AfD aşırı sağcı olarak sınıflandırıldı: Şimdi ne olacak?

Almanya Federal Anayasa Koruma Teşkilatı (BfA), Alternative für Deutschland (AfD) partisini “kesin olarak aşırı sağcı” şeklinde sınıflandırdı. Karar, partinin insan onurunu göz ardı eden tutumun yanı sıra özgür ve demokratik anayasal düzene karşı giderek daha açık hale gelen çabalarına yönelik sayısız işaretle gerekçelendirildi. Avrupa basını bundan sonra neler olabileceğini ve olması gerektiğini irdeliyor.

Tüm alıntıları göster/kapat
Aargauer Zeitung (CH) /

Yasaklama davası büyük riskler taşıyor

Aargauer Zeitung’a göre seçilmiş Şansölye Friedrich Merz’i zor bir karar bekliyor:

“Açılacak bir yasaklama davasına karşı çıkarsa, tehlikeyi hafife alma ithamıyla yaşamak zorunda kalacak. … Yeni hükümet yasak başvurusunda bulunursa da ciddi bir risk alacak: Her şeyden önce, AfD gayriadil bir muameleye maruz kaldığını öne sürebilir. Yıllar sürebilecek bir yargılama sürecinden zaferle çıkarsa, bunu mahkemeden alınmış bir ‘temiz kâğıdı’ gibi sunabilir. AfD yasaklanırsa, kimi üyeleri daha da radikal yeni partiler kurabilir. Bunların yasaklanması ise yine yıllar alabilir.”

Der Tagesspiegel (DE) /

Artık oturup bekleyemeyiz

Der Tagesspiegel, yasaklama davası açılmasının vakti geldiği görüşünde:

“Artık daha iyi politikalar yapılması gerektiğine ve seçmenin de buna rasyonel ve makul yanıtlar vereceğine inanmak bir yanılsama. Oturup beklemenin nelere yol açtığını hem komşu ülkelerde hem de ABD’de görüyoruz. … Kesin olan şu: Demokrasi kendi kendini yok edebilir. Hukuk devleti de buna karşı direnmeye çalışabilir. … Oturup demokrasinin çökmesini, mahkemelere artık riayet edilmemesini ve siyasal sistemin dönüştürülmesini bekleyemeyiz. Anayasa’ya aykırı bir partiye oy vermek neyse ki demokratik bir hak değil. Yasaklama davası açmanın vakti geldi.”

Politiken (DK) /

Parti sandıkta yenilgiye uğratılmalı

Politiken, AfD'nin aşırı sağcı olarak sınıflandırılmasının partinin yasaklanmasına yol açmaması gerektiği hususunda uyarıyor:

“AfD, Almanya’da geniş bir popülariteye sahip - kimi kamuoyu yoklamalarına göre şu anda ülkenin en güçlü partisi konumunda. Partinin yasaklanması, AfD’nin bir tür mağduriyet söylemi geliştirmesine ve cazibesini daha da artırmasına yol açma riski taşıyor. Aşırı sağcı popülistler mahkemede değil, sandıkta yenilgiye uğratılmalı. Aşırı sağcı partiler ve liderlerinin Fransa ve Romanya gibi ülkelerde örneklerini gördüğümüz şekilde seçimlere katılımının engellenmesi sağlıksız bir eğilim. Almanya'nın geçmişte alışılmadık derecede karanlık bir deneyimi bulunuyor; ancak yine de demokrasinin güvence altına alınması yasaklarla değil, serbest seçimlerle sağlanmalı.”

Naftemporiki (GR) /

Siyasi mücadeleyle ikna edilmeliler

Naftemporiki, AfD seçmenine dair şunları yazıyor:

“Bu insanların ekseriyeti katiyen aşırı sağcı ya da Nazi değil. Bunlar, geleneksel partilerin büyük sorunları çözebileceğine ve hatta çözme niyeti olduğuna artık inanmayan yurttaşlar. Oy verdikleri partiye yöneltilen aşırı sağcı ithamları onları ürkütse de fikirlerini değiştirmeye itmeyecektir. Hatta daha da öfkelenebilirler. … Aşırı sağcı görüşleri benimseyenleri ikna etmenin tek yolu, bu fikirlerle kararlı bir siyasi ve ideolojik mücadeleye girişmekten geçiyor.”