güvenlik Konseyi’nin Ukrayna’nın işgalini kınaması halinde silah sevkıyatına onay verilmesinden yana oy kullandı. Ancak, Rusya’nın veto hakkı nedeniyle bu fiilen imkânsız gözüküyor. Bu doğrultuda, İspanya ve Danimarka’nın önerdiği şekliyle dolaylı sevkıyatlar reddedildi. Ülke basını şikâyetçi.

İnternet portallarında, Ukraynalı bir savaş esirinin Rus askerler tarafından vurulduğunu gösterdiği iddia edilen, henüz doğrulanmamış bir video dolaşıyor. Ukrayna ordusundan gelen bilgilere göre, vurulan kişi en son Bahmut civarlarında savaşan ve 3 Şubat’tan beri kayıp olan Ukraynalı bir asker.

Ukrayna ve Rusya güçleri Bahmut şehri çevresinde çetin bir savaş sürdürürken, Wagner Grubu lideri Yevgeni Prigojin paralı askerlerini çekme tehdidinde bulundu. Gerekçe olarak, ihtiyaç duyulan mühimmatın gönderilmemesini sundu. Yorumcular, Rus askeri birimleri arasında çıkacak olası bir iç iktidar kavgasının doğurabileceği sonuçları tartışıyor.

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının yıldönümünde Pekin, çatışmanın sonlandırılmasına yönelik on iki maddelik bir plan açıkladı. Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy, “bütün ülkelerin egemenliğinin, bağımsızlığının ve toprak bütünlüğünün” korunması çağrısını memnuniyetle karşıladı. Kiev diğer maddelere ise şüpheyle yaklaştı. Fransa Cumhurbaşkanı Macron girişimi övdü ve Çin’i ziyaret edeceğini açıkladı. Avrupa basını bölünmüş durumda.

Hafta sonu Avrupa'nın pek çok kentinde Ukrayna'yla dayanışma gösterileri düzenlenirken, Berlin'de diğer gösterilerin yanı sıra yaklaşık 13 bin kişi de Kiev'e silah sevkıyatının durdurulması ve acilen müzakerelere başlanması talebiyle bir araya geldi. Kadın hakları aktivisti Alice Schwarzer ve Sol Parti'li (Die Linke) Sahra Wagenknecht, "barış için ayaklanma" çağrısı yapmıştı.

Rusya'nın savaşı, Avrupa Birliği'nde ve onun da ötesinde büyük değişimlere yol açtı. Rusya ile ekonomik ilişkiler yaptırımlarla sınırlandığı gibi, Rus enerji kaynaklarına bağımlılık azaltıldı. Güvenlik ve savunma konuları, iklim koruma ve ticaretten daha önemli hale geldi. Gidişatı belirleyen ülkeler de değişti.

Rusya’nın bütün Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşının üzerinden geçen bir yılın ardından, çatışmaların yakında sona ereceğine dair hiçbir emare yok. Aksine gözlemciler, Rusya’nın şimdiye kadar kendisini başarıyla savunan Ukrayna’ya yeni bir büyük saldırı başlatmasından endişe ediyor. Avrupa basını, savaşın yine de arzu edildiği gibi sonlanmasına bir adım daha yaklaşabilmek için neler yapılması gerektiğini tartışıyor.

Polonya, Baltık devletleri ve aynı zamanda Finlandiya ile Rusya arasındaki uzun kara sınırı dolayısıyla Kuzey ülkelerinin Rusya'ya, Ukrayna'ya ve savaşa bakışı, Batı Avrupa ülkelerinden farklılık gösteriyor. Yorumcular, geride kalan yılın bu ülkeleri nasıl etkilediğini irdeliyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin salı günü yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, Ukrayna'da devam eden savaştan bir kez daha Batı'yı sorumlu tuttu. Batı Rusya'nın barış çabalarını sistematik olarak baltaladığı için, Ukrayna'daki taarruzun devam edeceğini söyledi. Ve Rusya'ya askeri ya da ekonomik olarak diz çöktürmenin imkânsız olduğunu ilan etti.

ABD Başkanı Joe Biden, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin yıldönümünden hemen önce, mevkidaşı Volodimir Zelenskiy ile sürpriz bir şekilde Kiev'de bir araya geldi. Ukrayna'ya daha fazla silah sevkıyatı ve destek vaadinde bulunan Biden, ardından ilan edildiği üzere Varşova'ya geçti. Avrupa basını, Kiev ziyaretiyle verilen mesajları deşifre etmeye çalışıyor.

Çin’in Münih’te Ukrayna’ya yönelik bir barış girişimi ilan etmesinin ardından, ülkenin üst düzey dış politika yetkilisi Wang Yi, söz konusu planları Moskova’ya takdim etti. Girişimin 24 Şubat’ta resmen açıklanması bekleniyor. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Çin’in gayretlerini takdirle karşıladıklarını belirtti. Ukrayna ise kendi barış planlarının öncelik taşıdığını, ancak başka fikirlere de açık olunduğunu ifade etti. Basın, esas olarak Pekin’in niyetlerini tartışıyor.

Pazar günü sona eren üç günlük Münih Güvenlik Konferansı'nda üst düzey siyasetçiler, Rusya'nın başlattığı taarruz savaşına karşı yürüttüğü mücadelede Ukrayna'yı desteklemeye devam etme kararlılıklarını yinelediler. Avrupalı yorumcular, Batı'nın birliğiyle birlikte safların da sıklaştığı ve belirsizliklerin arttığı görüşünde.

Rusya’nın bütün Ukrayna’ya karşı başlattığı saldırı, 24 Şubat’ta birinci yılını dolduruyor. Ufukta bir son görünmüyor: Rusya Ukrayna mevzilerini, sivilleri ve altyapıyı bombalamaya, Kiev de Batılı destekçilerinin silah sevkıyatlarıyla kararlı bir biçimde kendini savunmaya devam ediyor. BM’nin teyit edilen bilgilerine göre şimdiye değin 7 binden fazla sivil öldü. Yorumcular, geride kalan bir yılın bilançosunu çıkarıyor ve uzun vadeli perspektiflere değiniyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Londra ve Paris’te gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından, perşembe günü Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’na seslendi. Ukrayna’da ve bütün Avrupa’da demokrasiyi savunmak için daha fazla silaha ve özellikle de Batı’nın savaş uçaklarına ihtiyaç duyduklarını söyledi. Avrupa basını bu konuda hemfikir değil.

Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü taarruz savaşı yakında tam bir yılı doldurmuş olacak. Avrupa basınının köşe yazılarında pek çok gazeteci ve uzman, bu savaşın Avrupa'yı ve dünyayı şimdiden nasıl değiştirdiğini değerlendiriyor. Bugünkü tartışma, münferit devletlerin güçler ve ittifaklar yapısındaki konumlarının nasıl ve neden değiştiğine odaklanıyor.

Ukrayna’ya karşı savaşta yalnızca Rus askerleri değil, Yevgeni Prigojin tarafından kurulan Wagner Grubu’na dahil paralı askerler de savaşıyor. Bunlar acımasızlıklarıyla tanınıyor ve kimileri de hapishanelerden alınıp gruba katılıyor. Yorumcular, özel orduların faaliyetlerini endişeyle takip ediyor.

Batılı devletlerin Ukrayna’ya ana muharebe tankı gönderme kararı almasıyla birlikte, Avrupa’nın savaşa doğrudan müdahil olma yolunda ilerleyip ilerlemediği konusunda şiddetli bir tartışma alevlendi. Kremlin, Batı’nın giderek çatışmanın tarafı haline geldiğini iddia ederken, Berlin ve Paris, silah sevkıyatlarının savaşa girmek anlamı taşımadığını belirtti. Bu soru yorumcuların da gündeminde.

Berlin’in Ukrayna’ya Leopard 2 ana muharebe tankları sevkıyatına onay vermesinin ardından, ülkeyi bu tür araçlarla donatmak üzere büyük bir Batı ittifakı kuruluyor. Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov, Moskova için bu ve diğer silah teslimatlarının “çatışmaya doğrudan müdahil olunması” anlamına geldiğini açıkladı. Avrupa basını, olası sonuçları irdeliyor.

Almanya, Ukrayna'ya Leopard 2 tankları sevkıyatı konusundaki isteksizliğini koruyor. Sevkıyat konusunda baskı yapan birçok müttefik ülke, geçen cuma günü Ramstein'da bir karara varılmasını bekliyordu. Dışişleri Bakanı Baerbock'un açıklamasına göre Almanya'nın engel olmayacağı Polonya, şimdi tek başına ilerleme niyetinde. Avrupa basını durumu değerlendiriyor.

Bulgaristan, Ukrayna’ya silah sevkıyatını resmi düzeyde aylardır reddediyor. Ancak Die Welt gazetesine göre, Başbakan Petkov yönetimindeki eski hükümet, 2022 baharından bu yana, saldırı altındaki ülkeye aracılar eliyle mazot, mühimmat ve silah malzemesi gönderilmesini sağlamış. Bulgaristan basını, bunun yerinde bir tutum olup olmadığı konusunda hemfikir değil.

Ukrayna Savunma Temas Grubu, bu cuma günü Almanya'nın Ramstein kasabasında bulunan ABD askeri üssünde toplanıyor. Avrupa basınının odağında, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'ne ana muharebe tanklarının sevkıyatını sağlayacak bir ittifakın kurulup kurulamayacağı sorusu var. Bu bağlamda gözler en başta da Almanya'ya çevrilmiş durumda.

Ukrayna’nın Zaporijya yakınlarında bulunan Dnipro şehrindeki bir apartmana Rusya tarafından düzenlenen füze saldırısında en az 30 kişi öldü. Ekipler arama kurtarma çalışmalarını sürdürüyor. Belediye başkanına göre, enkaz altında canlı bulma ihtimali çok düşük.

Vladimir Putin, Ukrayna'daki Rus birliklerinin başkomutanını bir kez daha değiştirdi: Ekim ayında bu göreve atanan General Sergey Surovikin'in yerine komuta bundan böyle Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov'da olacak. Kremlin'in eski toprak askerlere dönüş eğiliminde olduğunu gözlemleyen yorumcular, Ukrayna'da yeni bir büyük taarruzun başlamasından endişe ediyor.

Büyük Britanya, Ukrayna’ya Challenger 2 ana muharebe tankı göndermeye karar verdi. Finlandiya, Litvanya, Polonya ve İspanya, Alman Leopard ana muharebe tankı teslim etmek isterken, İsveç’in de bu yönde niyetleri var. Bu da Almanya’nın üzerindeki söz konusu sevkıyatları onaylama ve ittifaka dahil olma baskılarını artırıyor. Avrupa basını, Ukrayna’ya desteğin tüm imkânlarla sürdürülmesi meselesiyle meşgul olmaya devam ediyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ortodoksların Noel bayramına hürmeten Ukrayna'ya saldırıların 36 saatliğine durdurulması emrini verdi. Ancak Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rus tarafının Noel'i Ukrayna'nın Donbas'taki ilerleyişini durdurmak için kullanmak istediğini söyleyerek, silah bırakmayı reddetti. Basının da bu yönde şüpheleri var.

