İsrail Gazze'deki işgalini kalıcı hale getirmek istiyor
İsrail'in Gazze Şeridi'ni ele geçirme ve kalıcı olarak işgal etme planının öğrenilmesinin ardından, terörist milis Hamas'ın sözcüleri artık ateşkes görüşmeleri yapmayacaklarını açıkladılar. İsrail Savunma Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, yaklaşan operasyon için on binlerce yedek askerin göreve çağrılacağını duyurdu.
Savaştan başka bir alternatif görünmüyor
Radio Kommersant, gerilimin düşeceğine dair pek fazla emare görmüyor:
“İsrail, Gazze Şeridi’nde yeniden kapsamlı bir operasyona hazırlanırken, bunu başlatmak için ABD Başkanı’nın gelişini bekliyor. … Gazze halkının diledikleri herhangi bir ülkeye göç edebileceği ve orada uzun ve mutlu yaşamlar sürebileceği yönündeki o güzel sözleri hatırlıyoruz. Fakat somut hiçbir gelişme yok. Onun yerine, büyük bir savaşa işaret eden belirtiler var. … Belki de Beyaz Saray’ın liderinin Suudi prensle yapacağı görüşme bir şeyleri değiştirir. Ancak mevcut duruma bakınca, askeri çözüm dışında bir alternatif gözükmüyor.”
Kimse Netanyahu'ya dur demiyor
El País umutsuz bir tablo çiziyor:
“Netanyahu hiçbir yaptırım görmeden hareket edebiliyor, çünkü en ufak baskı hissetmiyor. … İç politikada rehinelerin -kalan 59 kişiden en iyimser tahminlere göre dahi çoğunun ölmüş olduğu düşünülüyor- artık neredeyse adları anılmıyor. Hakkındaki ciddi yargılamalar ya da savaş politikalarına karşı yüzbinlerin gerçekleştirdiği protestoların da aynı şekilde. … Dışarıda ise Netanyahu hakkında çıkarılan uluslararası tutuklama kararı yalnızca sembolik bir anlam taşıyor. Trump yönetimi yaptıklarını destekliyor ve tüm kınamalara rağmen İsrail Batılı ülkelerle kârlı silah anlaşmaları yapmayı sürdürüyor. Tüm bunlar, tarif edilemeyecek büyüklükteki bir yıkım, sefalet ve ölümün üzerinde yükseliyor.”
Hamas'a ültimatom
La Repubblica’nın analizi şöyle:
“Operasyona karardan katiyen memnun olmayan binlerce yedek asker dahil edilecek ve sonuç milyonlarca Filistinlinin yerlerinden edilmesi olacak. Hamas’a verilmiş bir ültimatom söz konusu; bu ültimatomun vadesi de rehinelerin serbest bırakılması konusunda yaklaşık on gün içinde bir uzlaşmaya varılamazsa, yani Donald Trump’ın 16 Mayıs’ta Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne yapacağı ziyaretle açılacak ‘zaman penceresi’ kapanınca sona erecek. Dolayısıyla, mesihçi aşırı sağcıların eziyet edilen Filistinlilerin topraklarının 365 kilometrekarelik bölümünün işgal edilmesi planına geri dönülmüş oluyor; bu işgalin tamamen mi yoksa kısmen mi ya da geçici mi yoksa kalıcı mı olacağı ise belirsizliğini koruyor.”
İsrail'de de eleştirel sesler yükseliyor
Avvenire, neyse ki Netanyahu'nun kendi ülkesinde hâlâ muhalifleri var, diyor:
“İsrail'de, iktidardaki aşırı sağcı hükümetin ırkçı, köktendinci ve yabancı düşmanı yaklaşımına karşı hâlâ pek çok sesin yükseliyor olması, toplumun bir kesiminin Filistin halkının yaşadığı insani trajediye ve hükümetin halen rehin tutulan İsrailli sivillerin durumuna yönelik alaycı kayıtsızlığına duyduğu dehşeti yitirmemesi, bir nebze olsun teselli veriyor. Bu trajedi, Başbakan Netanyahu’nun savaşı süresiz uzatma, toprakların kalıcı biçimde yeniden işgaline zemin hazırlama ve nüfusun ‘yeniden iskânını’ başlatma yönündeki bilinçli politikasının doğrudan bir sonucudur.”
Sonsuz savaşta dipsiz cehennem
The Economist'e göre onaylanan ve insani yardımların özel kuruluşlar aracılığıyla dağıtılmasını öngören plan yalnızca göz boyamadan ibaret:
“Plan ciddi eksiklikler barındırıyor. Filistinlileri süresi belirsiz bir şekilde temel ihtiyaçları için karne sistemine bağımlı kılıyor. Hastanelere ve sığınmacı kamplarına yardımın nasıl ulaştırılacağı ise belirsizliğini koruyor. ... İsrailli yetkililer, yardım kuruluşlarının Hamas’ın üstü kapalı bir şekilde kontrolü devralmadan Gazze’ye yardım ulaştırmanın tek yolunun bu olduğunu nihayet anlayıp yardım sunmayı kabul edeceklerini varsayıyor. ... Bu da Gazze’yi İsrail için bitmek bilmeyen bir savaşa, Gazze halkı içinse dipsiz bir cehenneme dönüştürüyor.”