AB iklim korumaya elveda mı diyor?
AB’nin iklim politikası baskı altında: Birçok üye ülke, 2035 ve 2040 yıllarına ilişkin iklim hedeflerinin belirlenmesine karşı çıkıyor. Dünkü zirvede bir uzlaşmaya varılamadı. Daha önce 79 sanayi kuruluşu, maliyetlerin yüksek olduğunu öne sürerek emisyon sertifikalarına karşı lobi yaparken, 2.000’den fazla akademisyen tartışmaların bilimsel temellerden kopmaması yönünde uyarıda bulundu.
Yenilenebilir enerjiye yatırım yapmak kendi çıkarımıza
Avrupa sanayii için yanlış bir sinyal, diye uyarıyor De Volkskrant:
“Avrupa, mümkün olan en kısa sürede enerjide bağımsız hale gelmeli - hele şimdi bir de Rusya’dan sıvılaştırılmış doğalgaz ithalatını da durdurmaya karar vermişken. Acilen yenilenebilir enerji kaynaklarına ihtiyaç var. Bunlar Avrupa sanayii için de hayati önemde. Sanayi ancak teknolojik üstünlüğünü korur ve enerji dönüşümünde öncü rolünü sürdürürse güçlü kalabilir. Ama şimdi de Çin’in kârı cebe indirmesi tehlikesi var. Dolayısıyla, iklim politikası yalnızca bir ilke değil, ahlak, sağduyu ve kendi çıkarlarımız meselesi olarak da görülmeli.”
Feci sonuçlar doğurabilecek bir geri adım
Le Soir, AB’nin özenle planladığı rotadan saptığı eleştirisinde bulunuyor:
“Bu tartışmada söz hakkı yalnızca sanayi ve tarım lobilerine verilmiş görünüyor; sağlık, refah ve bugünkü ile gelecekteki kuşakların geçim güvencesi gibi meseleler tamamen göz ardı ediliyor. Ekonomiyi sürdürülebilir bir modele dönüştürme planı rafa kaldırıldı. Ataletin ve giderek kötüleşen iklimin doğurduğu sonuçların maliyeti gündeme dahi gelmiyor. Çevre hedeflerinin önemli bir kısmını bu tsunamiden korumak mümkün olacak mı? Bu görevi kim üstlenecek? Paris İklim Anlaşması’nın imzalanmasıyla oluşan coşkunun ardından sarkacın ters yöne savrulması daha ne kadar sürecek?”
İklim koruma toplum için fazla maliyetli
Çevrimiçi portal wPolityce.pl, AB’nin iklim politikasının yarattığı ekonomik ve toplumsal maliyetlerden endişe ediyor:
“Emisyonsuz teknolojilere geçiş sürecinde pek çok AB sektörü için rekabet gücünü korumak en büyük sorunlardan biri. Bir diğer sorun ise, iklim koruma politikalarının neden olduğu yüksek toplumsal maliyetler. Özellikle 2027’de yürürlüğe girmesi planlanan karbondioksit vergisi, fosil yakıtların hâlâ önemli bir paya sahip olduğu Polonya gibi ülkelerde yakıt fiyatlarının ve ısınma giderlerinin ciddi biçimde artmasına yol açacaktır.”