Ukrayna savaşı: Trump ve Putin'in görüşmesi ne sonuç getirir?

Rzeczpospolita temkinliliğini koruyor:

“Kremlin şimdiye kadar, ateşkesten önce barış anlaşmasının detaylarında uzlaşılması gerektiği görüşündeydi. Washington ise bunun tam tersini savunuyordu. Washington Post’a göre Putin, bombardımanların ve hava saldırılarının duracağı, cephedeki çatışmaların ise süreceği kısmi bir ateşkes önerebilirmiş. Ancak böyle bir anlaşma, Rus topraklarının derinliklerine yönelik insansız hava aracı saldırılarında giderek daha başarılı olan Ukraynalılar için son derece dezavantajlı olur.”

The Spectator hem iyi hem de kötü bazı hususlara işaret ediyor:

“Planlanan görüşmelerde Avrupa’nın tamamen dışarıda tutulması dikkat çekici. Trump’ın, Putin’le uzlaştığı her şeyi dünyanın geri kalanına olmuş bitmiş bir hakikat olarak sunabileceğini varsaydığı ortada. … Peki Trump, doğrudan müzakerelerde Putin’in hangi taleplerine boyun eğecek? Pek çok Ukraynalı, Trump’ın kendi adlarına müzakere yapma hakkını nereden aldığını sorgulayacak. … İyi haber, Trump’ın Putin’le doğrudan görüşme çağrısı yaparak savaşı sonlandırmaya yönelik hızlı bir yol önermesi. Kötü haber ise, bunun muhtemelen Putin’in koşullarında gerçekleşecek olması.”

Siyaset bilimci Viktor Şlintçak, Facebook’ta görüşmelerden beklentilerin fazla yüksek tutulmaması uyarısında bulunuyor:

“Rusya’nın yürüttüğü şekliyle bu müzakere süreci, savaşın hibrit unsurlarından biri sayılır. Rusya’nın gayesi, duygudurumda dalgalanmalar yaratmak, yanıltıcı senaryolar üretmek ve aynı zamanda da psikolojik yıpratma stratejisini kararlılıkla sürdürmek: Hem ABD’ye hem Avrupa’ya hem de bize karşı. Dolayısıyla, öncelikle en kritik senaryolardan yola çıkılmalı ve savaşın 24 saat, 100 gün ya da altı ay içinde sona ereceği gibi gerçekçi olmayan coşkulara kapılmamalı. Hayal kırıklığı bugün bizim müttefikimiz değil. Bunun anlamı: Hemen gözümüzün boyanmasına izin vermeyelim.”

Hospodářské noviny’in analizi şöyle:

“Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy her ne kadar ‘bize rağmen bizim için’ türünden bir anlaşmadan kaçınmak istese de, Donald Trump ve Vladimir Putin’in önümüzdeki hafta yapmayı planladıkları görüşmede Ukrayna konusunda bir çözüme varmalarına muhtaç. Zelenskiy için ülkesindeki siyasi vaziyet kötüleşiyor, popülaritesi rekor seviyede düşük. Ve Gallup’un gerçekleştirdiği son anket, Şubat 2022’deki Rus işgalinden bu yana ilk kez askeri zaferden ziyade barış anlaşması isteyen Ukraynalının sayısının daha fazla olduğunu gösterdi. Katılımcıların yalnızca yüzde 24’ü Ukrayna’nın kesin zafer elde edene kadar savaşması gerektiğini düşünürken, yüzde 69’u savaşın mümkün olan en kısa sürede bitmesini istiyor.”

