İşçi Partisi kongresi: Starmer'dan sağa savaş ilanı
İşçi Partisi’nin salı günü Liverpool’da gerçekleştirilen kongresinde konuşan Büyük Britanya Başbakanı Keir Starmer, parti üyelerini hükümetin çizgisine sadık kalmaya çağırdı. Konuşmanın odak noktasında ekonomik yenilenme, sosyal reformlar ve anketlerde İşçi Partisi’nin önünde görünen Nigel Farage’ın sağ popülist Reform UK partisine karşı net bir mesafe koyma vurgusu vardı. Yorumcular değerlendirmelerini paylaşıyor.
Başbakan kavgaya hazır gözüküyor
Starmer’ın partisinin kongresinde gerçekleştirdiği coşkulu konuşma The Independent’a eski efsane başbakanlardan Winston Churchill’i hatırlatmış:
“Starmer’ın İşçi Partisi kongresindeki konuşması, bugüne değin yaptığı en dikkat çekici konuşmalardan biriydi. Sıklıkla Churchill’in retoriğine bariz göndermeler vardı. … Farage’a karşı ‘savaşa girmekten’ söz etti ve asla ‘teslim olmayacağını ve bayrağı [Nigel Farage’ın] Reform UK partisine bırakmayacağını’ söyledi. Salonda bakanların ve delegelerin ellerinde o kadar çok Birlik Bayrağı ve Aziz George Haçı vardı ki, İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda yapılan bir zafer kutlamasındaymışsınız hissine kapılabilirdiniz. … Starmer’ın Churchill’e yaptığı bu saygı duruşu, İşçi Partisi içindeki düşmanlarını şimdilik dizginlemeye yetecek gözüküyor.”
Ufukta şimdiden bir sonraki rota tartışması var
Frankfurter Allgemeine Zeitung, Starmer'ın başarılı bir atılım gerçekleştirdiğinden şüpheli:
“Seçmenler çoğunlukla büyük anlatılardan çok somut sonuçlara bakarak karar verir: Yasadışı göç azaltılabiliyor mu? [Ulusal Sağlık Sistemi] NHS'deki bekleme süreleri kısalıyor mu? Enflasyon düşüyor mu? Hükümet birlik içinde görünüyor mu? Üstelik kısa vadede büyük başarılar beklenmemeli. Tam tersine, yaklaşan bütçe görüşmeleri ve parti başkan yardımcılığı seçimiyle birlikte İşçi Partisi içinde ilave bir rota tartışması gündeme gelebilir.”
Farage'a güvenilirlik kazandırıyor
The Times, Büyük Britanya Başbakanı'nın yeni stratejisi riskli, diyor:
“Starmer, Farage’ı başlıca rakip ilan etmeyi seçti. Konuşmasında neredeyse hiç değinmediği Muhafazakârları görmezden gelerek, aslında Reform UK’in güvenilirliğini artırıyor. Bu tavır, Reform UK’in yalnızca hoşnutsuzların geçici bir adresi olmadığını, giderek ciddi bir güç haline geldiğini zımnen kabul ettiği anlamına geliyor. Starmer, seçmenlerin göç konusunda Farage ile aynı fikirde olsalar bile onu Downing Street’te görmekten çekineceklerini umuyor. Ancak Reform UK’den her söz edilişinde, Farage’ın bir zamanlar gülünç görülen ama şimdi giderek daha gerçekçi hale gelen başbakanlık iddiasına meşruiyet kazandırma riski doğuyor.”