Kremlin, Ukrayna'nın yılbaşı gecesi düzenlediği saldırıda ölen asker sayısını 89 olarak güncelledi. Kremlin'e yakın blog yazarları ve milletvekilleri, Rus askeri liderliğine sert eleştiriler yöneltti. Ukrayna tarafında ise son füze ve insansız hava aracı saldırılarının verdiği hasar sonrası enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor. Avrupa basını, savaşın uzun vadeli gidişatının ne yönde olacağı sorusuna yanıt arıyor.

Rusya'nın Ukrayna'ya karşı açtığı savaş ve ardından Batı'nın Rus şirketlerine, belirli mallara ve kimi bireylere uyguladığı yaptırımlar, Rus ekonomisine darbe vuruyor. Buna seferberlik meselesi ile medya ve sivil toplum kuruluşları üzerindeki sürekli artan kısıtlamalar da ekleniyor. Yorumcular, ülkedeki insanlar için hayatın giderek zorlaştığı görüşünde.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, ABD Kongresi huzurunda gerçekleştirdiği konuşmasında şimdiye değin yapılan yardımlar için teşekkür etti ve Kongre’nin gelecekte de Ukrayna’ya yönelik partilerüstü desteğini sürdürmesini umduğunu söyledi. Ocak ayı itibarıyla Temsilciler Meclisi’nde çoğunluk Cumhuriyetçilerde olacak. Avrupa basını, Zelenskiy’nin şubat ayında başlayan Rus saldırılarından bu yana çıktığı ilk yurtdışı seyahatini değerlendiriyor.

Rusya Devlet Başkanı Putin, Belarus Devlet Başkanı Lukaşenka’yla Minsk’te bir araya geldi. Buluşma devam ederken, Rusya ve Belarus silahlı kuvvetleri de ortak bir askeri tatbikat gerçekleştiriyordu. Rusya resmi haber ajansı Tass, görüşmenin hayli verimli geçtiğini belirtti. Ancak yorumcular, müttefik despotlar arasında kimi anlaşmazlıklar olduğuna dikkat çekiyor.

Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırılarının başlaması üzerinden yaklaşık on ay geçmişken, ufukta çatışmaya ilişkin ne diplomatik bir çözüm ne de net bir askeri çıkış yolu görünüyor. Gözlemciler, savaşın Rusya'da yaşayan insanların ruh halleri ve tutumları açısından ne anlama geldiğini irdeliyor.

ABD’nin Ukrayna’ya Patriot hava savunma sistemleri göndermeyi planladığı belli oldu. Reuters’a konuşan ABD’li yetkililer, buna mukabil bir kararın bu hafta duyurulabileceğini söyledi. Kiev’in müttefikleri, şimdiye değin bu tür tedariklerde bulunmakta tereddüt etmişti. Polonya’nın Alman Patriot sistemlerini Ukrayna’ya devretme önerisi ise Berlin’den kabul görmemişti. Avrupa basını, tedariklerin etkisinin ne olacağını değerlendiriyor.

Pazartesi günü Rusya'nın Engels ve Dyagilevo askeri hava üslerinde meydana gelen patlamalar spekülasyonlara neden oldu. Engels'te iki ve Dyagilevo'da bir insansız hava aracı saldırısında, iki bombardıman uçağı hasar gördü ve üç kişi yaşamını yitirdi. Söz konusu iki hava üssü, Ukrayna'nın resmi olarak bilinen insansız hava araçlarının menzilinin çok ötesindeyken, Rusya patlamalardan yine de Ukrayna'yı sorumlu tuttu. Avrupa basınındaki analizler de bu yönde.

Soğukların başlaması ve Rusya'nın Ukrayna'daki sivil altyapıya saldırma stratejisiyle, Ukrayna'ya yönelik saldırı savaşında yeni bir aşamaya girildi. Avrupa basınındaki yorumcular, gündelik vukuatların ötesine geçerek savaşın kendisini ve gelecekteki olası seyrini değerlendiriyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşa dair yaptığı açıklamalarıyla bir kez daha tartışmalara neden oldu. Cumartesi günü Fransız televizyon kanalı TF1’e verdiği mülakatta, Rusya’nın hâlâ NATO'nun kapısına dayanmasından endişelendiğini söyledi ve Moskova’nın güvenlik garantilerine ihtiyaç duyduğunun, dolayısıyla Batı’nın da bu meseleyi düşünmesi gerektiğinin altını çizdi. Yorumcular pek etkilenmiş gözükmüyor.

Rusya’nın Ukrayna’nın geneline karşı başlattığı savaşın üzerinden dokuz ay geçmişken, Zelenskiy günlük video mesajında ülkesinin direniş ruhuna vurgu yaptı. Rusların Ukrayna’daki enerji altyapısına gerçekleştirdiği şiddetli saldırıların da ülkeyi “yıkamayacağını” söyledi. Avrupa basını, kış başlarken bir durum değerlendirmesinde bulunuyor.

Rus birlikleri Herson'dan çekilmişken ve Ukrayna'daki hayati altyapı bombalanmaya devam ederken, Batı medyasında yaklaşan kışın müzakerelere kapı aralayıp aralamayacağı konuşuluyor. Kiev, çatışmalara ara vermek gibi bir niyetleri olmadığını söylese de Avrupa basını konuyu gündemde tutmaya devam ediyor.

Polonya’nın Ukrayna sınırı yakınlarındaki Przewodów köyünde gerçekleşen füze patlaması sonrasında, olayı açıklığa kavuşturma ve gerilimi azaltma çabaları sürüyor. Hem ABD ve Polonya hem de NATO, muhtemelen Rus yapımı bir füzeyi düşürmek için Ukrayna’dan uçaksavar füzesi fırlatılmasının söz konusu olduğunu açıkladı. Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, kasıtlı bir saldırı emaresi görülmediğini söyledi. Basın hâlâ endişeli.

ABD ve Rusya dış istihbarat servislerinin başkanları Bill Burns ve Sergey Narışkin, nükleer savaşın önlenmesine ilişkin meseleleri görüşmek üzere Ukrayna savaşının başından bu yana ilk kez Ankara’da bir araya geldi. Yorumcular, buluşmada ele alınmış olması muhtemel diğer konulara dair değerlendirmelerde bulunuyor.

Rusya, sekiz aylık işgalden sonra birliklerini bölgesel başkent Herson'dan Dinyeper Nehri'nin karşı kıyısına çekti. Ukrayna ordusu, hafta sonu şehrin kontrolünü ele geçirdi. Şimdi ilk iş, mayınları temizlemek ve elektrik ile su tedarikini yeniden sağlamak olacak. Avrupa basını, Herson'un geri alınmasının savaşın gidişatı açısından ne anlama geldiği sorusuna yanıt arıyor.

Ukrayna'nın Karadeniz üzerinden tahıl ihracatı gerçekleştirmesini sağlayan tahıl ihracatı anlaşması yeniden yürürlüğe girdi. Rusya, Ukrayna'nın insansız hava araçlarıyla Karadeniz filosuna saldırdığı gerekçesiyle 30 Ekim'de anlaşmayı tek taraflı askıya almıştı. Türkiye'nin arabuluculuğunun ardından Moskova, Ukrayna'nın insani yardım koridorunu ve limanları yalnızca gıda ihracatı için kullanmayı kabul ettiğini açıkladı.

Pazartesi günü Ukrayna'ya yönelik düzenlenen ağır bir hava saldırısı esnasında, Ukrayna hava savunması tarafından vurulan bir Rus füzesinin parçaları Moldova Cumhuriyeti'nin kuzeyindeki sınıra yakın bir köye düştü. Rumen yorumcular, bu küçük ülkenin işlerin ciddiye binmesi durumunda kendini savunamayacağından endişe ediyor.

Rusya, temmuz ayında varılan Ukrayna’nın tahıl ihracatı anlaşmasını askıya aldı. Moskova, Karadeniz’deki filolarına Ukrayna’nın insansız hava araçlarıyla saldırı düzenlediği iddialarını gerekçe gösterdi. Öte yandan, bir dizi yük gemisi güvenlik koridoru üzerinden İstanbul’a doğru yola çıktı ancak Rusya’nın gemilerin geçişine müsaade edip etmeyeceği belirsizliğini koruyor. Kremlin’in bu kararına nasıl bir tepki verilmeli?

Vladimir Putin, Moskova’da katıldığı yaklaşık dört saat süren bir tartışma etkinliğinde, daha önce Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun dile getirdiği Ukrayna’nın ‘kirli bomba’ kullanma planları olduğu suçlamasını yineledi. Kremlin’in şefi, Rusya’nın ancak kendisini savunmak için nükleer silah kullanabileceğini iddia etti ve ayrıca müzakereye de hazır olduğunu söyledi. Dillerdeki silah vurgusu Avrupa basınını kaygılandırıyor.

Rusya'nın, Ukrayna'nın biyolojik silahlar ya da radyoaktif madde katılmış "kirli bombalar" kullanmayı planladığı yönünde sürekli yinelediği suçlamalar, inandırıcılığını kaybetmeye devam ediyor. Slovenya Dışişleri Bakanlığı, güya kanıt olarak sunulan ve içinde radyoaktif maddeler bulunan plastik poşetlerin görüldüğü fotoğrafların Slovenya'da çekildiğini ortaya çıkardı. Yorumculara göre, durum belirsizliğini korumaya devam ediyor.

AB ve G7 devletlerinden siyasetçiler ve uzmanlar, Berlin’de Ukrayna’nın yeniden inşasına yönelik seçenekleri ve gereklilikleri tartıştı. Şansölye Scholz, savaş sona ermeden evvel “21. yüzyılın Marshall Planı’na” ihtiyaç olduğunu söyledi. Avrupa Komisyonu Başkanı von der Leyen, AB’nin Ukrayna’da oluşması beklenen bütçe açığının yaklaşık üçte birini karşılayabileceğini duyurdu. Yorumcular, neler yapılması gerektiğini irdeliyor.

Moskova, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşını hâlâ resmen "özel operasyon" olarak adlandırsa da Putin, Ukrayna'nın yasadışı olarak ilhak edilen dört bölgesinde sıkıyönetim ilan etti. Bu, yöneticilere kişisel özgürlükleri topyekûn kısıtlama yetkisi veriyor. Sıkıyönetimin ilanıyla birlikte Rus ordusu Herson'daki sivil halkın şehri terk etmesini istedi. Yorumcular, yaşananlar arasındaki bağlantılara ışık tutuyor.

