BM plastik zirvesinden uzlaşı çıkmadı: Şimdi ne olacak?
Cenevre’de bir araya gelen yaklaşık 180 ülkeden temsilciler, on gün süren yoğun müzakerelerin ardından plastik atıkların azaltılmasına yönelik bir BM anlaşması üzerinde uzlaşmaya varamadı. Üç yıldır devam eden çabaları başarısız kılan, en başta da petrol ihraç eden ülkelerin karşı çıkması oldu. Avrupalı yorumcular, bundan sonra neler yapılabileceğini tartışıyor.
Hiç anlaşmama kötü bir anlaşmaya yeğdir
The Guardian'a göre sonuç şaşırtıcı değil:
“Uzlaşmacı bir karar alınması yönündeki ısrar, bir azınlığın gerekli tedbirleri engellemesine fırsat tanıdı. Anlaşma sağlanamaması ve ufukta bir anlaşma görünmemesi büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Diplomasi ve çok taraflılığın zor günler geçirdiği bir dönemde bu sonuç pek de şaşırtıcı değil. Katılımcıların çoğu, zayıf bir anlaşma yapmaktansa hiç anlaşma olmamasını tercih etti; zira zayıf bir anlaşma, gerçek değişim için gereken baskıyı azaltacaktı. Çabalar sürdürülecek. … Umutsuzluğa kapılma lüksümüz yok.”
Pes etmek seçenek olamaz
Tages-Anzeiger, anlaşmaya varabilmek için sabırlı olmak gerektiğini yazıyor:
“Dünyada hâlâ plastik atıklara karşı bir anlaşma olmaması trajik. … Ancak giderek büyüyen bir sorun karşısında pes etmek de seçenek olamaz. Bu kadar çok tarafın çıkarını ilgilendiren bir uzlaşı için sabır gerekir. Dolayısıyla, artık pek çok ülkenin müzakereleri sürdürmek istemesi doğru bir yaklaşım. Görüşmeler devam ettiği sürece, etkili bir anlaşma için uygun bir anın yakalanması umudu hep var olacaktır. Slogan da şu olmalı: Peşini bırakma!”
Başarısızlıktan ders çıkarın ve yola devam edin
Der Tagesspiegel, Cenevre’deki zirve başarısızlığa uğrasa da insanlığın plastik sorununu kontrol altına alabileceği kanısında:
“Herkes katılmak istemezse bir ‘gönüllüler koalisyonu’ ile. … Bunun için sihirbaz olmaya gerek yok, ekstra bir fedakârlık sergilemeye de. Sağduyulu olmak yeter. Refahı ve konforu hiç tehdit etmeyecek, makul ve hedefe yönelik bir plastik üretimiyle ekonomik açıdan işleyen etkili geri dönüşüm sistemleri tesis etmek mümkün. Tüm bunlar istihdam da yaratır. Gereken teknolojiler zaten var, daha iyileri de geliştirme sürecinde. Kötü bir anlaşmaya varmak yerine hiç anlaşma olmaması daha iyi. Şimdi yapılması gereken, başarısızlıktan bir ders çıkarmak ve yola devam etmek. Henüz tamamen geç kalınmış olmayabilir.”