Londra, sığınmacı teknelerine karşı devriye planlıyor

Britanya hükümeti Manş Denizi üzerinden daha az göçmenin gelmesini arzuluyor. Bu sene ülkeye ayak basan göçmen sayısı, geçtiğimiz seneye kıyasla iki katına çıkıp yaklaşık 4 bin oldu. İçişleri Bakanı Priti Patel, Fransa'nın geçişleri engellemek konusunda yeterince çaba göstermediğini açıkladı. Britanya donanması bu nedenle sığınmacı botlarını geri dönmeye zorlayacak. Ülke basını bölünmüş durumda.

Tüm alıntıları göster/kapat
The Spectator (GB) /

Bunların hepsi enterne edilmeli

The Spectator, iltica etmek isteyenlere karşı daha katı bir tavır takınılmasını savunuyor:

“Fransızları artık geleneksel olarak kınamak ve donanmanın birkaç gemisinin kameralar önündeki gösterileri seçmenleri memnun etmeye yetmeyecektir. ... İltica başvurusunda bulunmak isteyen herkesin gözaltına alınması ve başvurusu reddedilenlere toplumumuzda yaşama imkanı tanınmaması gerekmektedir. Büyük olasılıkla yeni tür kimlikler de gerekecektir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yetki alanı kaldırılacak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden Britanya hukukuna geçmiş hükümler devreden çıkarılacaktır. Belki de geldikleri ülkeye geri dönmeyi reddedenler için Britanya anakarası açıklarında uzun süreli konaklama tesisleri kurmak gerekecektir.”

The Guardian (GB) /

İltica istemek insan hakkıdır

The Guardian ise Londra'nın fikirlerini desteklemiyor:

“Britanya hükümeti, Brexit konusundaki 'Kontrolü yeniden ele geçirmeliyiz' sloganıyla AB ile kafa kafaya çatışmaya hazır. Hükümetin, AB ülkelerine bazı iltica başvurusu sahiplerini sınır dışı etme imkanı tanıyan Dublin Sözleşmesi'nin yerine koyacağı bir planı yok. Bu nedenle hükümet paniğe kapılmış halde. Aksi halde Britanya Donanması'nın sığınmacı botlarını Fransa'ya dönmeye zorlamalarını isteyen İçişleri Bakanı Priti Patel'in tehditlerini nasıl anlamalıyız? ... Üstelik 1951 tarihli Cenevre Mülteciler Sözleşmesi insanlara iltica başvurusu için seyahat etme hakkı tanırken, Boris Johnson nasıl olup da Manş Denizi'ni küçük bir botla geçmeye çalışmayı 'tehlikeli ve suç' olarak tarif edebilir?”