Rus ordusu, Kiev’e ve Ukrayna’nın diğer şehirlerine yönelik saldırılarda giderek artan sayıda kamikaze insansız hava aracı kullanmaya başladı. Tahran kabul etmese de savaş başlıkları taşıyan bu insansız hava araçlarının İran tarafından tedarik edildiği düşünülüyor. Avrupa basını, bu silahların kullanımının savaşın gidişatını ne denli etkileyebileceğini tartışıyor.

Kazakistan'ın başkenti Astana'da, aralarında Vladimir Putin'in de olduğu Asya ülkeleri ve Bağımsız Devletler Topluluğu liderlerinin katılımıyla üç önemli zirve gerçekleştiriliyor. Kremlin'in şefinin giderek yalnızlaştığını düşünen yorumcular, devrilmesinin daha iyi olup olmayacağını tartışıyor.

8 Ekim’de Kırım Köprüsü’nde gerçekleşen patlamanın üzerinden iki gün geçmişken, Belarus lideri Lukaşenka Rusya’yla ortak bir bölgesel askeri birlik kurmak istediklerini açıkladı. Birliğin Belarus’ta konuşlandırılması planlanıyor. Lukaşenka buna gerekçe olarak, Ukrayna’nın saldırı planları olduğunu öne sürdü. Avrupa basını bir kez daha Belarus’un Rusya tarafında savaşa girmek isteyip istemeyeceği sorusuna yanıt arıyor.

Rusya pazartesi gününden beri Ukrayna'nın enerji, askeri ve iletişim altyapısının yanı sıra Kiev şehir merkezi de dahil olmak üzere ülke genelindeki sivil hedefleri bombalıyor. Moskova operasyonu Rus topraklarına yönelik “terörist saldırılarla” gerekçelendirerek, cumartesi günü Kırım Köprüsü’nde gerçekleşen patlamadan Ukrayna’yı sorumlu tuttu. Avrupa basını, çatışmanın yeniden kızışarak halka büyük acılar çektireceğini düşünüyor.

Rusya, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta gerçekten nükleer silah kullanır mı? Bu soru şu anda yalnızca Avrupa'yı meşgul etmiyor. Yakın zamanda sosyal medyada dolaşan video görüntüleri, Rus ordusunun nükleer silahlardan sorumlu birimine ait bir trenin Ukrayna'ya doğru yola çıktığını gösteriyor. Uzmanlara göre, tren yalnızca malzeme taşıyor da olabilir. Yorumcular, tehdit kulislerine dair farklı değerlendirmelerde bulunuyor.

Ukrayna'nın Rus birliklerince işgal edilen dört bölgesinde yapılan düzmece referandumların ardından Putin, söz konusu bölgelerin katılım anlaşmalarını bu cuma günü imzalamayı planlıyor. Devlete resmen kabulün ise birkaç gün içinde gerçekleşmesi bekleniyor. Avrupa basınına göre uluslararası hukuku ihlal eden bu ilhak, savaşın yeni ve korkunç bir evresinin başlangıcına işaret ediyor.

Ukrayna'nın Rus işgali altındaki dört bölgesinde alelacele ve Rus ordusunun kontrolünde düzenlenen referandumlarda, yüzde 87 ila 99 oranında Rusya'yla birleşme lehinde oy kullanıldığı bildirildi. Moskova'nın mantığına göre, bu bölgeler ilhak edildikten sonra Ukrayna ordusu, Rus topraklarında -nükleer silahlar da dahil olmak üzere- her yolla savaşılabilecek bir saldırgan haline gelecek.

Ukrayna’ya karşı yürüttüğü taarruz savaşı, Rusya’nın kendi halkını da vurmaya başladı: Resmi yetkililer, Putin’in ilan ettiği seferberlik konusunda pek seçici davranmıyor ve pek çok yerde yaşına, sağlığına ya da askeri deneyimine bakılmaksızın erkekler kitleler halinde askere alınıyor. Rusya askeri olarak savunmaya geçtiğinden, huzursuzluk iyice büyüyor. Yorumcular, bunun Putin için tehlikeli olup olmayacağını irdeliyor.

Harkov çevresindeki karşı saldırının başarıya ulaşması, Ukrayna savaşında bir dönüm noktası teşkil edebilir. Zelenskiy, işgal altındaki toprakları geri almaya yönelik yeni girişimlerde bulunurken, Putin müzakereye hazır olduğu sinyallerini gönderiyor. Kremlin’in şefi, ordusunun başarısızlığı dolayısıyla baskı altında.

1970'lerden beri Rusya'nın süperstarı olan Alla Pugaçeva, komedyen eşi Maksim Galkin ile dayanışma amacıyla bir açıklama yayınlayarak, kendisinin de "dış güçlerin ajanı" ilan edilmesini istedi. Pugaçeva, eşinin "ülkesi için ifade özgürlüğü dileyen ve ülkemizin uluslararası toplumdan dışlanmasına yol açan hayali hedefler uğruna gençlerimizin ölmesine razı olmayan" dürüst bir vatansever olduğuna vurgu yaptı.

Ukrayna ordusu, yalnızca birkaç gün içinde Harkov çevresinde geniş toprakları yeniden ele geçirdi. Rusya bölgeden aceleyle geri çekilirken, Ukrayna'daki sivil enerji santrallerine füze saldırıları düzenleyerek karşılık verdi. Yorumcular, bu başarının nasıl mümkün olduğunu ve Kiev, Batı ve aynı zamanda Moskova için ne gibi sonuçlar doğuracağını irdeliyor.

Önümüzdeki süreçte Rus vatandaşlarının Schengen vizesi alması daha zor, daha uzun ve daha pahalı hal gelecek. AB dışişleri bakanları, 2007'de imzalanan vize kolaylığı anlaşmasını askıya alma konusunda uzlaştı. Böylece, turist vizesi verilmesinin tamamen durdurulması şu an için gündemden kalkmış oldu. Yorumcular, getirilen çözümü eleştiriyor.

Kiev ve Moskova, Ukrayna’nın güneyinde yer alan Herson çevresindeki savaşın gidişatını hayli farklı değerlendiriyor. Bölgeden gelen haberleri bağımsız bir şekilde teyit edebilmek mümkün değil. Ancak yorumcular, savaşta şimdiden bir dönüm noktasına varıldığını düşünüyor.

Ukrayna'ya karşı savaşın tetiklediği en ağır krizlerden birini kontrol altına almak isteyen Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'ndan (IAEA) bir ekip, Avrupa'nın en büyük nükleer santralindeki durumu incelemek üzere Zaporijya'ya gidiyor. Savaşın ön cephesinde bulunan nükleer santral, Rus birlikleri tarafından işgal edilmiş durumda ve ateş altında.

AB'nin doğu kanadında bulunan yedi üye devlet, diğer üyelere Rus turistlere Schengen vizesi verilmesinin askıya alınması için çağrıda bulunuyor. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy de bu tedbirin getirilmesinden yana. AB dışişleri bakanları öneriyi salı günü gündeme alacaklar. Avrupa basını hemfikir değil.

Zaporijya'daki Avrupa'nın en büyük nükleer santrali, Ukrayna savaşının ön cephesinde bulunuyor ve Rus birlikleri tarafından işgal edilmiş durumda. Geçtiğimiz hafta, tesisin Ukrayna şebekesiyle bağlantısı bir gün boyunca tamamen kesilmiş ve yalnızca bir acil durum güç kaynağı devrede kalmıştı. Şimdiyse Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı IAEA denetim için yola çıkıyor. Santralde neler oluyor ve bir reaktör felaketi yaşanma riski ne kadar büyük?

Rusya, Ukrayna'nın geneline karşı yürüttüğü taarruz savaşının üzerinden altı ay geçmişken hedeflerinin hiçbirinden vazgeçmedi. Görünen o ki AB, ilk şokun ve devamında gelen yaptırımlar ile dayanışma vaatlerinin ardından uzun sürecek bir savaşa hazırlanıyor. Yorumcular, savaşın Avrupa toplumları üzerindeki etkisini de irdeliyor.

BM Genel Sekreteri Guterres, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında Lviv’de gerçekleştirilen kriz buluşması, perşembe günü Zaporijya Nükleer Santrali çevresinde yürütülen askeri operasyonların bir an önce durdurulması çağrısıyla sona erdi. Erdoğan, nükleer felaket konusunda uyarıda bulundu ve çatışmanın çözüme kavuşturulması için daha fazla çaba sarf edileceğini duyurdu. Yorumcular buna şüpheyle yaklaşmaya devam ediyor.

2014 yılından beri Rusya'nın işgali altında bulunan Kırım'da bir kez daha gerçekleşen patlamaların sırrı henüz çözülebilmiş değil. "Sabotajdan" söz eden Moskova, insansız hava aracı saldırısı şüphesinin araştırılacağını bildirdi. Yorumcular, baskı altındaki Rusya Devlet Başkanı Putin'in şimdi ne yapacağı sorusuna yanıt arıyor.

Donetsk yakınlarındaki Rusya yanlısı ayrılıkçı bölgede meydana gelen patlamada, 50’nin üzerinde Azov Taburu üyesi Ukraynalı savaş esiri öldü ve 70’ten fazlası yaralandı. Ukrayna ve Rusya, birbirlerini esir kampına roket saldırısı düzenlemekle suçladı. Yaşananlara ilişkin bağımsız bir soruşturma yürütmek henüz mümkün olmadı. Yorumculara göre saldırının sorumlusu Moskova.

Finlandiya, AB vatandaşı olmayanlar için Korona seyahat kısıtlamalarını kaldırdığından beri, Rus tatilciler yeniden ülkeyi ziyaret etmeye başladı. Ruble de avro karşısında değer kazandıkça, alışveriş turları tekrar rağbet kazandı. Ancak Finlandiya'daki çok sayıda parti, Ruslara yönelik turist vizesinin savaş nedeniyle askıya alınmasını istiyor. Ülke basınında konuyu dair farklı değerlendirmeler var.

Rus ve Ukraynalı temsilciler cuma günü, abluka altındaki Ukrayna limanlarından gerçekleştirecek tahıl ihracatı konusunda BM Genel Sekreteri Guterres ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İstanbul'da bir anlaşma imzalamıştı. Cumartesi günü ise Rus füzeleri Odessa limanını vurdu. Moskova yalnızca askeri altyapının vurulduğunu açıklarken, Kiev limandaki sivil tesislerin hedef alındığını söyledi. Yorumcular endişeli.

Rusya’da, muhalefeti -özellikle de Ukrayna’daki savaşa karşı- susturan ve halkın genelini itaatkâr ve kayıtsız kılan bir baskı ve propaganda aygıtı tesis edilmiş durumda. Şimdi de medya denetimi ve ‘yabancı ajanlar’ yasaları bir kez daha katılaştırıldı. Farklı düşünenler için bu ne anlama geliyor?

