Moldova Cumhuriyeti kritik genel seçimlerin arifesinde
Moldova Cumhuriyeti’nde pazar günü genel seçimler yapılacak. 2,6 milyon nüfuslu ülkeyi son dört yıldır Cumhurbaşkanı Maia Sandu’nun Avrupa yanlısı partisi PAS yönetiyordu. Sandu ve partisi, kampanya süresince defalarca Rusya’nın seçimlere müdahale edebileceği uyarıları yapmıştı. Yorumculara göre, seçim ülkenin rotasının Avrupa’ya mı yoksa Rusya’ya mı çevrileceğini belirleyecek.
Bugünkü hükümet Kiev için azami önemde
Contributors, Ewropeiska Prawda'nın şu yorumunu alıntılıyor:
“İktidara karşı oy kullanmak isteyen seçmenlerin büyük bölümünün mutlaka Rusya yanlısı olmadığını vurgulamak gerek. ... Mevcut hükümet kusursuz değil. ... [İktidardaki] PAS partisinin Avrupa yanlısı ideolojiyi sahiplenerek Avrupa yanlısı seçmenlere fiilen başka bir seçeneğe yönelme imkânı tanımadığı yönünde ciddi eleştiriler bulunuyor. Ancak buna rağmen, Ukrayna açısından PAS hükümetinin görevde kalması son derece önemli. ... Moldova hükümeti, Ukrayna’nın ve ordusunun Rusya ile yürütülen savaşta Moldova Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını korumak için de mücadele ettiğini defaatle vurgulamıştı.”
Birkaç İHA'dan çok daha maliyetli
Upsala Nya Tidning, Moldova seçimleriyle insansız hava aracı uçuşları arasında bir ilinti görüyor:
“Vladimir Putin, Ukrayna’ya boyun eğdiremedikçe saldırganlığını başka yönlere çevirerek her tür ‘Batılı mantığa’ karşı koymaya çalışıyor. … İskandinav ülkeleri, Baltıklar ve Polonya’ya yönelik hibrit tehditler ile hava sahası ihlalleri başka bir mesele - bunlar Rusya’ya fazla paraya mal olmuyor. Ancak Moldova hükümetine göre, Rusya pazar günkü seçimlerde ‘doğru’ sonuç almak için milyarlar harcıyor. … İsveç’in de aralarında bulunduğu giderek daha fazla NATO ülkesi, hava sahalarını ihlal eden Rus uçaklarına karşı saldırı seçeneğini değerlendiriyor ve bu hususta Donald Trump’ın da desteğini alıyor. Putin bunu sınamak istiyor. Ancak şimdilik tehlike sinyalleri Moldova için çalıyor.”
Ukrayna için ikinci bir cephe tehlikesi
Siyaset bilimci Olexij Holobuzkyj, Glavkom tarafından alıntılanan bir Facebook gönderisinde, Moldova'daki seçimlerde Rus yanlısı güçlerin zaferinin Ukrayna için büyük risk yaratacağını söylüyor:
“Macaristan veya Slovakya gibi Rusya yanlısı komşularımız, ekonomik sorunlar ile AB ve NATO’yla işbirliğinde yaşanan zorluklar dışında bize doğrudan tehdit teşkil etmiyor. Ancak Rusya, Gürcistan’da [iktidar partisi] ‘Gürcistan Rüyası’ üzerinden yaptığı gibi Moldova üzerinde kontrol sağlarsa, Odessa bölgesinde ikinci bir cephenin doğması bizim için neredeyse kaçınılmaz hale gelir.”
Sahte Avrupa yanlılarına dikkat!
Agora.md, seçmenleri gerçek Avrupa yanlısı partilerle sahtelerini ayırt etmek gibi zor bir görevin beklediğini söylüyor:
“28 Eylül’deki genel seçimlerde sahte Avrupa yanlılarının etkisi devasa. İktidara gelirlerse, Moldova Cumhuriyeti’nin Avrupa yoluna taş koyabilirler. AB ile ilişkilere zarar verebilir ve Avrupa yanlısı seçmenlerin kafalarını karıştırabilirler. … Öte yandan, sahte Avrupa yanlılarının özellikle Rusya gibi düşman aktörlerce, Avrupa yolunu güya Avrupa yanlısı bir meşruiyet kisvesi altında içeriden baltalamak için kullanılması tehlikesi de var.”
Moskova'nın işin içinde parmağı var
G4Media.ro, Kremlin’in seçimleri manipüle etmeye niyetlendiğini vurguluyor:
“Rusya’nın planı, görünüşte temiz bir seçim yapıldığı algısı yaratırken Maia Sandu’ya yönelik desteği zayıflatmak. Aleyhinde Telegram, TikTok ve Facebook’ta yoğun bir kampanya yürütülen Sandu’nun ‘Batı’nın kuklası’ olduğu, ülkeyi yoksulluğa ve savaşa sürüklediği lafları ediliyor. … Ayrıca, seçim günü ve sonrasında sonuçları tartışmaya açmak ve Maia Sandu’nun istifasını istemek için şiddetli protestolar düzenlenmesi de planlanıyor. … Tüm bunlar, ülkedeki gerilimlerin büyüyerek tüm bölgenin güvenliğini ciddi şekilde etkileyebilecek sonuçlar doğurabileceğine işaret ediyor.”
Avrupa'nın harekete geçme becerisi sınanıyor
Avrupa Parlamentosu milletvekili Liudas Mažylis, Delfi’de Brüksel’in yükümlülüğüne dikkat çekiyor:
“Avrupa’ya düşen görev, boş vaatlerle değil yapısal destekle, net bir üyelik yol haritasıyla ve hibrit tehditlere karşı kararlı bir duruşla ülkenin yanında yer almaktır. 28 Eylül dönüm noktası olabilir: Avrupa Moskova’nın kendi yakın çevresi üzerindeki nüfuza direnebilecek mi? Yoksa demokrasinin sözden ibaret olduğu yeni bir ‘gri bölge’ mi oluşacak? Moldova yalnızca Avrupa yanlısı geleceğe yönelik umudunu sınamıyor, acımasız ve alaycı bir düşmana karşı Avrupa’nın harekete geçme becerisini de test ediyor.”