İsveç siyasetinde üslup sertleşiyor: Peki ne yapmalı?

İsveç’te siyasi kutuplaşma son dönemde belirgin şekilde arttı. Siyasal iklim böyleyken, Merkez Partisi Genel Başkanı Anna-Karin Hatt çarşamba günü istifa ettiğini açıkladı. Hatt, istifa gerekçesi olarak nefret ve düşmanlığı gösterdi. İsveç basını durumu irdeliyor.

Tüm alıntıları göster/kapat
Dagens Nyheter (SE) /

Kışkırtıcılara sıfır tolerans

Dagens Nyheter, İsveç'in siyasi elitlerini sorumluluk almaya çağırıyor:

“Şu andan itibaren, politikacılar arasındaki üslup belirgin şekilde yumuşatılmalı ve tartışmalarda tarafsızlık ön plana çıkarılmalı. ... Tartışma ortamını kışkırtan veya sözlü sınırları -zaman zaman ‘şaka’ kisvesi altında- tekrar tekrar aşan parti temsilcileri yalnızca siyasi rakipleri tarafından eleştirilmemeli, kendi saflarında da uyarılmalı. Ayrıca trollerin faaliyetlerine artık izin verilmemeli. Kendi üyeleri, destekçileri ve partiye yakın kanallar açısından sorumluluklarını yerine getirmek için gerekeni yapmayan partiler, işbirliği ortağı olarak dahi görülmemeli.”

Göteborgs-Posten (SE) /

Boş kabilecilik yersiz

Göteborgs-Posten, siyaset zaman zaman sert geçebilir ancak stadyum kavgasına dönüşmemelidir, diyor:

“Sert eleştiriler ve yoğun duygular, siyasetin kaçınılmaz parçasıdır; zira söz konusu olan güçtür. Ayrıca herkes akademik şekilde kendini ifade etme yeteneğine sahip değil. Dolayısıyla, ‘nefret ve tehditlerin’ genellikle düşüncesizlikle aynı kefeye konması sorun yaratıyor. Yine de politikadaki aptallaştırıcı kabilecilik eğilimine karşı koymak hepimizin sorumluluğunda. Politika -toplumsal sorunların çözümü yerine- az çok agresif taraftar gruplarının bulunduğu bir futbol maçına dönüşürse, çatışma hızla ana mesele haline gelir. Bu durumda, her iki ‘takım’ da karşı tarafın en kötü argümanlarını aramaya başlar ve nesnel olan kişisel olanla karıştırır.”

Aftonbladet (SE) /

Kimse bir şey yapmıyor!

Aftonbladet, aşırı sağ çevrelerdeki radikalleşmenin nedenine dikkat çekiyor:

“İsveç güvenlik teşkilatı SÄPO, 2025 yılına ilişkin durum raporunda ülkede aşırı sağın yükselişi konusunda uyarılarda bulunuyor. Buna artan kutuplaşmanın ve büyüyen tehdit ortamının, dolayısıyla da ülkede şiddete eğilimli aşırıcılığın büyümesinin yol açtığını belirtiyor. … Ancak kimse bir şey yapmıyor. Geçtiğimiz yılın nisan ayında Gubbängen’de düzenlenen bir antifaşist buluşma aşırı sağcıların saldırısına uğramıştı. Birkaç hafta sonra TV4, İsveç Demokratları’nın siyasi rakiplerini hedef alan trol fabrikaları işlettiğini ortaya çıkardı. Peki [Muhafazakâr Başbakan] Ulf Kristersson ne mi yaptı? Hiçbir şey. Aynen böyle. Hal buyken şimdi neden işler değişsin ki?”