Ukrayna Devlet Başkanı, İstihbarat Servisi Başkanı ve çocukluk arkadaşı Ivan Bakanov ile Başsavcı Iryna Venediktova’yı görevden aldı. Karara gerekçe olarak, Ukrayna yargı ve güvenlik aygıtı üyelerinin karıştığından şüphelenilen çok sayıdaki vatana ihanet vakası gösterildi. Avrupa basını, perdenin arkasını görmeye çalışıyor.

Papa Francis, Ukrayna’da ateşkes müzakerelerinin yeniden başlaması için dua ettiğini söyledi. Bu konuda yalnız da değil. Savaş alanında cepheler karşılıklı olarak sıkılaştırılırken, yaklaşmakta olan enerji kıtlığı ve küresel açlık krizi karşısında Batı’da Ukrayna’ya yönelik Rusya’yla bir an önce çözüm müzakerelerine başlanması çağrıları yeniden yükselmiş durumda.

Ukrayna, Rusya ve Türkiye’den temsilciler, Ukrayna’nın 20 milyon ton tahılını Türkiye üzerinden dünya pazarına ulaştıracak koridorun müzakerelerine devam etmek üzere çarşamba günü İstanbul’da bir araya geldi. Türk tarafının açıklamalarına göre bir uzlaşmaya varılsa da henüz herhangi bir şey imzalanmış ya da yayınlanmış değil.

Avrupa Komisyonu ve Litvanya, yoğun müzakerelerin ardından Rusya ile eksklav toprağı Kaliningrad arasındaki geçiş güzergahında yaptırım uygulanan malların kontrolü için yeni bir yönerge üzerinde anlaşma sağlayamadı. Akabinde, yük trafiğine yönelik ikinci seviye yaptırımlar pazar günü yürürlüğe girdi. Litvanya, haziran ayı sonundan bu yana geçişlere kısıtlama getirmişti. Yorumcular, sükûnetin korunması tavsiyesinde bulunuyor.

Letonya, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı açtığı savaşa yanıt olarak 2023 itibarıyla erkekler için zorunlu askerliği geri getiriyor. Letonya Silahlı Kuvvetleri, ülkenin NATO'ya katılmasının üçüncü yılı olan 2007’den bu yana yalnızca profesyonel askerlerden oluşuyor ve bir de gönüllülerden müteşekkil ulusal muhafız ordusu bulunuyor. Ülke basını, bunun olumlu ancak kısmen yetersiz bir gelişme olduğu değerlendirmesini yapıyor.

Minsk’in Ukrayna’ya karşı savaşa müdahil olabileceği endişesi haftalardır sürüyor. Putin’in komşu ülkeye nükleer kapasiteli İskender füzeleri gönderileceğini açıklamasının ardından, Lukaşenka pazartesi günü Rusya’nın Ukrayna’daki eylemlerine verdiği desteğin altını çizdi. Büyük Britanya şimdiden yeni yaptırımlar ilan etti. Ne tür gelişmeler beklenebilir?

Ukrayna’dan gelen delegeler, Rusya’nın taarruz savaşından sonra ülkenin yeniden inşası konulu ve aslen yolsuzlukla mücadele için planlanan konferans çerçevesinde, iki gün boyunca İsviçre’de uluslararası ortaklarıyla görüşmeler gerçekleştirdi. Kiev, en az 720 milyar avroya ihtiyacı olacağını tahmin ediyor. Lugano Deklarasyonu’nda 40'tan fazla devlet ve uluslararası kuruluş yardım sözü verdi.

Rusya, Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşta ülkenin doğusunu fethetmeyi sürdürüyor: Pazartesi günü Lısıçansk’la birlikte Luhansk bölgesi neredeyse tamamen ele geçirildikten sonra, Rus birlikleri şimdi de Donetsk’teki Ukrayna’nın kontrolünde kalan son şehirlere doğru ilerliyor. Ancak Avrupa basını için savaşın akıbeti belirsizliğini koruyor.

Ukrayna’nın Berlin Büyükelçisi Andriy Melnyk kargaşaya sebep oldu: Kendisiyle yapılan bir mülakatta, milliyetçi partizan lider Stepan Bandera’nın 2. Dünya Savaşı sırasında Yahudilere ve Polonyalılara yönelik katliamlara dahlini inkâr etti. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, açıkça mesafe koyarak bunun Melnyk’in şahsi görüşü olduğunu söyledi. Ancak özellikle Varşova’daki öfke halen dinmiş değil.

Pazartesi günü Ukrayna'nın Kremençuk şehrinde bulunan kalabalık bir alışveriş merkezine bir Rus füzesinin isabet etmesi sonucu en az 18 kişi hayatını kaybetti. G7 zirvesine katılan liderler saldırıyı bir savaş suçu olarak nitelendirerek, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e bunun sonuçları olacağı tehdidinde bulundular. Ukrayna medyası, savaşın bundan sonraki gidişatını irdeliyor.

Litvanya, Rusya’nın kendisiyle kara bağlantısı olmayan Kaliningrad bölgesine ürün geçişine kısıt getirdi. Buna gerekçe olarak, AB’nin uyguladığı yaptırımlar gösterildi. Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov bunu “açıkça düşmanca” bir abluka olarak nitelendirdi ve Rusya Dışişleri Bakanlığı bunun sonuçları olacağı tehdidinde bulundu. Avrupa basını, bu sonuçların ne olabileceğini irdeliyor.

Almanya Şansölyesi Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, İtalya Başbakanı Draghi ve Romanya Cumhurbaşkanı Iohannis, Ukrayna ziyaretlerinde net bir dayanışma sergilediler. Gerekli olduğu sürece destekte bulunma sözü verdiler. Devlet Başkanı Zelenskiy, bunun ülkesi için "tarihi bir gün" olduğuna değindi. Ancak yorumcuların beklentisi daha fazla.

Bağımsızlığını ilan eden ayrılıkçı Donetsk Halk Cumhuriyeti'nde bir mahkeme, Ukrayna için savaşan iki Büyük Britanya ve bir Fas vatandaşını idama mahkûm etti. Büyük Britanya hükümeti ve pek çok Avrupa ülkesi, uluslararası savaş hukukunu ihlal ettiği gerekçesiyle idam cezasını sert bir şekilde eleştirdi. Yorumcular da aynı şekilde öfkeli ve endişeli.

Özür yok, pek bir özeleştiri yok: Eski Şansölye Angela Merkel, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasından bu yana ilk kez geçmiş dış politikası hakkında ayrıntılı bir açıklamada bulundu. CDU’lu politikacı, salı akşamı verdiği bir mülakatta, görev süresi boyunca Moskova’yla yaşanan gerginliğin tırmanmasını önlemek için yeterince çaba sarf ettiğini söyledi. Nasıl bir duruş sergilemişti peki?

Avrupa Birliği ülkeleri Ukrayna'ya yönelik saldırının ardından Rusya'ya karşı ortak bir duruş sergilemeye çalışırken, AB adayı Sırbistan bu çizgiden uzaklaşıyor. Belgrad, yaptırım cephesine uzak duruyor ve Moskova'yla olan iyi ilişkilerine bel bağlıyor. Yorumcular, Brüksel'in net bir tavır takınmasını istiyor.

Sınırlara saygı, devletlerin egemenliği ve taarruz savaşları tabusu - Rusya Ukrayna’yı işgal ederek tüm bunlara radikal bir şekilde meydan okumuş oldu. Avrupa basını, dünya düzeninde nasıl bir değişim yaşandığını ve bu müstakbel düzende hangi kuralların geçerli olacağını tartışıyor.

Rus donanması, Ukrayna’ya yönelik taarruz savaşı başladığından beri Karadeniz limanlarını ve dolayısıyla Ukrayna’nın tahıl ihracatını engelliyor. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov dün, kıtlık tehlikesiyle ilgili tüm suçlamaları reddederek Kiev’i işaret etti. Moskova’nın deniz mayınları temizlendikten sonra güvenli bir koridor garantisi vermeye hazır olduğunu söyledi. Avrupa basını ikna olmuş gözükmüyor.

Rusya 24 Şubat 2022’den beri Ukrayna’ya karşı bir taarruz savaşı yürütüyor. Kiev şimdiye değin ülkenin tamamen ele geçirilmesini önleyebilmiş olsa da Batı’dan gelen silah ve desteğe rağmen, 2014'ten bu yana kontrolünde olmayan bölgeler de dahil olmak üzere topraklarının yaklaşık beşte biri üzerinde kontrolü yitirdi. Yorumcular, savaşın böyle sürmesi halinde bizi karanlık bir geleceğin beklemesinden korkuyor.

Almanya Şansölyesi Scholz, muhalefetin Almanya’nın Ukrayna’yı desteklemede fazla tereddüt ettiği yönündeki suçlamalarına alışılmadık derecede keskin sözlerle yanıt verdi: Scholz, çarşamba günü Federal Meclis’teki bütçe tartışmalarında “Türlü ve kapsamlı yollarla yardımda bulunuyoruz,” dedi ve Berlin’in halihazırda teslim edilen silahlara ek olarak Kiev’e modern Iris-T hava savunma sistemi, Gepard tankları ve tank topları göndereceğini ilan etti. Yorumcular bunun yalnızca bir başlangıç olduğunu düşünüyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha Ukrayna savaşını sona erdirmeye yönelik İstanbul’da düzenlenebilecek görüşmelerde arabulucu olmayı teklif etti. Almanya Şansölyesi Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un ardından Erdoğan da Rusya Devlet Başkanı Putin’i telefonla aradı. Türkiye ayrıca Rusya, Ukrayna ve BM ile birlikte bir gözlem misyonunda yer almaya hazır olduğunu beyan etti. Yorumcular pek umutlu gözükmüyor.

AB, bir ayı aşkın süredir Rusya'ya uygulanacak petrol ambargosunu müzakere ediyordu ve nihayet bir uzlaşma sağlanabildi. Buna göre, deniz yoluyla yapılan ithalatlar engellenecek ancak denize sınırı olmayan Macaristan, Çekya ve Slovakya, Druzhba boru hattı üzerinden petrol almaya devam edebilecek. Özellikle Macaristan ambargoya karşı çıkmıştı. Avrupa basını, bulunan orta yolun işe yarayıp yaramayacağını irdeliyor.

Rusya Doğu Ukrayna’ya yönelik yeni ve şiddetli bir saldırı başlatmışken, Avrupa savaşın sonlandırılıp sonlandırılamayacağını ve bunun nasıl mümkün olacağını tartışıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Almanya Şansölyesi Scholz, cumartesi günü kendisini ateşkese razı etmek için Rusya Devlet Başkanı Putin’le telefonla görüştü. Öncesinde de eski ABD Dışişleri Bakanı Kissinger’ın önerileri ortalığı karıştırmıştı. Basın bölünmüş durumda.

