Ukrayna savaşı: Avrupa'nın söyleyecek sözü kaldı mı?
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Trump-Putin zirvesinin ardından Ukrayna’nın geleceğini görüşmek üzere Washington’a gidiyor. Zelenskiy’ye, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in yanı sıra bazı Avrupalı devlet ve hükümet liderleri de eşlik ediyor. Yorumcular, sesini Beyaz Saray’a ve Kremlin’e duyurabilmek için Avrupa'nın yapması gerekenleri masaya yatırıyor.
Artık uyanın
Jyllands-Posten, Alaska zirvesi Avrupa'nın öncülük etmesi gerektiğini gösteriyor, diyor:
“Ukrayna’ya verilen desteğin akıbeti konusunda artık top büyük ölçüde Avrupa’nın sahasında. … Yaptırımların daha da sertleştirilmesine dair net bir yol haritası mevcut, bu sayede bilhassa Rusya’nın enerji sektörü hedef alınarak en fazla can acıtacak noktada çok daha etkili olunabilir. Alaska’daki görüşmeler, Washington’dan yola çıkacak bir süvari birliğinin gelip Ukrayna’yı ve Avrupa’yı kurtaracağına dair son illüzyonu da ortadan kaldırmış görünüyor. Kıtanın önde gelen güçleri artık uyanır ve bu gerçeği idrak ederse, Trump’ın sallantılı zirvesi yine de olumlu bir sonuç doğurdu denilebilir. ”
Daha fazla risk almak gerek
De Volkskrant, Avrupalılar’ın Ukrayna’nın güvenliği için daha fazlasını yapmak zorunda kalacağını belirtiyor:
“Avrupa, Ukrayna’yı ayakta tutmak istiyorsa başka şeyler de yapmalı ve her şeyden önce daha çok risk almalı. Putin’in yalnızca güç dilinden anladığı bir çatışmada, jeopolitik ve aynı zamanda seçim hesaplarına ilişkin de riskler var. Anketlere göre pek çok Avrupalı Rus tehdidini görüyor, ancak ilave yardımlar ekonomik açıdan gerçekten acı vermeye başladığında ne tepki verecekleri bilinmiyor. Yine de Ukrayna’ya daha fazla destek sunmak şart: Rus saldırganlığını durdurmak nihayetinde Avrupa’nın da çıkarına.”
Oyunun kuralları böyle
Siyaset bilimci Vladimir Pastukhov, Echo'nun alıntıladığı bir Telegram gönderisinde Rusya'ya karşı söz sahibi olmak istiyorlarsa, Avrupalıların Ukrayna yanlısı tutumlarını açıkça güçlendirmeleri gerektiğini söylüyor:
“Putin’le güçlü bir pozisyondan müzakere etmek mi istiyorsunuz? Harika - öyleyse önce bu gücü yaratın: 'İkinci bir cephe' açın, Avrupalılardan oluşacak bir görev gücü kurun ve Ukraynalılara nihayet 'Taurus' füzelerini gönderin. Fakat şu ana dek, 'barışı korumak ve sürdürmek' koşuluyla Ukrayna’ya dekoratif bir kolluk gücü göndermekte dahi anlaşmaya varamadınız. Müzakere masasında oturmak istiyorsanız, bedelini de ödemelisiniz. 'Patriotlarınızı' vakit kaybetmeden Ukrayna’ya sevk edin - zira şu an onlara sizden çok daha acil ihtiyaçları var.”
Kıtanın güvenliği de söz konusu
La Stampa’ya göre Avrupa’nın güvenlik mimarisi risk altında:
“Bugün Beyaz Saray’da yapılacak Ukrayna zirvesi, Avrupa’nın düzeni üzerine bir referandum niteliğinde. Mevzubahis salt Kiev değil; sınırların cebren değiştirilemeyeceği ve bir devletin bağımsızlığının pazarlık edilemeyeceği ilkesi de tehlikede. Öne çıkan üç husus var: Birincisi, Ukrayna’nın kaderinin yalnızca Washington ve Moskova tarafından belirlenmesini ve Avrupa’nın yeni bir Yalta’nın izleyicisi konumunda kalmasını önlemek. İkincisi, Trump’ın Kiev’e Avrupa savunmasının sürekliliğini garanti edecek güvenlik taahhütleri vermesini sağlamak. Üçüncüsü de devletlerin egemenliğinin ve sınırların dokunulmazlığının Putin’le pazarlık konusu edilemeyeceğini teyit etmek.”