ABD Başkanı'nın Rusya'nın ticaret ortaklarına daha yüksek gümrük vergisi ültimatomu vermesinin ardından, Kremlin'e yakın Moskowski Komsomolez, Trump'ın birkaç hedef arasında pek tutarlı olmayan bir politika izlediğini söylüyor:

“Hindistan neden 'Rusya’nın saldırganlığını sürdürmesi' gerekçesiyle cezalandırılıyor? Ve bu durum, Trump’ın coşkulu tavrı ile Putin’le mümkün olan en kısa sürede, hatta önümüzdeki hafta görüşme planlarıyla nasıl örtüşüyor? Hindistan’a yönelik bu hamlenin çoktan 'karara bağlandığı' ve bundan geri dönülmeyeceği anlaşılıyor. Trump’ın zihninde, Ukrayna krizini çözme hedefi ile Rusya’yı küresel enerji pazarlarından dışlama hedefi birbirine sıkı sıkıya bağlı. Ancak hangisinin kendisi için öncelikli olduğu hâlâ belirsiz. ... Üstelik Trump için, birini alenen küçük düşürmek de başlı başına önem teşkil ediyor. Bu rol için şimdi Başbakan Modi liderliğindeki Hindistan seçilmiş durumda.”

Mladá fronta dnes'e göre Trump'ın artık Rusya'yı sıkıştırması gerekiyor:

“Düne kadar, Vladimir Putin’in Washington’ın son baskılarına boyun eğeceğine ya da en azından bir uzlaşma teklifinde bulunacağına dair herhangi bir emare yoktu. Eğer toplantının geçici sonuçları doğrulanırsa, Trump’ın artık manevra alanının kalmadığı anlaşılmış olur. İki büyük gücün kafa kafaya gelmesi henüz kaçınılmaz olmasa da, ABD Başkanı artık yalnızca sert açıklamalarla yetinmeyip daha önce verdiği sözleri yerine getirmeli. Putin’e karşı sabırlı davranmakla suçlanamaz - ancak bu sabrın herhangi bir sonuç getirmediği de ortada. Dolayısıyla şimdi, eğer itibarını korumak istiyorsa, uygulayacağı yaptırımların gerçekten işe yarayıp yaramayacağını kanıtlama zamanı geldi.”

Le Soir, Ukrayna'nın gelecek perspektifinin hiç de iyileşmediğini yazıyor:

“ABD Başkanı bu tehditlerin etkili olacağına kendi dahi pek inanmazken, Kremlin çevresi muhtemel yaptırımların etkisini azaltmak için şimdiden harekete geçmiş durumda. Kremlin, fırtınayı atlatmak için bu kez hangi kirli numaraya başvuracak? Karşılıklı bir hava ateşkesi önerisi mi gündeme gelecek? ... Her halükârda, Ukrayna’da 'adil ve kalıcı bir barış' hâlâ uzak bir ihtimal. Avrupa halklarının, çatışmasız bir Rusya ile gelecekte birleşmesi fikrine ise değinmeye dahi gerek yok.”

Gazeteci Dmitri Kolesev, Echo tarafından alıntılanan bir Telegram gönderisinde görüşmeden büyük beklentileri olmadığını belirtiyor:

“Putin’le üç saat görüşen Witkoff akabinde Trump’a öyle bir şey demiş ki, Trump sevinçle daha önce eşi görülmemiş bir ilerlemeden söz etti. … Putin’in gerçekten de önemli tavizler verdiğine inanmak zor. Daha ziyade, Trump’ın vadettiği yaptırımları ve gümrük vergilerini uygulamamak için bulduğu her fırsata sarıldığı ve Putin’in her yeni hamlesini (örneğin ilan edilen hava ateşkesi gibi) ‘ilerleme’ olarak sunmaya çalıştığı kanaatindeyim.”

Keskisuomalainen'e göre, barış anlaşması şu anda gerçekleştirilmesi zor bir uzlaşma olduğundan, geçici çözümlere başvurulmalı:

“Rusya'nın Ukrayna'nın NATO veya Batı ülkelerinden güvenlik garantisi almasını kabul etmesi gerek. Bir barış sağlanması durumunda, Ukrayna muazzam toprak kayıplarının yanı sıra muhtemelen nüfus kayıpları da yaşayabilir. Öte yandan Rusya, asıl hedefi olan Ukrayna’ya boyun eğdirme amacına ulaşamaz. Avrupa ülkeleri bu konuda dikkatli olmalı. Trump tarzı hızlı bir barış çözümü önümüzdeki haftalarda pek mümkün görünmüyor; ancak ateşkesin sağlanması dahi büyük bir ilerleme olacaktır.”