Ukrayna’daki savaş, Avrupa’daki güç dengesine yeni bir düzen getiriyor. Finlandiya ve İsveç NATO’ya, Ukrayna ise AB’ye girmek istiyor. Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün Bişkek’teki Avrasya Ekonomik Forumu’na video konferans aracılığıyla bağlanarak, kimsenin Rusya'yı tamamen izole edemeyeceğini söyledi. Avrupa medyası, ülkelerinin aslında hangi safta durduğuna ilişkin yorumları yansıtıyor.

Rusya'nın Cenevre'deki Birleşmiş Milletler misyonunun bir çalışanı görevinden istifa etti. "Ülkemden hiç bu kadar utanmamıştım," dedi Boris Bondarev, Rusya Dışişleri Bakanlığı'ndaki meslektaşlarına gönderdiği veda mektubunda. Tepki, Avrupa basınından övgü alsa da köşe yazılarında abartılı bir sevince neden olmamış görünüyor.

Ukrayna’daki ilk savaş suçu davasında, 21 yaşındaki bir Rus askeri ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Kendisi, savaşın ilk günlerinde Sumi bölgesinde kaçmakta olan 62 yaşındaki silahsız bir sivili aldığı emirle vurarak öldürdüğünü itiraf etmişti. Avukatı, davayı temyize götürmeyi planlıyor. Avrupa basını, davayı çeşitli yönlerden değerlendiriyor.

Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nda Ukrayna savaşından olası çıkış yolları hakkında konuştu. Moskova'nın küçük düşürücü bir yenilgi tatmasının tehlikeli olacağını, Rusya'ya toprak tavizleri verilmesinin ise kıtada uzun vadeli barışa bir yatırım anlamına geleceğini dile getirdi. Açıklamaları, Avrupa'daki köşe yazılarında büyük tepkiye neden oldu.

Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşın yakında sona ereceğine dair hiçbir emare olmamasına rağmen, şimdiden ülkenin gelecekte nasıl yeniden inşa edilebileceği düşünülüyor. Büyük Britanya ve ABD'nin yanı sıra AB içinde de yaptırımlar nedeniyle dondurulan Rus sermayesinin yeniden inşa sürecinde kullanılmasının mümkün olup olmayacağı tartışılıyor. Avrupa basını, farklı görüşlerle tartışmaya dahil oluyor.

Küresel açlık dramatik bir boyuta ulaştı. Ukrayna savaşı, ihtiyacı çarpıcı bir biçimde arttırıyor. Zira Rusya artık kendi tahılını ihraç etmiyor ve Ukrayna'nın Karadeniz ve Azak Denizi'ndeki limanlarından ihracatını da engelliyor. Şimdi ise Rusya Devlet Başkan Putin, Rusya'ya yönelik yaptırımların gevşetilmesi halinde Ukrayna buğdayının taşınmasına izin vereceğini belirtti. Batı ne yapmalı?

Azovstal çelik fabrikası zaferi bir yandan Rus ordusu için kısmi bir başarı olarak değerlendirilirken, diğer yandan Rusya'nın savaş hedeflerinde başarısız olduğuna, ağır kayıplar verdiğine ve belirli bölgelerde geri püskürtüldüğüne dair artan emareler var. Batılı gizli servisler, Putin'in günlük askeri operasyonlara giderek daha fazla müdahale ettiğini bildiriyor. Avrupa basını, ülke içindeki siyasi baskıyı mercek altına alıyor.

Rus tarafının aktardığı bilgilere göre, geçen haftaya kadar stratejik açıdan önemli liman kenti Mariupol’un tamamen düşmemesi için savaşan son Ukraynalı askerler de Azovstal çelik fabrikasını terk etti ve şu anda Rusların elinde. Ukrayna askeri liderliği bir esir takası yapılmasını umut ediyor. Sürgündeki Rus medyası, onlara ne olacağını tartışıyor.

İsveç ve Finlandiya, NATO'ya katılmak için resmen başvuruda bulundu. Onay sürecinin yaklaşık bir yıl sürmesi bekleniyor. Moskova, planların “hata” olduğunu söyledi ve sonuçlar doğuracağı tehdidinde bulundu. Türkiye’nin de endişeleri var. Avrupa basını, kararın önemini tartışıyor.

Finlandiya, Ukrayna savaşı karşısında dış politikasında önemli bir rota değişikliği yapmaya karar verdi: Başbakan Marin ve Cumhurbaşkanı Niinistö, perşembe günü net bir şekilde ülkelerinin ivedilikle NATO’ya üye olmasından yana olduklarını söylediler. Ortak gerçekleştirdikleri açıklamada, üyeliğin Finlandiya’nın güvenliğini güçlendireceğini belirttiler. Avrupa kıtasının geleceği için bu ne anlama geliyor?

ABD Savunma Bakanı Austin ve Rus mevkidaşı Şoygu, cuma günü savaşın başlamasından bu yana ilk kez bir görüşme gerçekleştirdi. AB de giderek diplomatik adımlara odaklanmış durumda: Üst düzey politikacılar Kiev'i ziyaret ediyor, Şansölye Scholz ve Cumhurbaşkanı Macron müzakerelere temel teşkil edecek acil bir ateşkes için çaba sarfediyor. Yorumcular şüpheli.

“Zafer Günü” dolayısıyla Kızıl Meydan’da konuşan Putin, Ukrayna’ya yönelik saldırıyı barışı getirecek önleyici bir adım olarak nitelendirdi. Batı’nın Ukrayna’yı silahlandırdığını ve bir işgal planladığını öne süren Putin, konuşmasında ne resmen savaş ilan etti, ne de genel bir seferberliğe değindi. Avrupa basını, konuşmanın içeriğini ve etkisini analiz ediyor.

AB'nin temelleri on yıllar boyunca ticarete ve iç pazara dayanırken, güvenlik başkalarına bırakılmıştı. Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşla birlikte bu durum sona erdi, güvenlik ve savunma politikası gündemin üst sıralarına çıktı ve AB silah sevkıyatlarıyla taraf haline geldi. Avrupa medyasının tamamının bu zihniyet değişikliğini hoş karşıladığı söylenemez.

Putin, “Zafer Günü” konuşmasında ne Ukrayna’ya resmen savaş ilan etti, ne de ülkesinde genel seferberlik talimatı verdi. Putin’in konuşmasının hemen öncesinde yayınlanan yorumlar, bu güne ilişkin beklentilerin ve korkuların neler olduğunu ve bu günün savaşın bundan sonraki seyri için ne denli önemli olduğunu gösteriyor.

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı açtığı savaş karşısında giderek daha fazla ülke, dünya siyasetindeki pozisyonlarını sorgulamaya başladı: İsviçre ve Avusturya gibi tarafsız ülkeler, kendi rollerini belirlemeye çalışıyor. Diğerleri, Kiev’e verdikleri askeri desteğin sonuçlarının ne olacağını tartışıyor. Avrupalı yorumculara göre tartışma dürüstçe yürütülmüyor.

Bağımsız anketlere göre Rus halkının yaklaşık %82'si Putin'in politikalarını destekliyor ve bu sayı haftalardır aşağı yukarı sabit kalmaya devam ediyor. Propaganda, sansür ve protestolara verilen cezalar ortadayken, Avrupa'daki köşe yazılarında bu sonuçların güvenilirliğine ilişkin şüpheler artıyor - özellikle de Ukrayna'ya karşı açılan savaş 100 günü geride bırakmışken.

AB Komisyonu, Ukrayna’ya yönelik saldırısı nedeniyle Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımları daha da sertleştirmek istiyor: Komisyon Başkanı von der Leyen, çarşamba günü petrol ambargosunu da içeren altıncı paketi takdim etti. Bir geçiş süreci kapsamında, şüphelerini koruyan üye devletlerin yaptırımlara katılmasının kolaylaştırılması planlanıyor. Avrupalı yorumcular, bunun olası sonuçlarına ilişkin temel soruları irdeliyor.

8 Mayıs’ta geleneksel olarak pek çok Avrupa ülkesi Nasyonal Sosyalizmden kurtuluşu ve İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesini anıyor. Rusya’da ise Sovyetler Birliği’nin Hitler Almanyası’na karşı kazandığı zafer, 9 Mayıs’taki “Zafer Günü’nde” Kızıl Meydan’da gerçekleştirilen büyük bir geçit töreniyle kutlanıyor. Ancak bu yılki kutlamalar, Putin’in kasten ve propaganda amacıyla bu tarihi günle ilişkilendirdiği Ukrayna’ya karşı savaşın gölgesinde geçiyor.

Almanya dahil olmak üzere Ukrayna müttefiki ülkelerin Rusya’ya karşı askeri desteklerinin yoğunluğunu artırmalarının ve kapsamını genişletmelerinin üzerinden neredeyse bir hafta geçti. Savaşı sona erdirmeye yönelik diplomatik çabalar ise büyük ölçüde askıya alındı. Bir kısım Alman aydını, buna ilişkin kaygılarını, kaleme aldıkları bir açık mektupla Şansölye Scholz’a iletti. Avrupa basını, yeniden silahlanma meselesini ve Almanların hassasiyetlerini tartışıyor.

Ukrayna'daki savaşta yeni bir dönem başlıyor. Giderek daha fazla Batılı ülke Ukrayna birliklerini ağır silahlarla donatıyor. Rusya yalnızca doğalgaz arzını durdurma değil, dolaylı olarak nükleer silah kullanma tehdidinde de bulunuyor. Putin'in pozisyonunu ele alan Avrupa basını, köşeye sıkışmış durumdaki hükümdarın ne kadar tehlikeli olabileceğini irdeliyor.

Moldova Cumhuriyeti'nin doğusunda bulunan Transdinyester bölgesinde meydana gelen saldırılar, Ukrayna'daki savaşın tırmanabileceği endişelerini artırıyor. Pazartesi günü Tiraspol'da bulunan bir hükümet binasına ateş açılmış, salı günü ise iki radyo vericisinde patlamalar gerçekleşmişti. 1992'den beri Rusya yanlısı ayrılıkçılar tarafından kontrol edilen Transdinyester, Ukrayna'nın liman şehri Odessa'ya yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta. Basın endişeli.

40'tan fazla ülke salı günü, Rusya'ya karşı sürdürdüğü mücadelede Ukrayna'ya desteklerini sunmak üzere ABD'nin Ramstein Hava Üssü'nde bir araya geldi. Bunun akabinde Almanya, uzun bir tereddütten sonra Kiev'e tank sevkıyatı yapacağını duyurdu. Londra da savaş uçakları göndermek istediğini açıkladı. Avrupa basını, silah sevkıyatını artırmanın mevcut savaşa çözüm mü, yoksa daha fazla tırmanma riski mi getireceği konusunda bölünmüş durumda.

Vladimir Putin, bayramlarda Ortodoks Kilisesi'ni mütemadiyen ziyaret ederek dindar bir kişi olduğunu gösterse de, 24 Nisan'daki Ortodoks Paskalyası kutlamaları sırasında Ukrayna'daki savaşa ara vermeyi reddetti. Dünya ortodokslarının dini önderi İstanbul Ekümenik Patriği I. Bartholomeos, defalarca işgale derhal son verilmesi çağrısında bulunmuştu. Avrupa basını, savaşın gölgesinde geçen Paskalya hakkında yazıyor.

