Kalkınma yardımı: İhtiyaçlar ve kapasiteler neler?

Gelişmekte olan ülkeler devasa borç yükü altındayken ve sanayileşmiş ülkeler yardım bütçelerini büyük ölçüde kısarken, kalkınma işbirliği nasıl sürdürülebilir? Perşembe günü İspanya’nın güneyindeki Sevilla şehrinde sona eren BM Konferansı’na bu kilit soru damgasını vurdu. Donald Trump yönetiminde USAID projelerinin yüzde 80’inden fazlasını kesen ABD ise konferansa temsilci göndermedi.

Tüm alıntıları göster/kapat
El País (ES) /

Finansman açığı devasa

El País’in ortak açıklamaya dair yorumu şöyle:

“Kalkınma finansmanı konulu BM zirvesinden çıkan belge, uluslararası kalkınmaya yönelik işbirliği yapılarının zayıfladığı ve ABD’nin sebep olduğu finansman boşluğunun damgasını vurduğu bir dönemde, çok taraflılığa yönelik bir taahhüt niteliğinde. … Sevilla Taahhüdü adı verilen belge yeni bir gündem belirlemeyip önceki üç konferansta üzerinde uzlaşılan hedefleri yeniden teyit etse de, sivil toplumun beklentilerinin yanı sıra güncel ve gerçek ihtiyaçların da gerisinde kalıyor. … Yaklaşık olarak Almanya’nın ya da Japonya’nın yıllık GSYH’sine denk düşen dört trilyon dolarlık endişe verici bir finansman açığı söz konusu.”

El Mundo (ES) /

Sürdürülebilir kalkınma bir solcu komplosu değildir

El Mundo gerilemeden şikâyet ediyor:

“Açlığı ve yoksulluğu bitirmek, sağlıklı yaşam ve nitelikli eğitim sağlamak, eşitsizliği azaltmak. Bunlar 2030 için on yıl önceki BM Genel Kurulu'nda belirlenen hedeflerden bazıları. ... O kadar makul hedefler ki, insan kimin karşı çıkabileceğini merak ediyor. ... Oysa çok taraflılığa ve kalkınmada işbirliğine karşı olan ideolojileri benimseyenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. ... Hepsinin bir solcu komplosu olduğunu zannediyorlar. ... Kuzey ülkeleri silahlanıyor, Küresel Güney ülkeleriyse daha da borçlanıyor. Dünya günümüzde on yıl öncesine nazaran çok daha kötü bir halde.”

The Guardian (GB) /

Tehlikeli bir kesintiler dalgası

The Guardian’a göre Trump yönetiminde ABD’nin kalkınma yardımlarını kesmesi büyük zararlar veriyor:

Lancet’te yayınlanan bir araştırma, bu kesintilerin 2030’a kadar 14 milyondan fazla insanın hayatına mal olabileceğini öngörüyor; bunların üçte biri de çocuk. … Trump bu hamlesiyle başkalarını da aynısını yapmaya teşvik etti. Örneğin Büyük Britanya, Almanya ve Fransa, savunma harcamalarını artırmak uğruna kalkınma yardımı bütçelerini kısıyor. … Bu yalnızca yardım alanlar değil, hepimiz için kötü haber. Yardımların salt diğerkâmlıktan verildiğini sanmak saflık olur. Nasıl ki çatışmalar açlık ve yoksulluğa sebep oluyorsa, adaletsizlik ve çaresizlikler de istikrarsızlığa ve dünyanın daha tehlikeli bir yer haline gelmesine yol açıyor.”

Libération (FR) /

İşbirliği ve iklim politikası birbiriyle bağlantılı

Sivil toplum kuruluşlarından oluşan bir kolektif Libération’da şu çağrıda bulunuyor:

Paris Anlaşması’nın üzerinden on yıl geçmişken, iklim finansmanıyla mutlaka kırılgan ülkelerin iklim değişikliğini önleme ve koşullara uyum sağlama konusunda iddialı tedbirler almalarına imkân tanıyan ve borç yüklerini de artırmayan projelerin desteklenmesi şart. … Bugün halklar sadaka değil, kendilerinin ve gezegenin ihtiyaçlarına karşılık veren, kararların da artık yalnızca zengin ülkeler tarafından kendi çıkarları doğrultusunda alınmadığı adil bir küresel finans sistemi istiyorlar.”