Ukrayna'nın doğusunda durum dramatik bir şekilde kötüleşirken, Almanya Şansölyesi Scholz finansal destek sözü verdi, ancak Kiev'in talep ettiği ağır silahlar için bir vaatte bulunmadı. Alman basınının bir kısmı gibi Scholz da silah sevkiyatının durumu daha da tırmandırabileceğini düşünüyor. Avrupa basınında ise Berlin'in fazla tereddüt ettiğini düşünenler çoğunlukta.

Moskova, perşembe sabahı Ukrayna’nın güneyindeki Mariupol kentinin alındığını duyurdu. Kiev ise bu iddiayı reddetti. Hâlâ Azovstal Çelik Fabrikası’nda konuşlanmış Ukraynalı savaşçılar bulunuyor. Rus ordusu tarafından haftalardır kuşatma altında tutulan liman kentinden çok az sayıda sivil ayrılmayı başarabiliyor. Havadan çekilen görüntülerde, yeni toplu mezarlar olduğu görülüyor. Avrupa basını, bu savaş bölgesinin temsil ettiği sembolik gücü de irdeliyor.

Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasına karşı yaptırım olarak, Rus ve Belaruslu tenisçilerin Londra'da gerçekleştirilecek Wimbledon Tenis Turnuvası'na katılmasına izin verilmeyecek. Kararla birlikte, dünyanın iki numarası Rus Daniil Medvedev ve iki Grand Slam şampiyonluğu bulunan Belaruslu Victoria Azarenka gibi sporcular turnuvaya katılamayacak. Basın, doğru yolun bu olup olmadığı konusunda hemfikir değil.

Üç Baltık ülkesi Estonya, Letonya ve Litvanya'nın parlamentoları, perşembe günü Rusya'nın Ukrayna'da yaptıklarını soykırım olarak tanımladı. Yaklaşık bir hafta önce de ABD Başkanı Joe Biden, Rusya'yı Ukrayna'da soykırım yapmakla suçlamıştı. Yorumcular, başka adımların da atılmasını istiyor.

Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, çarşamba günü Kiev'e sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile yaptığı görüşmede, "Ukrayna'nın savaşı kazanmasını" sağlamak için "ne gerekiyorsa yapılacağını" söyledi. Bunlar boş sözler mi, yoksa bir U dönüşü mü?

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, salı günü yaptığı açıklamada Doğu Ukrayna’ya yönelik büyük taarruzla birlikte savaşın “yeni bir aşamasına” girildiğini söyledi. Rus muharip güçleri saldırılarını yoğunlaştırdı, çetin çatışmaların yaşandığı liman kenti Mariupol’da ise durum dramatik bir hal aldı. Yorumcular, bu yeni aşamada nükleer silahların kullanıp kullanılmayacağı konusunda endişeli.

Doğu Ukrayna'da savaş tüm hızıyla devam ediyor: Rus ordusu çarşamba günü 1.053 Ukrayna askeri tesisinin bombalandığını açıklarken, Ukrayna, Rus birliklerinin Slovyansk'ta durdurulduğunu bildirdi. Kramatorsk'ta ise tahliyeler başladı. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, halkı yerleşim bölgelerine yönelik saldırılar konusunda uyardı. Yorumcular durumu endişeyle takip ediyor.

AB dışişleri bakanlarının pazartesi günkü buluşmasında, Rusya’ya petrol ambargosu uygulanmasında uzlaşmaya varılamadı. Ancak AB Dış İşleri Temsilcisi Josep Borrell’e göre bu seçenek masadan kalkmış değil. Avrupa basını ise yaratıcı yollarla kimi yaptırımların etrafından dolaşılabileceği gözleminde bulunuyor.

Çarşamba akşamı, Polonya, Litvanya, Letonya ve Estonya liderleri, bir dayanışma mesajı vermek amacıyla Devlet Başkanı Zelenskiy ile görüşmek üzere Ukrayna'da bir araya geldi. Toplantıdan önceki akşam Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Winter Steinmeier'e Kiev'de istenmediğinin açıkça söylendiği bildirilmişti. Bu adım, yorumcular tarafından anlaşılır bulunuyor.

Avrupa'daki pek çok sol parti şu anda ciddi bir sınavla karşı karşıya: Ukrayna'ya karşı bir taarruz savaşı yürüten, ancak Sovyetler Birliği'nin halefi ve dolayısıyla Avrupa'yı faşizmden kurtaran ülke olarak görülen Rusya'ya karşı nasıl bir pozisyon alıyorlar? NATO, silah sevkiyatları ve silahlanma hakkında ne düşünüyorlar? Yaşanan tartışmalar, yorum sütunlarına da yansıyor.

Rusya Devlet Başkanı, Ukrayna’ya yönelik saldırının planlar doğrultusunda ilerlediğini yineledi. Buna göre Kiev bölgesinden çekilme, doğuda planlanan büyük taarruza daha hazırlıklı olmak üzere ülkeyi zayıflatma planının bir parçası. Kimi gözlemciler, Moskova’nın Ukrayna’nın doğusunu 9 Mayıs’tan önce ele geçirmek istediği kanısında. Avrupa basını endişeli.

Ukrayna’daki savaşın dünya ekonomisi üzerinde ciddi etkileri var. Dünya Ticaret Örgütü, tahıl ve diğer gıda maddelerinin temininde yaşanan sıkıntıların temel gıdaların fiyatlarını artırdığı konusunda uyarıda bulundu. Avrupa basınındaki köşe yazıları, hangi yaklaşımların soruna hiçbir koşulda çare olamayacağını gösteriyor.

Moskova'nın toptan reddettiği Bucha'daki vahşet, dünya çapında öfkeyi tetikledi ve Rusya'ya yönelik tavrın daha da sertleşmesine neden oldu. Şimdi ise New York Times tarafından teyit edilmiş bir videoda, Ukrayna askeri birlikleri tarafından yakalanan bir Rus askerinin infaz edildiği görülüyor. Avrupa basını, bu tür şiddet eylemleriyle nasıl başa çıkılması gerektiğini tartışıyor.

Büyük Britanya Başbakanı Boris Johnson, hafta sonu Ukrayna’nın başkentine sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Büyük Britanya bir yandan savaşın başından beri Ukrayna'ya tereddütsüz silah sağlarken, diğer yandan Rus oligarklara karşı yaptırımlar uygulama konusunda uzun süredir zorlanıyor. Yorumcular ziyareti kuşku uyandıran bir kişisel şov olarak değerlendiriyor.

Avusturya Şansölyesi Nehammer, Ukrayna savaşında arabuluculuk yapmaya çalışıyor: Pazartesi günü Moskova'ya giden Nehammer, Rusya'nın saldırısından bu yana Rusya Devlet Başkanı Putin'le yüz yüze görüşen ilk AB lideri oldu. Şansölye, Bucha'daki gibi savaş suçlarının aydınlatılması talebinde bulundu. Yorumcular, bu ziyaretin mevcut durumu değiştirip değiştiremeyeceğini tartışıyor.

Ukrayna Devlet Başkanı perşembe günü video konferans aracılığıyla Yunanistan Parlamentosu huzurunda bir konuşma yaptı. Zelenskiy ayrıca, Ukrayna’daki Yunan azınlığa mensup olduğunu söyleyen ve Mariupol’da savaşan bir adamın video mesajını paylaştı. Bu kişinin aşırı milliyetçi Azov Taburu üyesi olması, Yunan medyasındaki köşe yazılarında tartışmalara yol açtı.

Birleşmiş Milletler’in gücü ve güçsüzlüğü üzerine içten içe süren tartışmalar, Ukrayna savaşıyla yeniden ivme kazandı. Kiev özellikle Rusya’nın daimi üye olarak sahip olduğu veto hakkı konusunda Güvenlik Konseyi’nin eli kolu bağlı kalmasını eleştiriyor ve BM’de genel bir reforma gidilmesini istiyor. Rusya’nın üyeliğini askıya almasına rağmen İnsan Hakları Konseyi de eleştirilerin odağında.

Kiev yakınlarındaki Bucha'da uygulanan ve Moskova'nın toptan reddettiği vahşet, öfkeye yol açmaya devam ediyor. Batı yeni yaptırımlar açıklarken ve savaş suçlularının yargılanmasına yönelik çağrılar artarken, Ukrayna, Rus ordusunun geri çekildiği başka yerlerde de çok sayıda yeni sivil ölümleri olduğunu bildiriyor. Avrupa daha fazla acıyı önlemek için ne yapmalı ve ne yapabilir?

Rusya’da yayınlanan bir kararnameyle, bu cumadan itibaren Rus doğalgazı satın alımlarının Gazprombank’taki bir hesap aracılığıyla ödenmesi gerekecek. Almanya ve Fransa gibi önemli alıcılar, Moskova’nın ödemelerin ruble cinsinden yapılması talebini kategorik olarak reddediyor. Avrupa basınının, kararnamenin nihayetinde kime daha çok zararı dokunacağına dair çok farklı değerlendirmeleri var.

Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı gibi kuruluşlar alarm zillerini çalıyor: Ukrayna'daki savaş sadece çatışma bölgelerindeki insanların çektiği acılarla sınırlı kalmıyor, aynı zamanda küresel gıda krizine yönelik akut bir risk de teşkil ediyor. Örneğin dünya buğday üretiminin üçte birini Ukrayna ve Rusya gerçekleştiriyor. Avrupa basını bu tehlikeli duruma karşı olası stratejileri değerlendiriyor.

Ukrayna ve Rusya arasındaki müzakerelerin Türkiye’de gerçekleşmesi anlaşılır bir durum: Ankara’nın her iki ülkeyle de paylaştığı sınırları var. Türkiye bir NATO üyesi ve Suriye ve Dağlık Karabağ’da Rusya’nın muhaliflerini desteklemişti. Ancak öte yandan doğalgaz, Kıbrıs ve sığınmacılar konusunda AB ile mütemadiyen tartışma yaşıyor. Şimdi de arabulucu olarak kazandığı ağırlık yorumcuların pek hoşuna gitmiş görünmüyor.

Ukrayna savaşına ilişkin müzakerelerin salı günkü turunda somut uzlaşı emareleri belirdi. Rusya, Kiev’e yönelik saldırıları azaltarak Ukrayna’nın doğusuna odaklanmak istediğini söyledi. Ukrayna ise tarafsızlığı kabul etmek için, ülkenin güvenliğini garanti edecek bir dizi devleti de içeren bazı koşullar formüle etti. Avrupa basını, konuya bir hayli şüpheyle yaklaşmaya devam ediyor.

Ukrayna ve Rusya heyetleri, üç haftanın ardından doğrudan müzakerelerde bulunmak için yeniden bir araya geliyor. Ukrayna, kuşatma altındaki şehirlerde insani koşulların iyileştirilmesini asgari hedef olarak belirledi. Ama ülkenin tarafsızlığı meselesini görüşmeye de hazır görünüyor. Kimi yorumcular bu müzakereler neticesinde hızlı bir ateşkese varılma ihtimalini tartışırken, kimileri de Ukrayna’ya hiç acele etmemesi tavsiyesinde bulunuyor.

Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açması karşısında başta Almanya, Polonya, Danimarka ve İsveç, askeri bütçelerini artıracaklarını ilan etti. Yalnızca Berlin bu yıl 100 milyar avro ilave harcama yapmayı planlıyor. Ancak Avrupa basını, savunmada her şey para demek değildir, diyor.

Ukrayna savaşı başladığından beri Almanya, eski Rusya yanlısı politikaları nedeniyle giderek daha fazla eleştiriliyor. Geçen süre zarfında tartışmalı Kuzey Akımı 2 boru hattı dondurulsa da, Almanya Rusya’dan doğalgaz almaya devam ediyor ve ithalatı derhal durdurmayı ekonomik gerekçelerle reddediyor. Bu durum, yorumcuları kızdırmış gözüküyor.

Biden, Polonya'da yaptığı konuşmasında Batı'nın askeri ittifakının NATO topraklarının her bir santimetresini savunacağını vurguladı. Ancak daha fazla dikkat çeken, Putin'e "kasap" dediği ve "iktidarda kalmaması" gerektiğini söylediği iki sözü oldu. Avrupa basını, bu ifadelerin sonuçlarını değerlendiriyor.

Rusya, 24 Şubat'tan beri Ukrayna'yı ele geçirmeye çalışsa da şimdiye kadar başarı sağlayamadı ve bunun korkunç insani sonuçları oldu. Rusya ve Ukrayna İstanbul'da olası bir ateşkesi müzakere ederken, Avrupa basını savaş sonrası süreç için farklı senaryolar yazıyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, pazar günü İsrail Parlamentosu'nda video konferans aracılığıyla yaptığı konuşmada Moskova'nın "nihai çözüm" olarak Ukrayna'yı yok etmeyi planladığını söyledi. Rusya Devlet Başkanı Putin, Ukrayna'ya karşı savaşın başından beri sürekli Hitler veya Stalin'le karşılaştırılıyor. Bu karşılaştırmalar yerinde mi yoksa tehlikeli mi? Avrupa basını bölünmüş durumda.

Ukrayna'ya karşı yürütülen savaş yalnızca milyonlarca Ukraynalıyı ülkelerinden kaçmak zorunda bırakmadı, Rusya'dan başka ülkelere göçü de teşvik etti. Son olarak, Bolşoy Tiyatrosu'nun baş balerini Olga Smirnova artık Hollanda'da yaşamaya başladı. Thrivemyway tarafından yapılan bir analize göre, Ruslar şubat sonundan bu yana internette milyonlarca defa "Rusya'dan göç 2022" araması yapmış. Peki Avrupalıların onlara yaklaşımı nasıl olacak?

Hastanelere, yerleşim yerlerine ve sivillere yönelik bombardımanlar, saldırılar: Tüm bunlar bir savaşta resmen savaş suçu olarak kabul ediliyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi bu doğrultuda 3 Mart’ta Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları hakkında soruşturma başlatmıştı. ABD Başkanı Biden da geçtiğimiz çarşamba günü Putin’i savaş suçlusu ilan etmişti. Yorumcular, bu adlandırmanın ve hukuki sürecin neler getirebileceğini değerlendiriyor.

Rus birliklerinin Ukrayna'yı işgalinden üç hafta sonra, Kremlin'in şefi Putin televizyonda yaptığı bir konuşmada savaşa dair gerekçelerini yineledi. Rusya'nın Batı'dan gelecek saldırılara karşı kendini savunmak mecburiyetinde olduğunu ve Ukrayna'nın "silahtan arındırılması için yürütülen özel operasyonun" plana göre sürdürüldüğünü ifade etti. Yorumcular, yalanların sürekli tekrarlanmasını istikrarsızlık işareti olarak değerlendiriyor.

Savaş başladığından beri Zelenskiy sürekli parlamenterlere sesleniyor: İlk olarak AB parlamenterlerine Ukrayna'nın Avrupa ailesinin bir parçası olduğunu hatırlattı. ABD Kongresi huzurunda Pearl Harbor'a ve 11 Eylül'e göndermeler yaptı. Büyük Britanya'da Avam Kamarası'na seslenirken Churchill'i alıntıladı ve son olarak Alman Federal Meclisi'nde Putin'in Avrupa'da yeni bir duvar inşa ettiğini söyledi. Peki bu strateji ne kadar etkili?

Ukraynalı ve Rus temsilciler arasında Ukrayna'daki savaşa dair yürütülen müzakerelerde henüz bir netice elde edilemedi. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, kendisi ile Putin arasında doğrudan görüşme yapılması gerektiğine yönelik görüşünü pazartesi günü yineledi. Ukrayna, eşdeğer güvenlik garantileri alması halinde NATO üyeliğinden vazgeçmeye hazır. Avrupa basını bunun önünde pek çok engel görüyor.

Pazartesi akşamı gazeteci Marina Ovsyannikova, Rus devlet televizyonu Kanal 1’in ana haber bülteninde elinde savaş karşıtı sloganlar yazılı bir afiş olduğu halde kameraların önüne atladı. Görüntüye girişi birkaç saniye sürse de milyonlarca kişi tarafından izlendi. Ovsyannikova şimdilik para cezasına çarptırıldı. Avrupa basını eylemi takdirle karşılıyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Rus heyetiyle sürdürülen müzakereler için “daha gerçekçi bir hal aldı” değerlendirmesinde bulundu. Rus askerlerinin Ukrayna’ya yönelik saldırılarının kapsamı ise genişlemiş durumda. Yorumcular, Avrupa’nın ne gibi bir destek sunabileceğini tartışıyor.

Polonya, Çekya ve Slovenya başbakanları, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'e dayanışma ve desteklerini sunmak için salı günü Kiev'deydi. “Özgürlüğün tiranlar alemine karşı verdiği savaş bu”, dedi Polonya Başbakanı Morawiecki yaptığı açıklamada. Resmi bir AB görevi çerçevesinde gerçekleşmese de ziyaretin Brüksel ve Birleşmiş Milletler'le birlikte koordine edildiği söyleniyor. Zelenskiy güçlü bir işaretten bahsetti. Avrupa basını durumu farklı değerlendiriyor.

Ukrayna’daki savaş, enerji fiyatlarının dünya genelinde büyük ölçüde yükselmesine neden oluyor. Avrupa'nın Rusya’nın fosil yakıtına olan bağımlılığından mümkün olduğunca çabuk kurtulmaya çalışmasının bir nedeni de bu. Hükümetler ayrıca kısa vadede fiyat artışlarının etkisini hafifletecek ve halkın yoksullaşmasını önleyecek stratejiler geliştirmek için çabalıyor. Avrupa basını, getirilen farklı yaklaşımları tartışıyor.

New York Times, Financial Times ve başka ABD gazeteleri, hükümet yetkililerine atıfta bulunarak Moskova'nın Ukrayna savaşında Pekin'den askeri destek istediğini bildirdi. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zhao Lijian ise bunların yalan haber olduğunu söyledi. Avrupa basını, Pekin gerçekten Moskova'nın imdadına koşarsa ne gibi sonuçlar doğabileceğini tartışıyor.

Kiev’in kuzeybatısındaki İrpin kentinde pazar günü ilk kez yabancı bir gazeteci öldürüldü. 50 yaşındaki ABD’li muhabir Brent Renaud otomobiline açılan ateş sonucu hayatını kaybederken, bir meslektaşıyla birlikte Ukraynalı sürücü de yaralandı. Savaşı haberleştirmek için giderek daha zor hale gelen koşullar, yorumcuları görev tanımları üzerine düşünmeye sevk ediyor.

Ukrayna'daki savaşla birlikte Rusya ile Avrupa'nın geri kalanı arasındaki ilişkiler Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana tüm zamanların en düşük seviyesine ulaştı. Rusya'ya yaptırım uygulayan bütün AB ülkelerinin isimleri, Putin tarafından "düşman ülkeler" listesine yazıldı. Avrupa basını, geçmişin ışığında Avrupa'nın gelecekte nelere dikkat etmesi gerektiği üzerine değerlendirmelerde bulunuyor.

Britanya hükümeti, Rusya Devlet Başkanı Putin'in yakın dostları olduğu kabul edilen yedi Rus oligarka yaptırım uyguladı. Aralarında Chelsea FC'nin sahibi Roman Abramoviç de var. Oligarkların varlıkları dondurularak ülkeye girişleri yasaklanacak ve Britanya şirketleri ya da özel şahıslarla iş yapmalarına artık izin verilmeyecek. Bu şekilde uygulanan yaptırımlar haklı mı?

Ukrayna savaşından önce zaten yüksek olan enerji fiyatları daha da artarken, bir çok Avrupa ülkesinde enflasyon şu anda yüzde yedi civarında. Rusya ve Ukrayna’nın başlıca üreticileri olduğu buğday ve ayçiçek yağı başta olmak üzere gıda fiyatları da yükselmeye devam ediyor. Yorumcular, değişen derecelerde olsa da ciddi bir ekonomik krizden korkuyorlar.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba ile Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’un Antalya’daki buluşmasından somut bir netice çıkmadı. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yine de temkinli bir iyimserlik sergiledi: “Kimse bu buluşmanın bütün sorunları çözmesini beklemiyordu, ama bir yerden başlamak gerekiyordu.” Yorumcular da benzer görüşte.

Rusya'ya uygulanan cezai tedbirler, ülkedeki insanların Batı ürünlerinin yanı sıra eğitim ve kültür alışverişine erişimini de kısmen kesintiye uğrattı. Çok sayıda muhalif Rus, ülkeden ayrılışlarını organize etmekte sorun yaşıyor. Basın, yaptırımların amacının bu olup olmadığı sorusuna yanıt arıyor.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Ukraynalı mevkidaşı Dmitro Kuleba, müzakerelerde bulunmak üzere bu perşembe Türkiye’de bir araya geliyor. Bu, savaşın başından beri her iki ülkeden bu kadar üst düzey temsilcilerle gerçekleştirilen ilk buluşma. Ancak, Avrupalı köşe yazarlarının görüşmelerden beklentisi pek yüksek değil.

Polonya, Rusya’nın Ukrayna’daki saldırılarına karşı savunma amaçlı kullanılması için Ukrayna Hava Kuvvetleri’nin yakından tanıdığı Sovyet yapımı 28 savaş uçağı verme teklifinde bulundu. MiG-29 jetlerinin bir ABD hava üssüne teslim edildikten sonra yeniden boyanarak Ukrayna’ya devredilmesi planlanıyordu. Washington, NATO’yu savaşa sürüklememek adına bu teklifi reddetti. Bu barışın korunması mı, yoksa kaçan bir fırsat mı?

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısı karşısında, NATO üyesi olmayan Avrupa ülkeleri güvenliklerinden giderek daha fazla endişe duymaya başladı. Özellikle Finlandiya ve İsveç’te, Batı’nın savunma ittifakına dahil olmaya yönelik artan bir istek var. Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, üyelik başvurusu oylamasında mecliste büyük bir çoğunluğun sağlanacağını hesap ediyor. Ancak yorumculara göre güvenlik yalnızca askeri unsurlardan ibaret değil.

ABD artık Rusya'dan enerji ithal etmeyecek. AB ambargoya katılmıyor, ancak yıl sonuna kadar Rus doğalgazı ithalatını üçte iki oranında azaltmak ve 2030'dan önce Rusya'nın fosil yakıtlarına olan bağımlılığını mutlaka sonlandırmak istiyor. Bazı yorumcular tereddüt bile etmemeli derken, bazıları da ambargonun hiçbir işe yaramayacağını düşünüyor.

İsrail Başbakanı Bennett, Ukrayna savaşında arabulucu olmaya çalışıyor. Putin’e Moskova’da gerçekleştirdiği ziyaretin ardından şimdi de Berlin’e geldi. Öte yandan arabulucu olarak Çin’in de adı geçiyor. Avrupa basını bunun ne kadar yerinde olduğunu irdeliyor ve arabuluculuk teklif eden ülkelerin hangi çıkarların peşinde olduğunu soruyor.

Devlet Başkanı Zelenskiy, Rus bombardımanını durdurmak için NATO'dan Ukrayna'da uçuşa yasak bölge ilan edilmesini talep etti. İttifakın bütün üyeleri şimdilik bu seçeneği kategorik olarak reddediyor. Başkan Putin, böyle bir adımın Rusya tarafından savaş ilanı olarak görüleceği ve misilleme yapılacağı yönündeki uyarısını yineledi. Avrupa basını bölünmüş durumda.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Rusya'yı Ukrayna işgalini sona erdirmeye zorlamak üzere ABD’nin diğer ülkelerle birlikte uygulayacağı ilave yaptırımların perşembe günü açıklanacağını duyurdu. Avrupa basını, ülkelerin bu konuda birlikte hareket etmeye ne kadar istekli olduğunu tartışıyor.

Ukrayna’ya yönelik savaşta Rusya Devlet Başkanı hiçbir taviz vermiyor, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ise Putin’le yaptığı telefon görüşmesi sonrasında en kötüsünün daha yaşanmadığından endişe ediyor. Zaporijya Nükleer Santrali'nin bulunduğu bölgenin bombalanmasının ardından Kiev “nükleer terör” sözünü etti ve acilen daha fazla silah yardımı talebinde bulundu. Avrupalı yorumcular barışın mümkün olup olmayacağını sorguluyor.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu büyük bir çoğunluk oyuyla Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini kınadı ve askerlerin derhal geri çekilmesi çağrısında bulundu. Karar beşe karşı 141 oyla kabul edilirken, 35 üye de çekimser kaldı. Daha önce Rusya'nın vetosu yüzünden BM Güvenlik Konseyi'nde bağlayıcı bir karar alınamamıştı. Putin'in etkisi daha nerelere varabilir?

Savaşın başlamasının üzerinden bir hafta geçtikten sonra durum Ukrayna halkı için giderek daha dramatik hale geliyor. Gece boyunca büyük şehirlere şiddetli hava saldırıları düzenlendi, ülkenin güneyindeki Herson şehri düştü. Bu koşullar altında Ukrayna ve Rusya, müzakerelerin yeni turu için Belarus’ta bir araya gelmeyi planlıyor. Avrupa basını, Putin’in köşeye sıkışıp sıkışmadığını irdeliyor.

ABD Başkanı Joe Biden, ilk "Birliğin Durumu" konuşmasında yalnızca kendi halkına seslenmedi, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısı karşısında Batı’nın sergilediği birliğe de dikkat çekti. Avrupalı yorumcular, ABD’de başkanlık koltuğunda hâlâ Biden’ın selefinin oturmuyor oluşundan memnun gözüküyor.

Avrupa medyası 7/24 Ukrayna’daki savaşın haberini yapıyor. Tüm bunların Avrupa’nın göbeğinde yaşandığı sıklıkla vurgulanıyor. Kimi yorumcular uzaklardaki çatışmaların daha az ilgi gördüğü ve diğer kriz bölgelerinden gelen sığınmacılara daha az dayanışma gösterildiği eleştirisini yöneltiyor.

Ukrayna şehirlerine yönelik Rus saldırıları giderek yoğunlaşırken, her iki ülke delegasyonları müzakerelere devam etmek üzere çevrimiçi ortamda bir araya gelmeyi planlıyor. Başkan Zelenskiy, müzakere turlarının neticesinde mevkidaşı Putin’le bir görüşme yapabilmeyi ümit ediyor. Avrupa basını, ilerleme kaydedilebileceğinden şüpheli.

Ukrayna savaşı uluslararası kültür yaşamını da etkiliyor: Ünlü Rus orkestra şefi Valery Gergiev, arkadaşı Putin'le arasına mesafe koyduğunu ilan etmediği için Münih Filarmoni Orkestrası şefliğini kaybetti. Hafta sonu yaptığı açıklamada sanatçıların siyasi görüşlerini açıklamaya zorlanmasına karşı olduğunu söyleyen opera yıldızı Anna Netrebko'nun konserleri iptal edildi. Avrupa basını durumu farklı açılardan değerlendiriyor.

Ukrayna uygulanacak özel bir prosedürle acilen Avrupa Birliği üyesi olmayı istiyor. Avrupa Komisyonu Başkanı von der Leyen, pazar günü yapılan bir mülakatta Ukrayna’yla olan özel ilişkilere vurgu yapmıştı: “Zamanla gerçekten bize ait olduklarını gösterdiler, onlar bizden ve biz de onları aramızda görmek istiyoruz.” Avrupa basını, acil bir prosedürle üyeliğe kabulün ne ölçüde mümkün ve makul olacağını tartışıyor.

44 yaşındaki Volodimir Zelenskiy Mayıs 2019’dan beri Ukrayna Devlet Başkanı. Hukuk eğitimi alan Zelenskiy daha önce komedyen ve kabare oyuncusu olarak çalışmıştı. Putin’in acımasızlığının adını cesurca ve açıkça koyarak bunun karşısında Batı’ya dayanışma çağrısında bulunması, Avrupa basınının da hayranlıkla belirttiği üzere onu yalnızca kendi halkı için bir rol model yapmıyor.

Rusya'nın saldırısı sonrasında yüz binlerce Ukraynalı ülkelerinden ayrılarak batıya kaçıyor. Gidilen ülkeler arasında hâlihazırda pek çok Ukraynalının yaşadığı komşu ülkelerin yanı sıra daha uzak ülkeler de var. Yorumcular sığınmacılara mümkün olan en fazla desteğin sağlanması çağrısında bulunurken, beraberlerinde gelen zorluklara da dikkat çekiyor.

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısına Berlin’in verdiği yanıt, savunma politikasında rota değişikliğine gitmek oldu. Federal Almanya Ordusu’na ait tanksavarların ve hava savunma füzelerinin bu pazartesi Ukrayna'ya ulaşması bekleniyor. Avrupa basını, bunun ne ölçüde geniş kapsamlı sonuçlar doğuracak bir dönüm noktası olduğunu tartışıyor.

Rus vatandaşları savaşı türlü yollarla protesto ediyor: Yasaklanan sokak gösterilerinde şiddet görmeyi göze alıyorlar, bildiriler imzalıyorlar, kültür sektörü çalışanları kamu işverenlerini boykot ediyor. Ancak halkın çoğunluğu hükümetin izlediği rotayı desteklemeye devam ediyor. Yorumcular, farklı aktörlerin oynadığı rolü ve türlü protesto biçimlerinin başarı ihtimalini tartışıyor.

Ülkesine yönelik yaptırımların giderek sertleşmesinin ardından Rusya Devlet Başkanı Putin, orduya “caydırıcı güçlerini” “özel savaş görevi” durumuna geçirme emri verdi. Bu güçler nükleer silahları da içeriyor. ABD gerilimin daha da tırmandırıldığı değerlendirmesinde bulunurken, NATO Genel Sekreteri Stoltenberg durumun ciddiyetini vurguladı. Avrupa basınının da büyük çoğunluğu endişe içinde görünüyor.

Rus ordusu çarşambayı perşembeye bağlayan gece Ukrayna’ya saldırdı. Başkent Kiev’e ve başka şehirlere roketler düştü. Kara birlikleri Ukrayna topraklarında birkaç cephede ilerleyişe geçti. Putin diğer devletleri de Rusya’nın yoluna çıkmamaları konusunda uyardı. Avrupa basını dehşete düşmüş durumda ve bunun sonuçları olması gerektiğini düşünüyor.

Moskova Kiev'e fiilen savaş ilan ederken, Doğu Avrupa'nın geri kalanında durum ne? Tanklar yönünü Estonya ya da Polonya'ya çevirebilir mi? Yoksa sırada başka saldırılar mı var? Yorumcular, Avrupa'nın neye hazırlanması gerektiğini tartışıyor.

Rusya Hazine Bakanlığı perşembe günü yaptığı açıklamada, Rusya'nın dolar tahvilleri için 117 milyon dolarlık faiz ödemesi yaptığını duyurdu. Moskova'nın yaptırımlar karşısında anlaşmadan doğan sorumluluğunu yerine getirip getiremeyeceği son ana kadar belirsizliğini koruyordu. Yorumcular, Rusya'nın temerrüde düşme olasılığını ve ülkeyi hâlâ bir arada tutmaya devam eden şeyin ne olduğunu tartışıyor.

Rus ordusu, Ukrayna’ya yönelik büyük saldırısına perşembe ve cuma günleri de devam etti. Kiev’den gelen resmi bilgilere göre perşembe günü en az 137 kişi öldü. Roketler sivillerin yaşadığı binalara da isabet etti. Tanklar yönünü başkente çevirmiş görünüyor. BM’ye göre 100.000’den fazla insan kaçış yollarında. Avrupa basını, AB ve NATO’nun ne yapabileceğini tartışıyor.

Ukraynalılar sığınaklara ve metro istasyonlarına sığınırken, savunmaya hazırlanırken ya da ülkeden ayrılırken, Avrupa'nın geri kalanı Putin'in kapılarının eşiğinde başlattığı savaşın uzun vadede ne anlama geldiğini sorguluyor. Yorumculara göre net olan bir şey var: Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir dönüm noktasındayız.